2019'u benzeri görülmemiş çatışma ve protestolarla geçiren Çin'e bağlı özerk şehir Hong Kong'da, son iki haftadır iç kaynaklı yeni koronavirüs vakası tespit edilmedi.
Hong Kong'da ortalık karıştı! Şoke eden fotoğraflar
Hong Kong parlamentosunda Çin yanlıları ile muhalifler birbirine girdi. Uluslararası haber ajansları parlamentoda çekilen fotoğrafları son dakika koduyla geçti. İşte yaşananlar...
Hong Kong parlamentosunun bugünkü oturumuna hem muhalifler hem de Çin yanlısı siyasetçiler maske takarak katıldı.
Oturumun başkanı Starry Lee'nin, önünde onlarca koruma varken "Bu toplantıyı başlatma hakkım var" cümlesini kurunca tansiyon bir anda yükseldi.
Bunun üzerine muhalif siyasetçiler 'Starry Lee, istifa' diye bağırmaya başladı ve ardından büyük bir kavga patlak verdi.
Reuters ve AP haber ajansları, parlamentodan şoke edici fotoğraflar servis ediyor. Reuters, kavganın kilit bir kometinin başkanını seçmek için yapılan toplantıda başladığını bildiriyor.
Çin yanlısı siyasetçiler tarafından köşeye sıkıştırılan Demokrat temsilci Eddie Chu Hoi-dick'in oturumda zor anlar yaşadığı görüldü.
Kavga sırasında bazı milletvekilleri yerlerde sürüklenirken, bazı demokrat temsilciler meclis korumaları tarafından çembere alındı.
Kavgada yaralanan demokrat temsilci Andrew Wan Siu-kin ambulansla hastaneye taşındı.
Koronavirüs salgınının önünün kesildiği Hong Kong'da, bugün barlar, sinemalar, güzellik salonları ve diğer halka açık alanlar yeniden faaliyete geçmişti.
İngiltere'nin eski sömürgesi Hong Kong, 1997'de Çin'e bağlanmasından sonra geçtiğimiz yılı aylarca süren protestolara sahne olmuştu.
'İki sistem, tek devlet' ilkesiyle yönetilen şehirdeki on binlerce demokrasi yanlısı, suç işlediğinden şüphelenilen kişilerin Çin'e iade edilmesi kararının ardından sokaklara döküldü.
Göstericiler ile polis arasında şiddetin giderek tırmandığı protestolar barışçıl toplu yürüyüşlerle başladı ve Hong Kong'un yakın tarihinin en büyük siyasi krizine dönüştü.
İki protestocu gerçek merminin isabet etmesi sonucu öldü, Çin yanlısı bir kişi üzerine benzin dökülerek yakıldı bir diğer kişi de çıkan çatışmalarda atılan tuğlanın isabet etmesi sonucu öldü.
Olaylar yalnızca bu coğrafyayla sınırlı kalmadı, etkileri şirketler, siyasetçiler ve ünlü isimler aracılığıyla tüm dünyada hissedilmeye başladı.
Pekin yönetimi ve şehirdeki temsilcisi Carrie Lam, iade tasarısının geri çekilmesini kabul etti ancak bu gösterileri durdurmaya yetmedi.
Yüzlerce protestocu ve polisin yaralandığı olaylarda, metro istasyonları ateşe verildi, yağmalama olayları yaşandı, dükkânların camları kırıldı.
Bazı gruplar Çin şirketlerinin bulunduğu binalara saldırdı, Çin'in beş büyük devlet bankasından olan Çin Bankası'nın bankamatiklerini yağmaladı ve Çin yanlısı görüşleri savunan restoranlar boykot edildi.
Çin beklendiği gibi göstericileri 'hain' ve 'terörist' olmakla suçladı, Devlet Başkanı Şi Jinping protestoların 'terörizme işaret ettiğini' söyledi.
Bu sırada, Çin ordusunun binlerce askeri şehirdeki karargâhlarında bekletildi ve protestoları bastırmak için askeri birliklerin Hong Kong sokaklarına çıkabileceği birçok kez açıklandı.
Kasım ayına gelindiğinde ise Çin hegemonyasına karşı aylar süren gösterilerin gölgesinde rekor katılımla yerel seçimler yapıldı. Muhalifler seçimde büyük bir zafer kazandı, 18 bölge meclisinin 17'sinin kontrolü muhalefete geçti.
Hong Kong, İngiltere'nin 1842'de başlayan sömürge yönetimi sonrası 1 Temmuz 1997'de yeniden Çin'in hâkimiyeti altına girmişti. Yarı özerk şehirde, yargı ve ifade özgürlüğü güvence altında.
Çin karşıtı muhalifler, 'tek devlet iki sistem' anlaşmasının sona ereceği 2047 yılından önce 'tam demokrasi'ye geçilmesini talep ediyor.