‘’Hiçbir ülke sınırlarından ibaret değil’’ Erdoğan’ın İsrail’e gönderdiği mesajın şifreleri…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hiçbir ülke sadece sınırlarından ibaret değildir” sözü, Türkiye’nin tarihsel ve stratejik hinterlandına dair güçlü bir mesaj içeriyor. Bu analiz, Erdoğan’ın sözlerinin satır aralarında yatan jeopolitik uyarıyı ve Türkiye’nin bölgesel etki alanının köklerini gözler önüne seriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hiçbir ülke sadece sınırlarından ibaret değildir” sözleri, bölgedeki gerilimin tırmandığı bir dönemde dikkat çekici bir mesaj olarak öne çıktı. Erdoğan’ın bu açıklaması, sadece diplomatik değil, tarihsel ve stratejik anlamlar da taşıyor. Mehmed Mazlum Çelik’in kaleme aldığı analizde kritik noktalara değindi. 

İşte Mehmed Mazlum Çelik’in analiz yazısının tamamı...

İsrail’in İran’a başlattığı saldırıların ardından konuyla alakalı açıklamaları tüm bölgeden yakinen takip edilen liderlerin başında Cumhurbaşkanı Erdoğan geliyor.
Bakanlar Kurulu sonrası açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın satır arasında ifade ettiği belki de en önemli mesaj “İsrail ne yaptığını bilmiyor, hiçbir ülke sadece sınırlarından ibaret değil” sözleriydi.


Sn. Erdoğan, her sözünün muarızı için bir anlam taşıdığını biliyor, zaten bu ifadelerinin hemen arkasından Balkanlar, Suriye ve Trablus’daki gelişmeleri doğrudan örnek vererek Türkiye’nin İsrail saldırganlığı karşısında politik hinterlandının yalnızca vatan toprakları ile sınırlı olmadığını açıkça ifade edecekti. Bölgedeki her fay hattında Türk kuvvetlerinin teyakkuzda olduğu gibi İsrail’le yalnızca Türkiye sathında bir gerilim olmayacağının da mesajını örtülü bir şekilde ilan ediyordu.

Asıl soru şu; Türk politik hinterlandı nereye ne kadar uzanabilir?

Bu sorunun cevabını çok eskilerde aramak yerine İsrail’in oluşturduğu savunma koridorlarında ve gerilim hatlarında Türk tarihinin yerini doğru bir şekilde okuyabiliriz. Bu sayede bugün Türk istihbaratının ve askeri etki alanının uzanabileceği doğal sınırları anlamak mümkün olabilir.

Suriye hinterlandı

Suriye; İsrail’in kuzey toprakları açısından hem genişlemesi hem de mevcut kazanımlarını koruması adına en stratejik bölgeyi teşkil ediyor.

‘’Hiçbir ülke sınırlarından ibaret değil’’ Erdoğan’ın İsrail’e gönderdiği mesajın şifreleri…


Devrim sonrası Suriye Devlet Başkanı Golani’nin Ankara ile kurduğu ilişki ortadadır; fakat ısrarla “Suriye’de ne işimiz var!” söylemleri tarihi gerçekliklerimizle çelişmektedir. Osmanlı’nın yıkılmasından sonra Suriye’nin ilk Başbakanları ve bağımsızlık mücadelesini veren liderlerinin çoğu ya Türk’tü ya da ülkemizde tahsil görmüşlerdi ki bu halk nezdinde bir teveccühtü. Suphi Bereket, İbrahim Hananu ve Cemil Merdan Bey bu isimlerin başında gelmektedir.


1919'da İbrahim Hananu Fransızlara karşı isyanını başlatırken Suriye’deki vaziyetten önce Antep ve Urfa’daki Fransız işgaline karşı cephe aldığını biliyoruz. Bahsi geçen yıllarda Ankara’daki direniş hareketi Suriye’deki Kürt isyanına destek veriyor ve Hananu’nun kıyamını Antep’teki direnişten ayrı görmüyordu. Başka bir deyişle Suriye’deki Kürtler Anadolu’nun işgalini zaafa uğratmak için Güneyden Fransızlara karşı cephe açıyordu.
Hananu ve Bereket gibi isimler Suriye’yi Anadolu ile birleştirme çabaları sebebiyle sonraları bölgede “Osmanlıyı yıkıyoruz” söylemiyle askeri ihtilallerin önünü açan Cemal Abdünnâsır destekçileri tarafından hain ve ajan olarak yaftalanacaklardı. Suriye’nin milli kahramanlarından kabul edilen ve bugün Suriye’nin belki de müstakil bir devlet olmasını sağlayan Ahmed Nami Bey hem Çerkes kökenli bir Türk’tü hem bizzat Sultan Abdülhamit’in damadıydı. Belki de milliyetçiler Suriye’de sol tantanlı askeri darbeyi gerçekleştirmese Osmanoğulları’nın damadı Suriye’ye Cumhurbaşkanı ve Sultan Abdülhamit’in kızı ülkeye “First lady” olacaktı.

Elbette bu gelişmelerin hepsi bölgedeki Türk hinterlandının etkisini ortaya koyan fay hattının köklerini bugün de anlamak için verdiğimiz örneklerdir.

Irak Hinterlandı

Bugün Irak’ı değerlendirirken nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan Şii nüfusa göre cephe alıyoruz ne yazık ki…

‘’Hiçbir ülke sınırlarından ibaret değil’’ Erdoğan’ın İsrail’e gönderdiği mesajın şifreleri… - Resim : 2

Bölgedeki Türkmenler, Araplar ve Kürtlerin etki alanı zamanla zayıflamış olsa da hala en güçlü damarlardan birisini teşkil ediyor. Elbette bugün birçok dinamik söz konusu; ama yine de yalnızca bir örnek vermek gerekirse 1921 yılında, yani henüz Anadolu dahi bağımsızlığını elde etmemişken, Irak’ta tuhaf bir hadise meydana gelir.
El Cezire hattında Kürtler ve Araplar ittifak kurarak Osmanlı’yı mağlup eden İngilizleri yenmeyi başarır. Bu zaferden hemen sonra Sultan Abdülhamit’in oğlunu Irak Kral’ı olarak tahta çıkarmaya karar verirler.

İstanbul işgal altında bulunması nedeniyle Irak’a bir Kral atanması söz konusu değildir. Bir Teşkilat-ı Mahsusa üyesi ve Türk hinterlandını esasen çok iyi bilen isimlerden olan Mustafa Kemal Atatürk devreye girer ve hemen Trablus’un kahramanı Ahmed es-Senusi’yi Irak’a Kral Naibi olarak atar. Senusi bölgeye gider ve önemli adımlar atar. Atatürk’ün niyeti Senusi’yi sadece Irak Naibi yapmak değil, aynı zamanda Halife olarak atamaktır. Bu fikirle amaç aslen Kureyşli birisini Halifelik makamına getirirken Arabistan’dan Irak’a İngilizlere karşı yeni bir isyan ateşi yakmaktır; ama nedense bu girişimden sonraları vazgeçilir.

İran Hinterlandı

İran’da yaşayan milyonlarca Türk konuşulur; ama orada yaşayan Kürtlerin bugün PKK unsurlarına veya Tahran rejimine terk edilmesi büyük bir faciadır; çünkü İran’daki Kürtler coğrafyadaki en önemli Osmanlı bakiyelerinden birisiydi. 1915 yılında Enver Paşa Tebriz’i fethederken ordusunun büyük çoğunluğu ve destekçileri İran Kürtlerinden oluşuyordu. Zaten bu fethin temel amacı Anadolu ile İran’daki Kürtlerin arasındaki coğrafi tamponları ortadan kaldırarak İran içlerine doğru bir Osmanlı ilerlemesi gerçekleştirmekti.

‘’Hiçbir ülke sınırlarından ibaret değil’’ Erdoğan’ın İsrail’e gönderdiği mesajın şifreleri… - Resim : 3


Ayrıca İran’da Türk Hinterlandına giren milyonlarca Güney Azerbaycanlının yanı sıra ciddi bir Türkmen nüfusu da söz konusudur. Üstelik bugün Anadolu’da konuşulan Türkçeye en yakın Türkçeyi kullanan ve sayıları yaklaşık 2 Milyonu bulan Sünni Türkmenler ile Anadolu arasına adeta duvarlar örülmüştür. İranlılar bu bağlantıyı koparmak için öylesine büyük bir uğraş ve propaganda yürüttü ki bugün Türkiye’de de çok az kişi bahsi geçen Türkmenler hakkında malumat sahibidir. Bu Türkmenlerin Bakan, Cumhurbaşkanı gibi makamlara gelmesi kanun yoluyla yasaklanmış ve sınırlı haklarla engellenmiş olmaları da son derece ilginçtir.
İran’daki Güney Azerbaycan Türkleri ise son yıllarda Tahran’dan uzaklaşarak Türkiye ve Azerbaycan’a yakınlaşmaktadır. Türkiye, İran’ın bölgesel olarak zaafa uğramaması adına konuyu çok kurcalamasa da her geçen gün bölgedeki Türklerle Türkiye’nin arasında doğal bir hinterlant ve yaklaşım oluşuyor. Özellikle Kaçar Hanedanlığının devrilmesinden sonra Türklerin İran siyasetinde ikinci sınıf vatandaş durumuna düşmesi İslam Devrimi’nde hızlanan bir sürece dönüştü. Bu gerçekliği dikkate aldığımızda durum çok daha farklı okumalara açık bir hale gelmiş vaziyette.


Yemen Hinterlandı

İsrail’in güney topraklarındaki en büyük tehditlerin başında şüphesiz Yemen geliyor.
Yemen konusunda ise kamuoyu olarak adeta hafıza kaybı yaşıyor ve politik argümanların tümünü uzun süredir Suudi Arabistan ve İran’a terk etmiş bulunuyoruz. Bereket versin 2016 sonrasında Türk dış politikasındaki radikal değişiklikler buradaki hinterlandı yeniden keşfetmeye başladı.

‘’Hiçbir ülke sınırlarından ibaret değil’’ Erdoğan’ın İsrail’e gönderdiği mesajın şifreleri… - Resim : 4


Yemen, İmam Yahya’nın bizlere mirasıdır. İmam Yahya esasında başımızı en çok ağrıtan yerel liderlerden birisiydi. Yine de mert bir şahsiyet olarak hak ile batılı siyaseten birbirinden ayırdığında tüm varlığıyla kendisini adeta Anadolu’ya bağlamış bir isimdi.
İmam Yahya, Anadolu Kurtuluş Savaşı verirken Türk bayrağını Yemen Bayrağı ilan etmiş, İstiklal Marşı’nı Yemen’in milli marşı kabul edecek kadar çılgın bir liderdi. Hatta Lozan’a Anakara ile birlikte Yemen’in de gitmesini resmen isteyecekti. Elbette Anadolu, bağımsızlık kavgası verirken İmam Yahya’nın çağrılarına cevap verecek kudrette değildi.
Buna rağmen İmam Yahya Anadolu ile Yemenlilerin bağının kopmaması adına bir Osmanlı bürokratını Mahmut Nedim Bey’i Başbakanlığa atayacak ve yeni Yemen’in inşasında Türk’ün mayasının bulunmasını arzu edecekti.


Filistin Hinterlandı


Bazı siyasiler kürsüde “Filistin Türk’ün değil, Arap’ın meseledir!” şeklinde bağırmaktadır. Oysa Hamas’ı kurup İsrail’e kök söktürenlerin ilk liderleri bir Teşkilat-ı Mahsusa üyesiydi. Elbette bahsettiğimiz kişi İzeddin el Kassam’ın kendisidir. Trablusgarp Harbi sırasında iaşe ve silah toplarken şu beyitleri yazacaktı;

‘’Hiçbir ülke sınırlarından ibaret değil’’ Erdoğan’ın İsrail’e gönderdiği mesajın şifreleri… - Resim : 5


“Ey Rahman ve Rahim olan Allah’ım
Sen Sultanımızı (Osmanlı Padaşiahı) muzaffer eyle
Bizlere inayet eyle, küffar İtalyan’ı yenelim”
İzeddin el Kassam, Suriye’de Fransızlar tarafından deşifre edildiğinde ya Anadolu’ya direnişe gidecekti yahut Kudüs’e gidip Siyonist yayılmacılığına karşı koyacaktı. İki mücadeleyi de İslam’ın selameti açısından vazgeçilmez bulan Kassam nihayetinde adamlarının önemli bir kısmını Kurtuluş Savaşına katılmaları üzerine Anadolu’ya gönderirken kendisi Kudüs’e geçip Filistin mücadelesine katılacaktı.
Elbette örnekler bunlarla sınırlı değil Libya’da Senusiler ve ilk Başbakanı Sadullah Koloğlu’ndan Fas’ta Abdülkerim el Hattabi’nin efsanevi Rif Direnişi’ne kadar Türk hinterlandını genişletmek mümkün.


Şimdi dönüp Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İsrail ne yaptığını bilmiyor, hiçbir ülke sadece sınırlarından ibaret değil.” sözlerini baştan okumak gerekiyor. Türk devlet aklının sınırlarını ve politik hinterlandını Anadolu ile sınırlı olduğunu düşünmek son derece cahilane bir tutum olacaktır. Elbette bahsi geçen coğrafyalarda ve civarında bugün kurulan kukla rejimler İsrail sistemine hizmet ediyor olsalar da yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadelerinde kullandığı “Biz Türkiye ve Türk milleti olarak medeniyet mirasımızın bize vaaz ettiği ahlak, vicdan, adalet, hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde tüm insanlığı kucaklamak için samimi bir gayret içerisindeyiz. Yakın zamanda Balkanlar’da, Karabağ’da, Libya’da, Suriye’de bu yaklaşımın neticelerini hep birlikte takip ettik.” Sözler bu hinterlandın damarının ne denli güçlü ve değişime açık olduğunu ortaya koyuyor.

Yorumlar
Yorum yapmak için tıklayınız
GÜNÜN VİDEOSU

Donald Trump'ın İran için verdiği mesaj dünya gündemine oturdu!

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, "30 adet roket ateşledik ve her biri nişan aldığımız yerin 15 santimetre yakınına vardı. Fordo tamamen yok edildi" dedi. Öte yandan İran da nükleer tesislerinin ağır hasar gördüğünü doğruladı.