Eskişehir’de 12 Eylül’ün perde arkası: “Dava’nın Davası” konuşuldu
Eskişehir Türk Ocağı’nda, 12 Eylül Darbesi sonrası görülen “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası”nı ele alan “Dava’nın Davası” kitabı masaya yatırıldı. Yazarlar Mahir Durakoğlu ve Raşit Demirtaş’ın katıldığı sohbette, Türk Milliyetçilerinin Mamak Cezaevi’nde yaşadığı zorluklar ve hukuki mücadele çarpıcı detaylarla anlatıldı.
Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı’ndan emekli Mahir Durakoğlu, davanın hukuki değil, Türk Milliyetçiliğini suçlamak için kurgulandığını vurguladı.
“HUKUK DEĞİL, KURGU DAVA”
Darbecilerin ve Savcı Nurettin Soyer’in önyargılarıyla şekillenen iddianameyi eleştiren Durakoğlu, “Polis karakolu Ülkücülere düşman ekiplerden oluşturuldu. Usulsüz aramalar, akıl almaz işkencelerle ifadeler alındı. Hâkimler önyargılıydı, yargılama usulsüzlüklerle doluydu” dedi. Av. Şerafettin Yılmaz’ın 1454 sayfalık tarihi savunmasının okunmasının engellendiğini belirten Durakoğlu, “O ruh ki bugün de yarın da milletimize lâzım olacaktır” sözleriyle konuşmasını noktaladı.
“MAMAK’TAKİ CEHENNEMİ YAZAMADIK”
Raşit Demirtaş ise davanın insani boyutunu aktardı. “Ülkücülerin yaşadığı dehşeti yeni nesillere detaylı aktarmaktan çekindik. C5 karakolundaki vahşet, kafes denen cehennem, zindanlardaki işkenceler… Sadece sembolik örnekler verebildik” dedi. Dışarıda milliyetçi avukatların fedakârca çabalarını anlatan Demirtaş, “Av. Şerafettin Yılmaz’ın bürosu, imkânsızlıklar içinde davayı takip etti. Galip Erdem’in sosyal yardım faaliyetleri ise insanüstüydü” diye ekledi.
“İSTİKLÂL MARŞI’YLA DİK DURUŞ”
Demirtaş, 19 Ağustos 1981’deki ilk duruşmayı, “587 sanık İstiklâl Marşı’yla destansı bir diriliş sergiledi. Mahkemeyi Ülkücü gençler açtı, 7 yıl süren onurlu bir duruştu” sözleriyle betimledi. Alparslan Türkeş’in “Böyle bir dava ancak düşman işgali altındaki ülkede açılırdı” ifadesiyle konuşmasını tamamladı.
SORULAR VE İMZA GECESİ
Büyük bir kalabalığın izlediği sohbette, yazarlar çok sayıda soruyu yanıtladı. Ardından kitaplarını imzalayan Durakoğlu ve Demirtaş’a, Şube Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal tarafından şükran beratı takdim edildi. 12 Eylül’ün karanlık yüzü, Eskişehir’de bir kez daha aydınlatıldı.