Super Haber
İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
15 °
Son Dakika
Gündem
Ekonomi
Emlak
Otomobil
Kobi
Tarım
Kripto Para
Dünya
Spor
Teknoloji Youtube
    1. Haberler
    2. Foto Galeri
    3. Yaşam
    4. Güzellik için arsenik ve idrar maskesi yaptı!
    28.01.2019 11:08 | Güncellenme: 16.11.2022 16:50

    Güzellik için arsenik ve idrar maskesi yaptı!

    Güzellik, tarih boyunca insanlar için önemli olan bir olgu olmuştur. Kozmetik sektörünün bu kadar gelişmediği yıllarda kadınlar, pek çok tehlikeli ve sıra dışı yönteme başvuruyordu. İşte o korkunç bakım sırları...

    Güzellik için arsenik ve idrar maskesi yaptı! - Sayfa 1

    İmparatoriçe Elisabeth: Olgunlaşmamış dana etinden yüz maskesi

    19. yüzyılda dünyanın en güzel kadınıydı, Avusturya İmparatoriçesi Elisabeth. Kusursuz cildi ve ayaklarına kadar uzanan kalın, kestane rengi saçlarıyla ünü Avrupa'ya yayılmıştı. Bunların hiçbirisini elde etmek kolay yoldan olmadı. Cildinin güzelliğini korumak için çilekleri ellerinde eziyor, sıcak zeytinyağında banyo yapıyor ve anlatıldığı şekliyle suratında "çiğ dana eti ile kaplı yüz maskesi" ile uyuyordu. Konu yemek yemeye gelince seçimlerini yine sığır eti, preslenmiş tavuk, keklik ve geyik etinden yana kullanıyordu. Bu tür "yiyecekler" de öyle baharat dolabında bulabileceğiniz türde yiyeceklerden değildi. Bütün bunlara rağmen, Elisabeth korsesini o kadar daraltıyordu ki, beli 49.5 cm olarak ölçüldü. Her gün saçlarını en az 3 saat boyunca açık bırakırdı, çünkü saçları çok uzun olduğu için genelde toplu dururdu. Hatta, saçlarına kurdele tarzı şeyler takıldığında saçları o kadar ağırlaşıyordu ki, baş ağrısına sebep oluyordu. Dışarı çıktığı zamanlar çok kısıtlıydı çünkü rüzgarın saçlarını mahvetmesini istemiyordu. Ama eğer güzel olmak istiyorsanız, bazen lükslerinizden vazgeçmeyi bilmelisiniz, evinizden dışarı çıkmak gibi.

    110
    Güzellik için arsenik ve idrar maskesi yaptı! - Sayfa 2

    Cleopatra: Eşek sütünde banyo

    Kraliçe Cleopatra yaşamış bütün erkeklerin kalbini kazanmıştır. Bu durum belki onun cazibesinden, büyüklüğünden veya gübrenin/böcek bağırsaklarının tatlı aromasındandır, kim bilir. Kraliçe, her şeye rağmen kendi zamanının güzellik standartlarına uyuyordu. Ezilmiş böcek bağırsağından ruj yaptırıyor, timsah gübresinden yaptırdığı pudrayı da göz altlarında kullanıyordu. Cleopatra en lüks yöntemleri kullanmaktan çekinmedi: Ekşimiş eşek sütüyle banyo yapmak gibi. Hizmetkarları her gün 700 eşeği sağıyor, böylece o sütlerle küveti doldurabiliyorlardı. Eşek sütünün kırışıklıkları giderdiği söyleniyordu. Ekşi laktoz, cildin üst tabakasının soyulmasına, alttaki yeni derinin ortaya çıkmasına yardımcı olan laktik asite dönüşüyor.

    210
    Güzellik için arsenik ve idrar maskesi yaptı! - Sayfa 3

    Nefertiti: Sizi öldürmek için yeterli olacak miktarda makyaj yapıyordu.

    Mısırlı kraliçe Nefertiti'nin ismi "güzel olan kişi geldi" anlamına geliyordu. O kadar güzeldi ki, yüzünün heykeli 20. yüzyılın başlarında uluslararası sansasyon yarattı. Ölümünden 3000 yıl sonra bile hala gazetelerin birinci sayfasında yer alabiliyor. Bu kadar iyi görünmek için çok uğraştığını da söyleyebiliriz. Nefertiti'nin zamanında kraliçeler öldüklerinde makyajlı bir şekilde gömülmek zorundalardı. Güzellik sırlarının çoğunu bir kenara not almamış olsalar da, benzeri mezarlardan geriye kalan bazı sırları bulabiliyoruz. Nefertiti'nin mezarı hiçbir zaman bulunamamış olmasına rağmen, onun zamanındaki diğer mezarlar bizlere ipuçlarını veriyor.  

    Nefertiti tamamen tüysüzdü. Saçları dahil tepeden tırnağa bütün vücudu tıraşlanıyordu. Bu sebepten peruk takıyor ve "kohl" denen siyah göz kalemiyle makyajını yapıyordu. Bu göz kaleminin içeriğinden dolayı, her makyaj yaptığında yavaş yavaş kendini zehirliyordu. Fakat kaleminin onu rujundan önce öldürmesi imkansızdı, çünkü kullandığı rujda da bir başka çeşit toksik madde bulunuyordu.

    310
    Güzellik için arsenik ve idrar maskesi yaptı! - Sayfa 4

    Kraliçe 1. Elizabeth: Cildi kurşunla kaplamak 

    Kendini kurşunla zehirlemenin modası hiçbir zaman geçmiyor. Onunla yüzlerce yıldır harika görünümler elde edilmiş. Nefertiti göz çevresine birazcık sürüyor olsa da Kraliçe 1. Elizabeth'i bu konuda kimse geçemez. Elizabeth dönemi sırasında en popüler cilt ürünü "Venetian ceruse" (Venedik fondöteni) isimli üründü. Ürün, kurşun ve sirke karışımından oluşuyordu ve kadınlar bu ürünü tüm ciltlerine yedirip, porselen beyazı bir görüntü elde ediyorlardı. Elizabeth 29 yaşında su çiçeği oldu ve geriye kalan izlerden çok utanıyordu. Toplum içinde yara izlerini göstermek istemediği için de toksik maddeler barındıran bu beyaz zehirli boyayı cildine sürmeyi tercih etti. O kadar fazla kullanıyordu ki, sürmediği zamanlarda neredeyse tanınmaz hale geliyordu. O zamanın Essex veliahtı, Elizebeth'i makyajsız görmüş ve kalın Venedik fondöteninin altında bir "çarpık leş" sakladığı şakalarını yapmıştır.

    410
    Güzellik için arsenik ve idrar maskesi yaptı! - Sayfa 5

    Marie Antoinette: Haşlanmış güvercin suyu

    Fransız kraliçe Marie, kek yemeyi kendine yasaklamıştı. Birinci kalite güzelliği olmasıyla ün salmıştı ve bu şöhreti kaybetmeye niyeti yoktu. Aynı İmparatoriçe Elisabeth gibi geceleri yüzünde maskeyle yatardı, fakat onun maskesi konyak, süt tozu ve limondan oluşuyordu. Güzellik maskesinden çok doğum günü partisi menüsü gibi duruyor. Güne yüzünü, güvercinden yapılma temizleyici ile yıkayarak başlıyordu. O zamanlarda bu ürünün bir satış noktası bulunuyordu: "Eau Cosmetique de Pigeon" (Güvercin Kozmetik Suyu) ve bu küçük reklam her şişenin "sekiz güvercin haşlaması"ndan yapıldığı vaadinde bulunuyordu. Daha sonra Marie günde üç kez kıyafet değiştirirdi. Fransa Kraliçesi olarak, Marie'nin aynı şeyi ikinci kere giymemesi bekleniyordu. Kıyafetlerine her sene 120,000 Fransız livresi harcıyordu, şimdinin parasıyla yaklaşık 21 milyon TL'ye eşdeğer. 

    Bir diğer popüler güzellik anlayışı ise, kadınlar, erkekleri şeffaf ciltleri olduğuna inandırmak için damarlarının üzerinden mavi kalemle geçerlermiş.

    510
    Güzellik için arsenik ve idrar maskesi yaptı! - Sayfa 6

    İskoç Kraliçesi Mary: Şarap banyosu 

    İskoçya Kraliçesi Mary'nin güzelliği doğal değildi. Birazcık geniş bir burun ve sivri bir çeneyle doğmuştu. Ama genel toplumsal algıya göre, sonuçta o bir kraliçeydi ve güzel olması gerekiyordu. Cildinin olabildiğince göz alıcı görünmesi için, hizmetkarları küveti beyaz şarapla doldururdu. Büyük bir zevkle içine dalar, şarabın onu güzelleştirdiğine inanırdı. Bu uygulama "vinotherapy" (şarap terapisi) olarak adlandırılıyor ve günümüzde hala kullanılıyor. Kraliçenin ne tür bir şarap kullandığını bilmiyoruz, ama modern şarap terapilerinde içilebilir, alkollü şarap kullanılmıyor. Onun yerine, şarap yapımı sürecinden artakalan kompostolar kullanılıyor.

    610
    Güzellik için arsenik ve idrar maskesi yaptı! - Sayfa 7

    İmparatoriçe Zoe Porphyrogenita: Kendi kozmetik laboratuvarını kurmak 

    İmparatoriçe Zoe, Bizans İmparatorluğu'nun en güzel kadınlarından biriydi. Altmışlarındayken bile hala yirmi yaşlarındaymış gibi görünüyormuş. İmparatoriçe olduktan sonra, Zoe'nin imparatorluk sarayına kurdurduğu, onun makyaj malzemelerini yapmaya adamış koskocaman bir laboratuvarı vardı. Bu fabrika, diğer ülkelere ürün sağlayabilecek kadar büyük, zengin ve gerçek bir kozmetik fabrikasıydı. Fakat Zoe tek müşterisiydi. Onun hakkında "iyi pişirilmiş tavuk gibi taze ve iyi durumda" gibi söylemlerin bahsi geçiyordu. Bu da demek oluyor ki fabrika işe yaramıştı.

    710
    Güzellik için arsenik ve idrar maskesi yaptı! - Sayfa 8

    Lucrezia Borgia: Saçlarını yıkamak için birkaç gününü ayırıyordu.

    Ünlü İngiliz şair Lord Byron bir keresinde, Lucrezia'nın saçları için "en hoş ve saf görüntü" sözlerini kullanmıştır. Byron yeni şiiri için bir dize bulmaya çalışmıyordu, Lucrezia'ya aşıktı. Hatta o kadar aşıktı ki, saçından gizlice aldığı bir tutamı yatağının yanında saklıyordu. Lucrezia'nın saçları parlaktı, sarıydı fakat doğal değildi. Ailenin diğer üyelerinin saçları koyu renkliydi. Onunki güneş gibi parlıyordu çünkü saçlarını sürekli soda ve limon suyuyla saatlerce yıkıyordu ve güneşte kurutuyordu. Bu işlem o kadar vakit alıyordu ki, zaman zaman yolculuklarını erteliyordu. İnsanlara gönderdiği mektuplarda geç kalacağını çünkü "kıyafetlerini sırasıyla yerleştirip başını yıkayacağını" söylüyordu.

    810
    Güzellik için arsenik ve idrar maskesi yaptı! - Sayfa 9

    Truvalı Helen: Sirke banyosu

    Helen o kadar güzel bir kadınmış ki binlerce adam onun uğruna can vermiş. Öyle ya da böyle, Helen sadece eski bir adamın hayal ürününden ibaret. Eğer Homer gerçekten Helen'i kafasından uydurmuşsa da, kadınların kozmetiğe olan ilgisi hakkında baya bir bilgi sahibiymiş. Iliad'a göre Truvalı Helen, banyosunu sirke ile yapıyormuş. Her gün hizmetkarları ona, varsayım olarak, asit dolu bir küvet hazırlıyor, Helen de seve seve içine giriyormuş. Günümüzde, insanlar onun elma sirkesi veya sulandırılmış sirke kullandığını varsayıyor, çünkü diğer türlüsü biraz korkutucu. Her şeye rağmen insanlar hala sirkeli su ile banyo yapabiliyor. Sirke aslında vücudun pH seviyesini dengeliyor, bu da temizleme etkisi yaratıyor.

    910
    Güzellik için arsenik ve idrar maskesi yaptı! - Sayfa 10

    Simonetta Vespucci: Arsenik, sülük ve insan çişi 

    İsmini bilmiyor olsanız bile, Simonetta'nın yüzünü çokça görmüşsünüzdür. Rönesans döneminin bazı büyük ressamları için ilham kaynağı olmuştur. Hatta Venüs'ün Doğuşu tablosunun merkezinde, Aşk tanrısı için model olarak bile seçilmiş. Rönesans döneminde herkes onun gibi görünmek istiyormuş. Böylece, herkes onun, sülükler, zehirler ve başka şeyler içeren güzellik rejimini taklit etmiş. Cildinin soluk, beyaz ve güzel olmasını sağlamak için, onun zamanındaki kadınlar kulaklarına sülük koyarlarmış. Sülükler, yüzlerindeki kanı emer ve ölü gibi soluk bir cilde sahip olmalarını sağlarmış. Yaptıkları maskelerden bahsedecek olursak, ekmek kırıntısı, yumurta akı ve sirkeyi karıştırır yüzlerine sürerlermiş. Kaşlarını her daim alıyorlar veya direk yakıyorlarmış. Kadınlar, tüylerini arsenik ve alum denen kimyasal ile temizler ve sonra hepsini altınla zımparalarlarmış. Yoksul kadınlar bu ürünleri bulamadıklarından, saçlarını insan idrarıyla ağartırlarmış. 

    1010
    SuperHaber
    Gizlilik İlkeleri Çerez Politikası Künye İletişim Hukuka Aykırılık Bildirimi Kullanım Şartları
    © 2025 SuperHaber. Tüm hakları saklıdır. Yazılım, Tasarım ve Sistem Yönetimi: Bilgin Pro iPhone uygulaması Android uygulaması
    • Super Haber

    • Anasayfa
    • Galeri
    • Video
    • Yazarlar
    • Yerel Haberler
    • Kategoriler
    • Gündem
    • Ekonomi
      • Emlak
      • Otomobil
      • Kobi
      • Tarım
      • Kripto para
    • Dünya
    • Spor
    • Magazin
    • Seyahat
    • Yaşam
      • Hava durumu
      • Yemek
      • Astroloji
      • Kim kimdir
      • Rüya tabirleri
      • Ramazan
    • Teknoloji
    • Sağlık
      • Koronavirüs
    • Kültür sanat
      • Tarihte bugün
    • Medya
      • Dizi
      • Reyting
      • Televizyon
    • Eğitim
    • Popüler haberler
      • Alışveriş
      • Sosyal yardımlar
      • Trend
    • Gözden kaçmasın
    • Kurumsal
    • Gizlilik ilkeleri
    • Çerez politikası
    • Künye
    • İletişim
    • Hukuka aykırılık bildirimi
    • Kullanım şartları
    • © 2025 superhaber.com - Tüm hakları saklıdır.