İçeride ve dışarıda ateş topları ile oynamak...

Seçim ortamına her geçen gün biraz daha giriyoruz.

Mesajların, demeçlerin tonu değişiyor, meydanlar ısınıyor, ittifaklar konuşuluyor…

Gözler altı artı bir masasında. Aday kim olacak, kimler olacak, masa devam edecek mi, dağılacak mı? sorular artıyor, cevaplar ortaya çıkmıyor, çıkamıyor…

Masanın en büyük paydaşı CHP, doğal olarak Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday göstermeye çalışıyor, ancak parti içinde bile bu adaylık çok da olumlu karşılanmıyor.

CHP’li İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları üzerinden yürütülen “kazanacak aday” değerlendirmeleri masanın diğer büyük partisi İYİ Parti’nin üzerinden götürülüyor.

Masada hiçbir şekilde olmadığı iddia edilen HDP ise tam da bu noktada devreye giriyor, masada olduğunu kanıtlarcasına bu isimlere ve ek olarak İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in adaylığına sıcak bakmadıklarını söylüyor…

HDP’nin açıklamaları da, CHP’lilerin HDP desteğini kaybetmemek için giriştikleri “sempatik” tavırlar da masayı sıkıntıya sokuyor.

İYİ Parti masa altında kalmayı, görünür olmamayı kabullense problem etmeyeceği HDP konusunda, HDP’lilerin ve CHP’lilerin görünür kılma çabaları nedeniyle zorlanıyor.

CHP adayı belirleyemezse, liderini aday gösteremez ise tabanının İYİ Parti’ye kayacağı endişesi içinde ki, haklı ve yerinde bir endişe. Diğer yandan Kılıçdaroğlu aday gösterilirse İYİ Parti ciddi yara alacak, seçmeni CHP’ye doğru gidecek düşüncesinde. Bu da yerinde ve doğru aslında…

Kısacası masa ne yaparsa yapsın sıkıntı içinde…

Öte yandan hükümet eleştirileri büyük ölçüde ekonomi üzerine bina edilmişti. Ekonomideki gelişmeler ve hükümet tarafından üst üste açıklanan projeler, bunlara vatandaşın pozitif yönde tepkisi muhalefeti zora sokuyor.

Bunlara bir de ülke dışındaki gelişmeler eklenince, vatandaşın gözünde hükümetin doğru yaptığına dair inanç kuvvetleniyor.

Ukrayna ve Rusya arasındaki savaş tam bitecek diye düşünülürken yeni bir evreye girdi. Ukrayna Rusya’nın aylar boyunca ve çok büyük kayıplar sonucu elde ettiği toprakları geri almaya başladı, Rus ordusu dağıldı. Şimdi toparlanmak için kısmi seferberlik ilan edildi. Yani savaş devam ediyor. İşin içine taktik nükleer silahların girme ihtimali de dâhil oldu. Hal böyle olunca savaş daha şiddetli ve daha yaygın bir noktaya doğru gidecek.

Muhtemeldir ki, Türkiye’nin en başından beri izlemiş olduğu savaşın tarafı olmama, barış yapıcı ülke çabalarının içerde ve dışarda daha fazla kabul göreceği günlere geçeceğiz.

Türkiye, gıda krizini bir ölçüde çözmüş idi, enerji krizine doğru yoğunlaşıyordu ve barış için bastırıyordu. Şimdi her şey ters yüz olabilir.

Gıda konusunda başa dönülebilir. Enerji sorunu derinleşebilir. Kısacası dünya çok daha büyük ve aşılması zor bir kaos ortamına girebilir.

Rusya, Çin ve ABD’nin doğrudan savaşan taraflar haline geldiği bir ortam hiç de uzak görünmüyor.