Diyabet, antik çağlardan bu yana bilinen ve “tatlı idrar” olarak tanımlanan bir hastalık. Ancak günümüzde hızla artan vakalar, diyabeti küresel bir halk sağlığı sorunu haline getiriyor. Yeni veriler, 2050 yılına kadar diyabetli hasta sayısının 850 milyonu aşacağını gösteriyor. Peki bu durum bir salgın olarak nitelendirilebilir mi ve Türkiye’de durum nasıl?
Halk sağlığı alarmı mı? 2050’ye kadar hasta sayısı 850 milyonu geçecek: Türkiye’de risk ne boyutta?
Dünya genelinde diyabetli sayısı hızla artıyor. 2050’ye kadar 850 milyon kişiyi etkilemesi beklenen hastalık, artık “epidemik boyutta” bir halk sağlığı sorunu. Türkiye’de 20-79 yaş arası yaklaşık 9,6 milyon diyabetli bulunuyor ve Avrupa’da en yüksek prevalansa sahip ülkeyiz. Uzmanlar, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizle riski azaltmanın mümkün olduğunu vurguluyor.
Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) verilerine göre, dünya genelinde 2024 itibariyle diyabetli erişkin sayısı yaklaşık 589 milyon. Bu sayının 2050 yılında 853 milyon civarına ulaşması öngörülüyor.
Türkiye’de 20-79 yaş aralığında yaklaşık 9,6 milyon diyabetli yetişkin bulunuyor. Avrupa’da ise erişkin nüfus içinde en yüksek diyabet prevalansına sahip ülke konumundayız.
Prediyabet oranı da oldukça yüksek. Prediyabet, hastalığın tam olarak başlamadığı, ancak normal kan şekeri ile diyabet arasındaki ara dönemi ifade ediyor. Bu durum, Türkiye’nin diyabet açısından risk grubunda olduğunu gösteriyor.
Diyabet, uzun vadede vücutta birçok organ ve sistemi etkiliyor:
Damar Sistemi: Göz, böbrek ve sinir sistemi hasarları, koroner arter ve periferik damar hastalıkları artıyor.
Diyabetik Ayak: Sinir ve dolaşım sistemindeki bozulmalar, ayak yaralarına ve amputasyon riskine yol açabiliyor.
Böbrek ve Göz Sağlığı: Düzenli böbrek fonksiyon testleri ve göz muayeneleri önem taşıyor.
Diyabet riskini azaltmak ve hastalığın ilerlemesini önlemek için uzmanlar şunları öneriyor:
Sağlıklı Beslenme: İşlenmiş şeker ve yüksek kalorili gıdalar sınırlandırılmalı.
Fiziksel Aktivite: Düzenli egzersiz ve kas güçlendirme aktiviteleri hayatın bir parçası olmalı.
Vücut Ağırlığı Kontrolü: Özellikle abdominal obezite azaltılmalı; sigara ve alkol gibi ek risk faktörleri kontrol altına alınmalı.
Düzenli Sağlık Kontrolleri: Ailesel diyabet öyküsü olanlar, obezite hastaları ve gestasyonel diyabet riski olanlar düzenli takip edilmeli.