Brüksel'de dönüm noktası... Avrupa 40 yıl önce Sovyetleri yendiği gibi bugün Rusya'yı da yenebilir mi?
Brüksel’deki zirve, AB’nin Rusya’ya karşı duruşunu netleştirdiği bir platform oldu. Zelensky, Trump ile Beyaz Saray’da yaşadığı gergin görüşmeden bir hafta sonra Brüksel’de sıcak bir karşılama buldu.
Avrupa Birliği (AB) liderleri, Brüksel’de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile gerçekleştirdikleri “dönüm noktası” zirvesinde, Avrupa’nın Rusya’yı her türlü askeri çatışmada yenebileceği mesajını verdi. Polonya Başbakanı Donald Tusk, 40 yıl önceki Sovyetler Birliği’nin yenilgisini hatırlatarak, Putin’in başlattığı yeni silahlanma yarışında da Avrupa’nın üstün geleceğini vurguladı. Trump’ın ABD politikalarının gölgesinde toplanan liderler, Ukrayna’ya destek ve kendi güvenliklerini güçlendirme kararlılığı sergiledi. İşte zirvenin detayları…
Avrupa’dan Rusya’ya Güç Gösterisi
Brüksel’deki zirve, AB’nin Rusya’ya karşı duruşunu netleştirdiği bir platform oldu. Polonya Başbakanı Tusk, “Avrupa, Rusya ile askeri, mali ve ekonomik her türlü çatışmayı kazanma kapasitesine sahip. Biz daha güçlüyüz, sadece buna inanmamız gerekiyor,” diyerek kıtanın potansiyeline işaret etti. X’te “Rusya, Sovyetler’in 40 yıl önce kaybettiği gibi bu silahlanma yarışını da kaybedecek” yazan Tusk, Avrupa’nın daha akıllıca ve hızlı silahlanacağını belirtti. Zirve öncesi bu açıklamalar, Putin’in Ukrayna işgaliyle başlayan gerilimin yeni bir boyuta taşındığını gösterdi.
Zelenskiy, Trump ile Beyaz Saray’da yaşadığı gergin görüşmeden bir hafta sonra Brüksel’de sıcak bir karşılama buldu. “Avrupalı liderlerimize teşekkür ediyorum, savaşın başından beri yanımızdasınız,” diyen Zelenskiy, ABD’nin askeri yardım ve istihbarat desteğini askıya almasının yarattığı boşluğu AB’nin doldurmasını umuyor. Trump’ın bu kararı, Ukraynalı yetkililere göre binlerce can kaybına yol açabilir. AB liderleri, Zelenskiy’ye verdikleri destekle, Rusya’ya karşı birleşik bir cephe mesajı verdi.
Trump’ın Gölgesi ve Avrupa’nın Savunma Hamlesi
Zirve, ABD Başkanı Donald Trump’ın politikalarının AB üzerindeki etkisinin gölgesinde geçti. Trump’ın göreve geldikten iki ay içinde Ukrayna’ya yardımları kesmesi ve Rusya ile müzakere baskısı yapması, Avrupa’yı kendi güvenlik stratejisini oluşturmaya itti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Avrupa’nın geleceği Washington ya da Moskova’da belirlenemez,” diyerek kıtanın bağımsız bir savunma kapasitesi geliştirmesi gerektiğini vurguladı. Macron, Fransız nükleer caydırıcılığının AB savunmasında kullanılabileceğini önererek dikkat çekti.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, üye ülkelerin savunma harcamalarını artırması için bütçe kurallarını gevşetme planı sundu. Bu plana, 150 milyar avroluk (162 milyar dolar) krediyle askeri ekipman alımı desteği dahil. Von der Leyen, “Avrupa açık bir tehlikeyle karşı karşıya, kendini savunabilmeli,” dedi. Almanya’nın muhtemel gelecek şansölyesi Friedrich Merz ise borçlanma kurallarını esneterek savunma bütçesini artırma sözü verdi. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen’in “Harcayın, harcayın, harcayın” çağrısı, Avrupa’nın savunma önceliklerini yeniden şekillendirdiğini gösterdi.
Ukrayna’nın Geleceği ve İç Siyasi Çalkantılar
Zirve, Ukrayna’nın acil ihtiyaçlarından çok, uzun vadeli bir dayanışma mesajına odaklandı. Ancak Trump’ın etkisi, Ukrayna’da iç siyasi gerilimleri de artırdı. ABD’li Politico’nun haberine göre, Trump’ın ekibi, muhalif liderler Yulia Timoşenko ve Petro Poroşenko ile gizli görüşmeler yaparak hızlı bir seçim planı tartıştı. Zelenskiy’nin 2019’da %73 oyla kazandığı meşruiyetine rağmen, Rusya ve Trump, sıkıyönetim altındaki seçim yasağını eleştirerek baskı yapıyor. Poroşenko ve Timoşenko ise “Savaş bitmeden seçim olmaz” diyerek bu girişime karşı çıktı.
Zelenskiy’nin Kryvyi Rih’teki oteline Rus füzesiyle yapılan saldırı, zirveye dramatik bir boyut kattı. Saldırıda 4 kişi öldü, 31 kişi yaralandı; gönüllüler arasında ABD ve İngiliz vatandaşlarının da olduğu belirtiliyor. Bu olay, Ukrayna’nın savunmasının aciliyetini bir kez daha gözler önüne serdi. AB liderleri, Belçika’da tutulan 183 milyar avroluk Rus varlıklarının kullanımını tartışsa da, Macaristan ve Slovakya’nın vetosu nedeniyle bu konuda ilerleme sağlanamadı.