Fatih Altaylı tutuklanarak cezaevine gönderildi! Evinden gözaltına alınmıştı...
Gazeteci Fatih Altaylı, kendisine ait Youtube kanalında söylediği sözler nedeniyle ‘cumhurbaşkanını tehdit’ suçundan başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderildi. Dün akşam gözatına alınan Altaylı sabah saatlerinde Çağlayan Adliyesi'ne getirildi. Burada savcılığa ifade veren Altaylı 'tutuklama' talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi ve ardından da tutuklanarak cezaevine gönderildi. Altaylı savcılıkta verdiği ifadede "herhangi bir tehdit maksadım yoktur" dedi.
Gazeteci Fatih Altaylı hakkında, kendisine ait Youtube kanalında yayınlanan bir videodaki konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak tehdit içerikli sözler sarf ettiği iddiasıyla ‘cumhurbaşkanını tehdit’ suçundan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re’sen soruşturma başlatılmıştı.
Altaylı, soruşturma kapsamında yakalanarak gözaltına alınmıştı.
SAVCILIKTAN TUTUKLAMA TALEBİ
Şüpheli, üzerine atılı suçlamadan, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Altaylı, ilerleyen saatlerde savcılıkta ifade verdi.
Ünlü gazeteci savcılık ifadesinin ardından tutuklama istemiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi.
Altaylı, kendisine ait Youtube kanalında söylediği sözler nedeniyle "Cumhurbaşkanını tehdit" suçundan başlatılan soruşturma çerçevesinde çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi.
FATİH ALTAYLI'NIN İFADESİ
Altaylı, ifadesinde şunları söylediği öğrenildi:
"20 Haziran tarihinde yapmış olduğumuz yayında Cumhurbaşkanına karşı herhangi bir tehdit veya hakaret maksadım yoktur. Araştırma şirketinin yapmış olduğu anketlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaydı hayat şartıyla Cumhurbaşkanlığı yapmasına onay verip vermedikleri yönünde araştırma yapılmış, vatandaşların yüzde 70’i de böyle bir anayasa değişikliğine onay vermeyeceklerini söylemiştir.
Yapmış olduğumuz bu yayında da, bu konuyla ilgili Türk halkının Tanzimat’tan bu yana oy kullanarak devlet yönetiminde etkin olmayı sevdiğini, benimsediğini ve herhangi bir kişiye kendi isteği ve denetimi dışında devlette üst düzey görev yapma iznini peşinen vermekten hoşlanmadığını beyan ettim.
Türk halkının kendini yönetenlere karşı her zaman eleştirel bir tutum takınabildiğini, padişahlar döneminde dahi padişahların eleştirildiğini, tarihe meraklı entelektüel kimliğim ile ifade ettim. Söylemiş olduğum şeylerin aynıları ya da benzerleri daha önceki tarihlerde, Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu gibi yakın tarihimiz üzerine uzman olan biliminsanları tarafından da defalarca söylenmiştir."
"VİDEO TEHDİT EDİYORMUŞUM ALGISI YARATMAK İÇİN KURGULANMIŞ"
"Burada kesinlikle Cumhurbaşkanına tehdit veya tehdit algısı çıkarılacak beyanım yoktur. Herhangi bir ima dahi yoktur. Olayın bu şekilde anlam bütünlüğü değiştirilerek saptırıldığını, sadece tarihe bilgi vermeye yönelik beyanlarımın bilinçli bir şekilde Cumhurbaşkanını tehdit ediyormuşum gibi yansıtıldığını görmekteyim.
Bu algı bozulmasından ve sözlerimin çarpıtılmasından şahsım sorumlu değildir. Zira Sayın savcılık makamına sunmuş olduğum USB içerisinde bulunan suça konu edilen videolar izlendiğinde, yaklaşık 3 dakika olan orijinal video benim açıklama yaptığım ve tarihsel bilgi verdiğim videodur. Diğer yaklaşık 30 saniyelik kısa olan video ise bu videoların kesilerek anlam bütünlüğü oluşturulacak şekilde sanki Cumhurbaşkanını tehdit ediyormuşum algısı yaratmak için kurgulanmış ve kamuoyuna sunulmuş videodur.
Orijinal olan video izlendiğinde herhangi bir şekilde Cumhurbaşkanını kastederek halk nazarında tehditvari bir konuşma yapmadığım, konuşmanın tamamen tarihsel olduğu açıkça görülecektir. 45 yıllık meslek hayatım boyunca sayısız televizyon programına katıldım ve köşe yazıları yazdım. Bunların herhangi birisinde bırakın Cumhurbaşkanını, herhangi bir vatandaşı dahi tehdit etmişliğim yoktur. Bu suçlamalarla daha önce herhangi bir adli soruşturma ya da kovuşturma dahi geçirmedim.
Burada kesinlikle tehdit maksadım yoktur, şahsen tanımış olduğum Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik eleştiri hakkımı kullandım, tehdit benim asla yaptığım bir şey değildir. Ayrıca savcılık sevk evrakında TCK 310/2 maddesi uyarınca suçlandığımı gördüm. Ancak bu suçun oluşabilmesi için fiili bir hareket gerekliliği açıkça belirtilmiştir. Bu nedenle sadece sözlerimden dolayı, suçun maddi unsurları oluşmamıştır" ifadelerini kullandı
İŞTE SAVCILIĞIN SEVK YAZISI
Savcılık sevk yazısında Fatih Altaylı'nın videosundaki beyanlarına yer verildi.
Eyleminin "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik tehdit" suçunu oluşturduğuna dikkat çekilen yazıda, ilgili yasal düzenlemenin gerekçe kısmı incelendiğinde mevcut düzenlemeyle "Cumhurbaşkanına karşı suikastta bulunulmasının kasten öldürme suçuna nazaran özel bir suç olarak tanımlandığı", bunun da açıkça belirtildiği aktarıldı.
Yazıda, "Bununla birlikte Cumhurbaşkanlığı veya Devlet Başkanlığı gibi devletin en yüksek makamını temsil eden zatın 'öldürülmesi' gibi bir sözcüğe kanunda yer vermemek için bu hususta öteden beri kullanılmasına alışılmış olan, suikast sözcüğünün tercih edildiği, aynı gerekçe metnin devamında yer alan maddenin gerekçesinin ise 'Cumhurbaşkanının şahsına karşı diğer bütün fiili saldırılar, yani hakaret dışında kalan tüm hareketler fiili saldırı olarak anlaşılmalıdır ve bu kapsamda cezalandırılmaktadır.' şeklinde yasa gerekçe düzenlemesinin mevcut olduğu tespit edilmiştir." ifadeleri kullanıldı.
Kanunda geçen "Cumhurbaşkanına diğer fiili saldırılar" ifadesinin atılı suçu bir yandan kasten öldürme suçundan ayırdığı, öte yandan "ilgili suç" ifadesini kullanarak, belirsiz bir usulle diğer suçlara göndermede bulunduğu yazıda kaydedildi.
Yazıda, Altaylı'nın YouTube platformu hesabı üzerinden kullandığı ifadelerin "fiili saldırı" kavramına dahil olduğu, üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve tutuklama nedeninin bulunduğunun altı çizildi.