Medine Müdafaası ile tanınan "çöl kaplanı" lakaplı Fahreddin Paşa'nın kahramanlıkları yıllardır tarih sayfalarını süslüyor.
Çöl Kaplanı Fahreddin Paşa'nın vefatının 72. yılı
Medine'yi açlığa karşı 72 gün çekirge yiyerek müdafaa eden, kutsal emanetleri İstanbul'a getirerek, İngilizlerden kurtaran Fahreddin Paşa, gerek Türk gerekse İslam tarihine isimini altın harflerle yazdırdı. Fahreddin Paşa, vefatının 72. yılında da unutulmadı...
Fahrettin Paşa (Ömer Fahreddin Türkkan) 1868'de Bulgaristan'ın Rusçuk şehrinde dünyaya geldi. 93 Harbi'nden sonra ailesiyle birlikte İstanbul'a yerleşti. Mekteb-i Harbiye'yi birincilikle bitirdi. Erkan-ı Harbiye Mektebi'nden sonra 1891'de Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle göreve başladı. Balkan Savaşı'nda Çatalca savunmasında ve Edirne'nin geri alınışında hizmet etti.
I. Dünya Savaşı başladığında 4. Ordu'ya bağlı 12. Kolordu komutanı olarak Musul'da bulunan Fahrettin Paşa, 1915'te 4. Ordu komutan vekilliğine getirildi. Urfa, Zeytun, Musadağı ve Haçin'deki Ermeni isyanlarını bastırdı. 1916'da 4. Ordu komutanı Cemal Paşa tarafından Medine'deki Hicaz Kuvve-i Seferiyesi komutanlığına atandı. İngilizlerin desteğinde isyana girişen Şerif Hüseyin'in ordusuna karşı, kısıtlı imkanlara rağmen yaptığı Medine Müdafaası büyük takdir topladı. Türk orduları kuzeye doğru geri çekilmeye başlamışken etrafındaki Türk birlikleriyle irtibatı tamamen kesilen Fahreddin Paşa, şehri savunmaya devam etti.
Osmanlı Devleti, 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesini imzalayarak I. Dünya Savaşından çekildi. Osmanlı devletinin teslim olmasından sonra 72 gün daha Medine'yi savunmaya devam eden Fahreddin Paşa, yiyecek, ilaç ve cephanenin bitmesi nedeniyle 13 Ocak 1919'da savunmayı durdurdu. Böylece Medine'de 400 seneden beri süren Türk hakimiyeti sona erdi.
İngilizler tarafından "Çöl Kaplanı" ismi verilen Fahreddin Paşa, savaş esiri olarak önce Mısır'a daha sonra da Malta'ya gönderildi. 8 Nisan 1921'de Malta'dan kurtulduktan sonra Kurtuluş Savaşı'na katılmak üzere Ankara'ya geldi. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından Güney cephesinde Fransız Ordusu'na karşı savaşan Türk kuvvetlerini birleştirmekle görevlendirildi.
Fransızlarla Ankara Antlaşması'nın imzalanmasıyla güneyde savaş sona erince, 9 Kasım 1921'de TBMM tarafından Kabil Büyükelçiliği'ne atanan Fahreddin Paşa, Türk-Afgan dostluğunun gelişmesinde önemli rol oynadı.
1936'da ordudan emekli olan Fahreddin Paşa, 22 Kasım 1948'de bir tren yolculuğu sırasında Eskişehir yakınlarında kalp krizi geçirerek vefat etti. Vasiyeti üzerine Aşiyan Mezarlığına defnedildi.
"Kutsal toprakların kaybedilmesine gönlü razı olmuyor"
Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet İpşirli, geçen yıl verdiği bir röportajda paşanın şerefli komutanlar zincirinin önemli halkalarından biri olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Düşman amansız bastırıyordu. İngilizler, Şerif Hüseyin'i halifelik vereceklerini söyleyerek kışkırtıyordu. İlk kez Müslüman bir devlet, Gayrimüslüm bir devlet ile anlaşarak, Osmanlı'ya savaş açtı. Bu kışkırtmada en etkili isimlerden biri de İngiliz casus Lawrence oldu. Fahreddin Paşa, yaklaşık 3 yıl boyunca destansı bir mücadeleyle düşmana karşı koydu. Hastalık, açlık, gibi çeşitli zorluklarla karşılaştı. Hatta açlığa karşı çekirge yemek zorunda kaldılar. En üzücü tarafı da kendi askerlerinin de bu zorluklar karşısında baş kaldırmasıydı. Mondros Mütarekesinin imzalanmasının ardından kendisine dön emri verilse de 'Allah'ın emri, peygamberin rızası ve padişahın iradesi devam ettiği sürece burayı savunurum.' dedi. Padişah iradesine rağmen geri çekilmek istememesinin nedeni isyan değil, kutsal toprakların Müslümanların elinden alınmasından rahatsız olmasıdır. Emir gelse bile kutsal toprakların kaybedilmesine gönlü razı olmadı. İngilizlerin eline geçmesin diye Medine'deki kutsal emanetleri, ihtiyacı olmasına rağmen 2 bin askerle İstanbul'a gönderdi."
İngilizlerin kışkırtmasıyla Osmanlı'ya saldıran Şerif Hüseyin'in de sonunda bu ihanetinin bedelini ödediğini anlatan İpşirli, "İngilizler onu da aldattılar, vaat ettikleri hiçbir şeyi kendisine vermediler. Perişan bir vaziyette yaptıklarına bin pişman olarak ortada kaldı." dedi.
Prof. Dr. İpşirli, Fahrettin Paşa'nın uzun bir mücadeleden sonra teslim olmak zorunda kaldığını dile getirerek, "İngilizler kendisini önce Mısır'a daha sonda Malta'ya sürdü. Daha sonra Mal'tan kurtulup Berlin'e giderek, Enver Paşa ile bir araya geldi. Moskova'da Ruslarla mücadele konusunda Enver Paşa kendisinden yardım istedi. Daha sonra Milli Mücadele döneminde Atatürk ile canı pahasına davaya hizmet etti. " diye konuştu.