General Atomics’in MQ-9B SkyGuardian İHA’sına entegre edilen lazer sistemi, türünün ilk örneği olarak öne çıkıyor. Şu anda 25 kilovat enerjiyle küçük çaplı hedefleri yok edebilen sistem, gelecekte 300 kilovata ulaşarak büyük uçakları ve füzeleri bile eritebilecek kapasiteye sahip olacak. Tanıtım sırasında, sistemin İran yapımı Şahid tipi kamikaze İHA’lara benzer hedefleri başarıyla imha ettiği görüntüler, teknolojinin gücünü gözler önüne serdi.
İHA'larda lazer devrimi! Artık füzeleri havada eritecek
ABD merkezli savunma devi General Atomics, askeri teknolojide çığır açan yeni bir lazer sistemini tanıttı. İnsansız hava araçlarına (İHA) entegre edilen bu yenilikçi sistem, düşman füzelerini ve İHA’ları havada eriterek etkisiz hale getiriyor. Lazer çağının başladığını müjdeleyen bu gelişme, geleceğin savaş teknolojilerini yeniden şekillendiriyor. İşte detaylar...


Maliyet ve etkinlikte devrim
Geleneksel savunma sistemlerinde pahalı ve tek kullanımlık füzeler kullanılırken, lazer teknolojisi hem maliyet avantajı hem de sınırsız kullanım imkânı sunuyor. Lazer ışını, enerji kaynağı tükenmediği sürece hedefleri sürekli olarak vurabiliyor. Bu, özellikle Ukrayna ve Orta Doğu’daki sürü drone saldırılarına karşı ekonomik ve etkili bir çözüm sunuyor. Örneğin, yalnızca 1 Ağustos 2024 - 1 Mart 2025 arasında Rusya’nın Ukrayna’ya 15 binden fazla Şahid İHA’sı fırlattığı biliniyor. Lazer sistemleri, bu tür tehditlerle mücadelede oyunu değiştirebilir.

En büyük meydan okuma: Enerji
Sistemin önündeki en büyük engel, enerji tüketimi. MQ-9B İHA’ları tek şarjla 40 saatten fazla uçabilirken, lazerin bu süreyi ne kadar kısaltacağı henüz net değil. General Atomics, enerji verimliliğini artırmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Geleceğin savaş teknolojisi
ABD ordusunun yüksek enerjili lazer (HEL) teknolojilerine yönelik uzun süredir devam eden çabaları, General Atomics’in bu başarısıyla yeni bir döneme girdi. Daha önce iptal edilen projelerin aksine, bu sistem sahada kullanılabilir hale gelmeye çok yakın. Uzmanlar, lazer silahlarının düşük maliyet, hız ve etkinlik avantajıyla askeri dengeleri kökten değiştirebileceğini belirtiyor.