CHP, emperyalizme çanak tutuyor! SuperHaber- Özel

AK Parti Milletvekili Metin Külünk Türkiye ile ABD’nin ilişkilerinin 1991 yılından bu yana ciddi anlamda soğumaya başladığını söyledi.

Külünk, sözlerine şu şekilde devam etti;

Türkiye 1991 körfez harekatından itibaren Ortadoğu’da Amerika’nın, Türk devletinin menfaatlerine aykırı şekilde süreç yönettiğini fark etti. Fakat 2. Dünya savaşı sonrası özellikle Amerika’nın liderliğinde şekillenen dünya sistemi içerisinde bulunan Türkiye, bu ABD’nin Türkiye’nin menfaatlerine aykırı şekilde Ortadoğu’da yönettiği politikaları gördü ve tedbir almaya başladı. Özellikle iktisadi anlamda, savunma sanayi anlamında kendini güçlü kılmak ve olası muhtemel gelişmelere hazırlıklı olmak için tedbirli davranmaya başladı. O günden bu yana örtülü olarak devam eden ABD ile türbülanslı ilişkilerimiz bugün vizelerin askıya alınmasıyla gerginleşti. Aslında doğrudan ABD, Türkiye aleyhine süreç yönetiyor, Türkiye’de menfaatlerini korumak için ciddi anlamda ABD’nin uyguladığı politikaların yanlış olduğunu ifade ediyor. Tabi ki burada şu var; ABD’nin Ortadoğu okuması yanlış. ABD, Ortadoğu’da tamamıyla barışa, birliğe ve refaha dayalı bir süreç yönetmeyi tercih etmiyor. Tam zıttı ABD, Ortadoğu’yu parçalayarak Ortadoğu’nun parçalanmışlığı üzerinden ortaya çıkan krizi kendisi için bir güce dönüştürmek istiyor. ABD’nin temel yanlışı bu. Dolayısıyla Ortadoğu’daki krizler üzerinden kendi menfaatlerini egemen kılmak isteyen ABD, doğrudan milli devletleri tehdit ediyor. Bugün Suudi Arabistan tehdit altında. Katar tehdit altında. Irak tehdit altında. Suriye ortada. İran tehdit altında. Rusya tehdit altında. Şimdi bütün bu tehditlerin içerisinde bu saydığım ülkeleri her birisi kendisini bu tehdidin dışına çıkarmak için cepheyi en dış hattında kuruyor. Rusya, İran, Suudi Arabistan bu tehditten etkilenmemek için hattını en dışarıda kuruyor. Garip olan şu; Bu ülkelerin hepsi tehditten kendilerini uzaklaştırmak için dışarıda kurmak istedikleri hattın merkezi bizim topraklarımız, bizim coğrafyamız. Bu sürecin en ağır maliyetini ödeyen Türkiye. Rusya ve İran kendini korumak için Akdeniz’de olmak istiyor. İran ve Rusya bu tehditten kendilerini uzakta tutmak için Barzani’nin politikalarına dışarıda tepki gösterirken kapı arkasında Barzani’nin denklemiyle bir problemleri olmadığını ifade ediyor. Şimdi yeniden İstiklal mücadelesini vermek bize düşüyor. O nedenle Türkiye’nin içerisinde bu yaşananlara dair bir milli bilinç inşası noktasında maalesef zaaflarımız var! İçeride muhalefetiyle, iktidarıyla partili, partisiz tüm bireyleriyle, vatandaşlarıyla son derece önemli olan bir süreçte bekamızın, milli devletimizin ve bağımsızlığımızın doğrudan tehdit altında olduğu bir süreçte Cumhuriyet Halk Partisi yetkililerinin Amerika’nın vizeyi askıya almasıyla ilgili açıklamaları manidar gözüküyor. ABD’nin İstanbul konsolosluğunda çalışan görevlisinin, Türkiye’nin iç işlerine karışacak şekilde terör örgütleriyle olan ilişkileri çok açık bir şekilde adalete hesap vermesi gereken bir noktadayken dahi CHP’lilerin çıtları çıkmazken içeride birlik ve bütünlüğümüzü sarsacak açıklamalar ile aslında emperyalizme çanak tutuluyor. Bugün Emperyalizme çanak tutan bir muhalefet var Türkiye’de! Ve bu muhalefetin beklediği ne biliyor musunuz? Erdoğan’sız Türkiye’de mandacı sömürgeci bir kafayla Türkiye’nin sömürgeleştirilmesini kabul etmiş bir kafayla iktidar devşirme hezeyanı... Burada çok dikkatli olmak mecburiyetindeyiz. Milli birliğimizin her şeyin üzerinde olduğu bir zaman diliminde herkesin bütün farklılıklarını bir tarafa bırakarak bağımsızlık, vatan, bayrak ve devletin bekası temelli olarak bir araya gelmesi gerektiği bir süreç yaşıyoruz. Bütün bu mücadelenin lideri de Sayın Erdoğan’dır. O nedenle şu anda Sayın Erdoğan, Türkiye’nin menfaatlerini maksimize eden bir mücadelenin içindeyken çok acı olan şu; batının Erdoğan’a olan düşmanlığını içeride bir iktidara dönüştürmek için fırsat kollayıcılara dikkat etmemiz gerekliliğidir.