Hainlerin avukatı tehdit etti: Buradan nasıl çıkarsınız, bilemiyorum...

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Şehit Ömer Halisdemir davasının 13. celsesi bugün başladı.

İlk kez Sincan Cezaevi yerleşkesi içindeki duruşma salonunda görülen davada, Soner ve Savaş Halisdemir'den sonra, şehidin kızkardeşi Emel Yeşildal da sanıklardan şikayetçi oldu. Duruşmanın başlangıcında Avukat Çiğdem Koç, sanık yakınlarının içeri alınmadığını belirtip, "Bu gelenler kim ve neden müşteki sıralarında oturuyorlar. Bu arada geçen duruşmada yaşananları hatırlatıyorum" dedi. Mahkeme Başkanı Bayram Kantık, "Dışarıya çıkıp, insanlara bakacak değilim. Usül bu" karşılığını verdi. Daha sonra her sanığın ailesinden bir kişi salona alındı.

"ŞEREFSİZLER, BİR ADAMA 30 KURŞUN MU SIKILIR"

Davada, ilk olarak sanıklardan Ali Solmaz hakkında ifade veren Erdal Dağgül, tanık olarak dinlendi. Dağgül, Ali Solmaz'la aynı evde kaldıklarını, Solmaz'ın da, evin de örgütle bir bağlantısı oldugunu düşünmediğini söyledi. Dağgül'ün polis ifadesini okuyan Başkan Kantık, "Bu ifadenden ne anlaşılıyor? 4 cemaat mensubunun aynı evde kaldığını anlıyoruz. Ne diyorsun" diye sordu. Tanık Erdal Dağgül, tanımadığı bir kişinin kendilerine ev tuttuğunu, ama örgütle bağlantıları olmadığını tekrarlayınca da, Başkan Kantık şöyle tepki gösterdi: "Astsubay değil misin? Okuma yazması olan adamsın. Tanımadığın birinin tuttuğu eve çıkıyorsun. Asker olarak daha dikkatli olman gerekmez mi?"

Tanığın ifadesi sürerken bir izleyicinin, "Şerefsizler, bir adama 30 kurşun mu sıkılır" diye bağırdığı duyuldu.

Tanık Dağgül'ün zorlukla teşhis etmesinden sonra, söz alan Ali Solmaz, 2013'te aynı evde kaldıklarını, bu evi de kendi iradeleriyle tuttuklarını bildirdi.

"SİZ BURADA HAİNLİK YAPIYORSUNUZ"

Rapolar ve katılım taleplerine ilişkin beyanlar alınırken sanıklardan Ali Güreli, "Emir komuta içinde işimizi yaparken bir ateş ortasına düştük" dedi. Sanıklardan Erhan Almaz is,e bu davaya tüm Türkiye'nin katılması, duruşmayı yandaş medya, yalan yanlış haberlerle izlememesi gerektiğini söyleyince salon karıştı. İzleyiciler, "Size mi soracağız? Hepiniz hainsiniz. Mehmetçik Afrin'de destan yazıyor. Siz burada hainlik yapıyorsunuz" sözleriyle tepki gösterdi. Başkan Kantık, tepki gösterenlerin dışarı çıkarılmasını, küfredenler hakkında da tutanak tutulmasını istedi.

Sanıklardan Fatih Şahin de beyanı sırasında, "Rahmetli Ömer Halisdemir" dedikçe izleyiciler, "Adını anma" diye tepki gösterdi. Şahin, görüntülerde Halisdemir'e ağaçlar arasından ateş edildiğinin görüldüğünü, akar görüntülerin ve balistik raporlarının dosyaya getirtilmesini istedi. Şahin, "İdarenin, yani Cumhurbaşkanı ve Başbakanın taraf olduğu, yine bu idare tarafından atanmış bilirkişilerce hazırlanan rapor söz konusu" dedi. Mahkeme Başkanı Kantık ise, "Bilirkişi heyetini oluşturan mahkemedir, çarpıtmayın" diye tepki gösterdi. Fatih Şahin de, "Siz belirlemiş olabilirsiniz ama, kimin kontrolünde olduğu belli" karşılığını verdi.

TEHDİT ETTİ!

Sanık Avukatlarından Emir Yakın, kendisini Genelkurmay davasında gördüğünü, dosyada, Genelkurmay fişlemeleri bulunduğunu, burada Zekai Aksakallı'nın ismini göremediğini, ama Hulusi Akar ve Yaşar Güler'in ismini gördüğünü anlatıp, "Birlikte daha var" diye devam ederken, mahkeme başkanı "Bu dava Genelkurmay davası değil" diyerek kesmek istedi. Ancak Avukat Emir Yakın, "Burada çok ciddi bir fişleme var. İnşallah doğru değildir. Kuzuyu kurda teslim etmektir bu. Söylemek istemiyorum, burada kendisiyle yüz yüze bakıyoruz. İnşallah doğru değildir" dedi. Emir Yakın, tahliye talepleriyle ilgili olarak da, "Tahliye etsek ve siz de böyle bir karar verseniz, siz buradan nasıl çıkarsınız, bilemiyorum... İnşallah doğrular ortaya çıkar" deyince mahkeme karıştı. İzleyiciler, avukatlara şiddetli tepki gösterdi. Küfürler ve hakaretler havada uçuştu. Ayağa fırlayan mahkeme Başkanı Kantık şöyle bağırdı:

"Bu ne ya, devletin mahkemesine, devlete saygısızlıktır. Bana, heyete, Türkiye Cumhuriyeti'ne saygısızlıktır. Daha iyi duruşma yapalım diye buraya aldık, daha ne yapalım ya".

İzleyiciler ise, "Atın bunları" diye seslendi. İzleyiciler, avukatlara da, "Dışarı çıkın ulan, orada hesaplaşalım, sizi bekliyoruz" diye bağırınca, Başkan, "Avukatlar, duruşmada kanun gereği lazım" dedi. Başkan, cübbesini çıkararak, duruşmaya 1 saat ara verdiğini söyledi ve salondan ayrıldı. Avukatlar ve sanık yakınları ise, salondan uzun süre çıkamadı. Sanık yakınları, "Biz çıkmak istemiyoruz, bizim yüzümüzden ortalık karışmasın" diyerek duruşma başlayana kadar salonda oturmaya karar verdi.

Bu arada, izleyiciler arasında, hakimin sık sık tepki gösterdiği ve mahkemede en çok bağıran bir kişi, Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız'a dönerek, "Odatv gözüm üzerinde" demesi ise dikkat çekti.

"BU DA FETÖ YÖNTEMİDİR"

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde şehit Ömer Halisdemir ailesinin Avukatı Tuğba Eker, sanık Fatih Şahin'in Halisdemir'e 11 el ateş ettiğinin sabit olduğunu belirterek, "Ömer Halisdemir darbeyi önleyen en büyük kahramanlarımızdandır. Sanıklar tesadüfen gelmiş değildir. Hain Semih Terzi'yle gelmişlerdir ve buradaki sanıklar Ömer Halisdemir'i şehit eden şahıslardır" dedi. Başbakanlık Avukatı Alaaddin Varol da şöyle konuştu:

"Özellikle, Fatih Şahin'in FETÖ benzeri kontrollü darbe söylemlerini kabul etmiyoruz. Ayrıca bilirkişilerin baskı altında olduğu iddiası iftiradır. Bu söylem de FETÖ söylemidır. Av. Emir Yakın'ın söylemlerini şiddetle kınıyorum. Ne idüğü belirsiz bir belge ile Hulusi Akar ve Yaşar Güler'i suçlamak doğru değildir. Bu da FETÖ yöntemidir".

Sanıklardan Mehmet Bilge, hakkında ifade veren bir tanığın dinlenmesinden sonra Savcı Mustafa Manga, esas hakkındaki mütalaasını açıklayabileceğini bildirdi.

Mahkeme Başkanı'nın, taleplere ilişkin kararı açıklamasının ardından Savcı Manga, esasa ilişkin mütalaasını okumaya başladı.

Hainlerin avukatı tehdit etti: Buradan nasıl çıkarsınız, bilemiyorum... ile ilgili etiketler Ömer Halisdemir
GÜNÜN VİDEOSU

İstanbul Boğazı köpürüyor! Korkutan görüntü...

İstanbul Boğazı'nın bir ucundan diğer ucuna doğru uzanan köpük yoğunluğu korkuttu. Havadan çekilen köpük yoğunluğu akıllara müsilajı getirdi.