4 Ağustos 2025 tarihinde, Türk yat sektörünün önde gelen isimlerinden, Mazu Yachts’ın kurucusu ve baş tasarımcısı Halit Yukay (43), Yalova’dan Bozcaada’ya gitmek üzere “Graywolf” adlı 12.2 metrelik özel yatıyla denize açıldı. Saat 15:10’da Yalova Setur Marina’dan ayrılan Yukay, aynı gün akşam saatlerinde yakınlarıyla iletişiminin kesilmesi üzerine kayıp olarak bildirildi. Yakınlarının ihbarıyla harekete geçen Sahil Güvenlik Güney Marmara Grup Komutanlığı, geniş çaplı bir arama kurtarma operasyonu başlattı.
En son Kıvanç Tatlıtuğ ile konuşan Halit Yukay'ın son sözleri 'Her şey kontrol altında merak etme' olmuş
Türk yat sektörünün önde gelen isimlerinden, Mazu Yachts’ın kurucusu ve baş tasarımcısı Halit Yukay (43), Yalova’dan Bozcaada’ya gitmek üzere “Graywolf” adlı 12.2 metrelik özel yatıyla denize açıldı. Kısa süre sonra Yukay ile iletişim koparken, Yukay'ın cansız bedeni olaydan 19 gün sonra bulundu. Öte yandan Yukay'ın vefatından önce son görüştüğü kişi olan oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ'un ifadesi ortaya çıktı. Tatlıtuğ'un son olarak "Telefon kapandı. Alo, alo..." diye mesaj attığı görüldü.
5 Ağustos günü, Balıkesir’in Erdek ilçesi Kapıdağ Yarımadası Turanköy açıklarında, bir ticari geminin ihbarıyla deniz yüzeyinde yarı batık tekne parçaları tespit edildi. Sahil Güvenlik ekipleri, 1 helikopter, 1 dalış timi ve 7 yüzer unsur ile arama çalışmalarına başladı. Yapılan incelemelerde, bulunan enkazın Halit Yukay’a ait “Graywolf” adlı yata ait olduğu, motor seri numarasından doğrulandı. Ancak, dalış timinin su altı görüntülemelerinde teknenin ağır hasar aldığı ve Yukay’ın izine rastlanmadığı belirlendi.
Olayla ilgili Marmara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma, Yukay’ın yatının “Arel 7” adlı kuru yük gemisiyle çarpışmış olabileceği ihtimali üzerine yoğunlaştı. Geminin kaptanı Cemal Tokatlıoğlu (61), “taksirle ölüme neden olma” suçlamasıyla Yalova’da gözaltına alındı. İlk etapta adli kontrol şartıyla serbest bırakılan kaptan, Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine İstanbul’da yeniden gözaltına alınarak tutuklandı.
Sahil Güvenlik ekiplerinin “Arel 7” gemisinin ön tarafında tespit ettiği sürtme izleri, soruşturmanın seyrini değiştirdi. Gemiden ve Yukay’ın yatından alınan boya örnekleri, Bursa Kriminal Polis Laboratuvarı’nda incelendi. Analizler, her iki araçtaki boya kalıntılarının eşleştiğini ortaya koydu. Ayrıca, kazadan bir gün önce Çanakkale’de çekilen gemi fotoğraflarında herhangi bir iz bulunmazken, 5 Ağustos’ta İzmit Limanı’nda çekilen görüntülerde geminin ön tarafındaki belirgin sürtme izleri dikkat çekti. Bu görüntüler ve güvenlik kamerası kayıtları soruşturma dosyasına eklendi.
EN SON KIVANÇ TATLITUĞ İLE KONUŞMUŞ!
Halit Yukay’ın yakın arkadaşı, ünlü oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ’un soruşturma kapsamında 11 Ağustos’ta İstanbul’da verdiği ifade, olayla ilgili önemli detaylar sundu. Tatlıtuğ, 4 Ağustos günü saat 17:09’da Yukay ile WhatsApp üzerinden 37 saniyelik bir telefon görüşmesi yaptığını belirtti. Yukay’ın ses tonunun rahat olduğunu ve her şeyin yolunda olduğunu söylediğini aktaran Tatlıtuğ, görüşme sırasında Yukay’ın Marmara Adası’na yaklaştığını ve akşam Bozcaada’da olmayı planladığını ifade ettiğini belirtti. Ancak, konuşmanın sonunda rüzgar sesi duyduğunu ve bağlantının kesildiğini, ardından “Alo, alo...” şeklinde mesaj attığını söyledi. Tatlıtuğ, Yukay’a ulaşamayınca ekibinden bir kişiyle iletişime geçtiğini ve durumun bildirildiğini ekledi.
İşte Kıvanç Tatlıtuğ'un ifadesi:
“17.09'da telefonla konuştuktan sonra 37’nci saniyede ben kendisine lokasyonu sordum, ‘Neredesin tam olarak’ diye. O da bana, ‘Kardeşim Marmara Adası'na yaklaştım. Akşama da Bozcaada'da olacağım. Hava kararmadan önce’ dedi. ‘Her şey kontrol altında, merak etme’ dedikten sonra, ben kendisinden yine bana tam olarak lokasyonunu söylemesini istedim. ‘Lokasyonunu söyle, gideceğin yerin hesabını ben de yapacağım’ dedim. Lokasyon konuşmasından hemen sonra, sağanak bir rüzgarın içine girmiş bir ses duydum. Marmara Adası bölgesinde telefonun belli başlı yerlerde çekmediğine şahit oldum. Bundan 4 hafta önce kendi teknemi, Yalova'dan aynı rota üzerinden Halit Yukay ile beraber götürdük. Ondan dolayı telefon çeker, bir süre sonra konuşuruz diye telaş etmedim. Ara ara sürekli aramalara ve mesaj göndermelere devam ettim. Şarjının bitmiş olduğunu düşündüm. Daha sonra Halit Yukay’ın ekibinden Eren'e telefon açtım. Kendisi bu durumun, yani Halit'in telefonlara cevap vermeme durumunun, oradaki hattın gitmiş olmasından dolayı olabileceğini, normalde seyirdeyken böyle ulaşılamadığı durumların az olduğu, ama telaş etmememiz gerektiğini, daha sonrasında kendisinin de aramaya devam edeceğini söyledi. İyi bir denizci olduğu için Bozcaada'dan sonra hava kötü olursa, Çeşme’de konaklayabileceği bilgisine ulaştım. O süre zarfında Halit'e ulaşamayanlar çoğaldığı için, gerekli mecralar durumdan bilgilendirildi. O gün bu gündür kardeşimizi arıyoruz.”
Yukay’ın yatında bulunan ve seyir bilgilerini kaydeden “konsol” adlı cihaz, kazanın nedenini belirlemek için incelendi. Ancak ilk incelemeden sonuç alınamadı ve cihaz, detaylı analiz için yurt dışına gönderildi. Soruşturma, gemi trafiği kayıtları ve fiziksel kanıtlarla devam ediyor.
Arama çalışmaları, Sahil Güvenlik, Deniz Polisi, Türk Deniz Kuvvetleri ve gönüllü ekiplerin katılımıyla 19 gün boyunca aralıksız sürdü. 23 Ağustos 2025 tarihinde, Erdek ilçesinin 7 mil açığında, deniz tabanında 68 metre derinlikte Yukay’a ait olduğu düşünülen bir cansız beden tespit edildi. Yan taramalı sonar ve ROV (uzaktan kumandalı su altı aracı) cihazlarıyla bulunan beden, Halit Yukay’a aitti. Ancak, kuvvetli rüzgar ve dalga koşulları nedeniyle Türk Deniz Kuvvetleri’ne ait “TCG Işın” gemisi, cenazeyi çıkarma çalışmalarına başlayamadı. Yetkililer, hava şartlarının düzelmesiyle dalgıçların asansör sistemiyle bedeni çıkaracağını belirtti.
Tutuklanan kaptan Cemal Tokatlıoğlu, ifadesinde Marmara Adası’nı geçerken bir sarsıntı hissettiğini, ancak bunun tahta parçaları olduğunu düşündüğünü ve yoluna devam ettiğini söyledi. Mürettebattan usta gemici Metin Sarı, gemide titreşim hissettiğini ve denizde tekne parçaları gördüğünü, bunları cep telefonuyla kaydettiğini belirtti. Bir diğer mürettebat İsa Alazoğlu ise can simidi ve tekne parçaları gördüğünü, ancak kaptanın bilgisi dahilinde başka bir yere haber vermediğini ifade etti. İfadeler, kaptanın “otomatik kaptan” sistemini kullanarak yerini terk etmiş olabileceği ve bu durumun kazaya yol açmış olabileceği ihtimalini güçlendirdi.