SuperHaber yazarı ve İletişim Profesörü Nuran Yıldız, geçtiğimiz yıl Şubat ayında kaleme aldığı köşe yazısında Türk televizyonlarında haberciliğin geldiği noktayı sert ifadelerle eleştirmişti. Yıldız’ın o gün yaptığı tespitler, bugün Habertürk ekranlarında yaşanan tartışmalarla birlikte yeniden gündeme geldi.
Bu bir tesadüf değil... SuperHaber yazarı bir yıl önce uyarmıştı: Habercilikte çöküş böyle başladı
SuperHaber yazarı ve İletişim Profesörü Nuran Yıldız’ın geçtiğimiz yıl Şubat ayında kaleme aldığı köşe yazısı, bugün televizyon ekranlarında yaşanan tartışmaları adeta önceden haber verdi. Yıldız, haberciliğin özünden uzaklaşıldığını, sunucuların görünüm ve gösteriyi haberin önüne koyduğunu savunurken, mesleki yetersizlikler ve medya yöneticilerinin rolüne dair sert eleştirileriyle dikkat çekmişti.
“Habercilik nedir?” sorusuyla yazısına başlayan Nuran Yıldız, ekranlarda görülen bazı haber sunucuları ve program moderatörlerinin mesleğin evrensel kurallarını hiçe saydığını savundu. Haberciliğin temel ilkesinin “kendisini değil, haberi göstermek” olduğunu vurgulayan Yıldız, Türkiye’de bu ilkenin adeta yerle bir edildiğini ifade etti.
Yıldız, yazısında birkaç istisna dışında haber sunucularının haberi değil, kendi görüntülerini öne çıkardığını belirtti.
“Bacak boyu şovu yapacak kısalıkta etekler, popolarını öne çıkaran seksapelli duruşlar, beden hatlarını vurgulayan dar giysiler” ifadeleriyle ekranlardaki sunum tarzını eleştirdi.
Abartılı saç modelleri, dolgu dudaklar, takma kirpikler ve canlı rujlarla tamamlanan bu tabloyu ise “pornografiye varan bir gösteri” olarak tanımladı. Ancak Yıldız’a göre asıl çarpıcı gerçek şuydu:
“Göze sokulan her şey var ama reyting yok.”
Bu sözlerle, izleyicinin bu tarz bir sunumu talep etmediğini vurguladı.
Eleştiriler yalnızca dış görünüşle sınırlı kalmadı. Nuran Yıldız, sunucuların mesleki yetersizliklerine de dikkat çekti.
“Doğru Türkçe yok. Doğru vurgu yok. Sunduğu, sorduğu konu hakkında bilgisi yok. Yazılı soruları okumak dışında konukla etkileşimi yok,” ifadeleriyle, haberciliğin temel gerekliliklerinin yerine getirilmediğini savundu.
Yıldız’a göre bu tablo, kadınların özgürleşmesi kavramının yanlış anlaşılmasından kaynaklanıyordu:
“Biz kadının özgürleşmesini yanlış anladık, şekle ilişkin sandık, kafanın içerisine odaklanmadık.”
Yıldız, yazısında yalnızca sunucuları değil, medya yöneticilerini de sert bir dille eleştirdi.
“Hadi o sunucuların itibar bilinci yok, peki medya yöneticileri ne yapıyor?” diye soran Yıldız, aldığı yanıtı da paylaştı:
“O görüntüleri yönetici kendisi istiyor zaten.”
Bu iddia üzerine yöneticilere sert bir soru yöneltti:
“Öyleyse kendi çiğ göz zevki için oturdukları koltukları kullananlar kimler?”
Nuran Yıldız’ın yazısı, Türk medyasında haberciliğin hem içerik hem de biçim açısından ciddi bir erozyon yaşadığını ortaya koyuyor. Reyting kaygısıyla mesleki etik ve kalitenin geri plana itildiğini vurgulayan Yıldız, bu yaklaşımın izleyici nezdinde de karşılık bulmadığını ifade ediyor.
KAYNAK: HABER MERKEZİ