HEYKELİN POZU DİKKAT ÇEKTİ
Göbeklitepe’deki çalışmalarda gün yüzüne çıkarılan heykel, gerçekçi üslubu ve duruşuyla dikkat çekti.
HEYKELİN POZU DİKKAT ÇEKTİ
Göbeklitepe’deki çalışmalarda gün yüzüne çıkarılan heykel, gerçekçi üslubu ve duruşuyla dikkat çekti.
Prof. Dr. Karul, “Heykel oldukça gerçekçi ve benzerlerinden de bildiğimiz tanımlı bir üsluba sahip. Bir eli karnının üzerinde, diğeri göğsünde olacak şekilde şekillendirilmiş. Bu duruş daha önce Göbeklitepe’de bulunan başka heykellerle de örtüşüyor. Çağdaş yerleşmelerden de benzerlerini biliyoruz” dedi.
DUVARLARIN İÇİNE BİLİNÇLİ YERLEŞTİRİLMİŞ
Heykelin duvarın içinde bulunmasına dikkat çeken Karul, şunları aktardı:
“Göbeklitepe ve çağdaşlarında bu uygulamaya sıkça rastlıyoruz. Özellikle Nevali Çori’de duvar ve sekilerin içinde bulunmuş heykel parçaları var. Yapıların işlevi sona erdikten sonra içleri bilinçli bir şekilde dolduruluyor. Bu sırada kırık ya da tüm halde heykeller de yapıların içine bırakılıyordu. Bu durum, heykelin yapı duvarının içine bilinçli şekilde yerleştirildiği düşüncesini destekliyor.”
“RİTÜEL PARÇASI” VURGUSU
Kazı Başkanı Karul, insan heykellerinin Göbeklitepe’de hayvan figürlerine kıyasla daha az bulunduğunu belirterek, “Bir diğer husus, diğer yerleşimlerle karşılaştırıldığında Göbeklitepe’de bugüne kadar az sayıda da olsa insan heykeli biliniyordu. Daha çok hayvan betimleriyle karşılaşılırken, sonraki dönemlerde insan betimlerine daha çok rastlıyoruz” diye konuştu.
İNSAN MERKEZLİ BAKIŞIN BAŞLANGICI
Prof. Dr. Karul, bu keşfin tarih öncesi toplumların düşünce yapısını anlamak açısından çok önemli olduğuna dikkat çekti:
“Sanırım yerleşik yaşamın başlangıcında insan kendisini hayvanlar dünyasının bir parçası olarak görüyordu. Yerleşik hayata geçildikçe ise kendini evrenin merkezine koymaya başladı ve insan heykellerinin sayısı arttı. Bu çerçeveden bakıldığında bulunan her heykel, onun yapım biçimi, ellerinin duruşu, tarih öncesi toplumların ideolojik yaklaşımlarını anlamamız açısından son derece önemli.”