ABD’li milyarder Jeffrey Epstein’ın hapishanedeki son günleriyle ilgili yeni belgeler yayımlandı. Daily Mail’in aktardığına göre, 2019 yılında ölen Epstein, Metropolitan Correction Center’daki hücresine geri dönmekten korkuyordu. Belgeler, ölümünün resmi kayıtlarda “intihar” olarak geçmesine rağmen, olayla ilgili yeni soru işaretleri ortaya koydu.
İntihar mı, cinayet mi? Jeffrey Epstein'ın ölümünün arkasında ne var? Kardeşi Trump'ı işaret etti
Jeffrey Epstein’ın hapishanedeki son günleriyle ilgili tüyler ürperten detaylar ortaya çıktı. Yeni belgeler, milyarderin hücresine dönmekten korktuğunu ve ciddi bir psikolojik çöküş yaşadığını gözler önüne serdi.
Psikiyatri raporlarına göre Epstein, ilk intihar girişimini 23 Temmuz 2019 gecesi, saat 01.27’de Özel Tecrit Ünitesi’nde (SHU) gerçekleştirdi. Raporda, Epstein’ın geceleri her 30 dakikada bir uyanıp su içtiği, sonrasında ne yaptığını hatırlamadığı ifade edildi.
Epstein, boynundaki izlerin nasıl oluştuğunu hatırlamadığını belirterek, hücresine geri dönmekten büyük kaygı duyduğunu dile getirdi.
Hapishanedeki son günlerinde Epstein’ın psikolojisinin iyice bozulduğu görüldü. Psikiyatrik kayıtlarda:
Ciddi duyusal hassasiyet,
Uyku bozuklukları,
Aşırı kaygı ve stres belirtileri
kaydedildi. Epstein, kolunda ve boynunda uyuşma olduğunu, yüksek sese tahammül edemediğini ve sifon seslerinin saatlerce huzursuzluk yarattığını anlattı. Kendini, “Rain Man” filmindeki otizmli karaktere benzetti ve çevresindeki seslere karşı aşırı duyarlılık yaşadığını belirtti.
O dönemde Epstein’ın hücre arkadaşı eski polis Nicholas Tartaglione’ydi. Tartaglione, Epstein’ı hayata döndürmeye çalıştığını belirtti. Olay sonrası Tartaglione suçlanmadı ve daha sonra başka suçlardan dolayı müebbet hapse mahkûm oldu.
Tıbbi kayıtlarda Epstein’ın boynunda dairesel kızarıklık ve sürtünme izleri, dizinde ise hafif yaralanmalar olduğu not edildi.
10 Ağustos 2019 sabahı Epstein, hücresinde ölü bulundu. Ölüm resmi olarak “intihar” olarak kayıtlara geçti. Ancak aynı gün kurumlar arasında ciddi bir iletişim krizi yaşandı. Yetkililer arasında geçen e-postalarda, cesedin FBI ve Adalet Bakanlığı müfettişliği onayı olmadan teslim edilmemesi gerektiği vurgulandı. Bir yetkili, “Bunun bir şaka olmasını diliyorum, çünkü değilse tamamen akıl almaz bir durumş” dedi.
Şubat 2023’te Epstein’ın kardeşi Mark Epstein, FBI’a çevrim içi ihbarda bulunarak Epstein’ın öldürüldüğünü öne sürdü. Kardeşi, bunun “isim vermek üzere olduğu için” yapılmış olabileceğini iddia etti ve ABD Başkanı Donald Trump’ı suçladı. Ancak ABD Adalet Bakanlığı ve Beyaz Saray, bu iddiaları “asılsız, temelsiz ve sansasyonel” olarak nitelendirdi.
KAYNAK: HABER MERKEZİ