Bitlis ismini, ünlü Makedonya Kralı Büyük İskender’in şehrin kalesini yaptırırken kaleye verdiği ‘Bedlis’ isminden almıştır. Farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan il vadilerle çevrili olduğu için ‘Vadideki Güzel Şehir’ olarak da bilinmektedir.
Tarihi toprak evleri, Kümbetleri ve mimarisiyle Vadideki güzel şehir Bitlis Gezi Listesi ve 5 minaresinin hikayesi!
Bitlis, yemyeşil vadileri, vadileri çevreleyen tepeleri, vadi boyunca uzanan toprak damlı evleriyle Türkiye’in en eski şehirlerinden biridir. Oldukça zengin bir tarihi geçmişi olan kentin gezilecek yerleri ve türkülere konu olan 5 minaresinin hikayesini haberimizde listeledik.
Türkiye’nin en önemli dağlarını ve göllerini bünyesinde bulunduran Bitlis, her yıl çok sayıda turisti ağırlamaktadır. Farklı atmosferiyle gezi severlerin uğrak noktası olan Bitlis’te gezilecek yerler listesi ve türkülere konu olan 5 minaresinin hikayesi haberimizde yer almaktadır.
Nemrut Krater Gölü
Türkiye’nin en büyük dünyanın ise ikinci büyük krater gölü olan Nemrut Krater Gölü, Nemrut Dağındaki patlamalar sonucunda oluşmuştur.
Dünyanın gizli cennetlerinden biri olan doğa harikası bu göl ziyaretçilerine adeta görsel şölen yaşatmaktadır.
Nemrut Dağı
Bitlis, Tatvan’da bulunan Nemrut Dağı Doğu Anadolu bölgesinin en yüksek dağlarındandır.
Normalde uyuyan bir yanardağ olan Nemrut Dağı’nda en son 1441 yılında lav çıkışı olmuştur.
Kış aylarında turizmin canlanmasıyla kalabalık olan Nemrut Dağının çevresinde bir çok kayak merkezi bulunmaktadır.
Ahlat Selçuklu Mezar Taşları
Bitlis’in Ahlat ilçesinde Selçuklu dönemine ait mezar taşlarının bulunduğu bölgede, eşi benzeri bir daha görülemeyecek anıt mezarları bulunmaktadır.
Mezar taşları üzerinde yer alan işçilik, Selçuklu döneminde yaşayan insanların inanışları, yaşam biçimleri hakkında bilgiler vermektedir.
İslahiye Medresesi
Bitlis Arkeoloji Müzesi olarak kullanılan İslahiye Medresesi oldukça eski bir geçmişe sahiptir.
Selçuklular tarafından 1216 tarihinde inşa edilen medrese, 1589 tarihinde Bitlis hanlarından 5. Şerefhan tarafından restore edilmiştir.
Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan medrese, 8 asırlık geçmişe sahibe olup bu tarih içerisinde birçok sanat ve bilim adamı yetiştirmiştir.
Çifte Kümbetler
13. yüzyılda inşa edilen kümbetlerden en büyüğü Bugatay Aka ve Şirin Hatun diğeri Hüseyin Timur ve Esen Tekin ait olup 1280 yılından günümüze kadar sağlam ulaşmayı başarmıştır.
Bitlis Ahlat ilçesinde bulunan Kümbetler, sağlam mimarisiyle ziyaretçilerini tarihte kısa bir yolculuğa çıkarıyor.
Bitlis Ulu Camii
Bitlis Merkez’de yer alan cami 1150 yılında Ebu’l Muzaffer Muhammet tarafından yaptırılmıştır.
Minaresi 1492 yılında eklenen camii, tarihi mimarisiyle görülmesi gereken yerler arasındadır.
Ahlat Sahil Kalesi
Urartular döneminde yapılan kale 1224 yılında yıkılmıştır.
Kanuni Sultan Süleyman’ın Ahlat ilçesinde bulunduğu dönemde harap olan kaleyi görerek veziri Zal Paşa’ya onarılması emrini vermiştir.
Mimar Sinan’ın onardığı Ahlat Sahil Kalesi, Osmanlı Kalesi olarak da bilinmektedir.
Narlıdere (Kasrik Köprüsü)
Bitlis Baykan karayolu üzerinde bulunan Narlıdere Köprüsü’nün ne zaman yapıldığı bilinmemektedir.
Mimari özelliklerine bakılarak 16. Yada 17. yüzyılda inşa edildiği düşünülen köprü Osmanlı mimarisi örneklerini taşımaktadır.
Bitlis Tarihi Taş Evler
Görenleri kendine hayran bırakan taş evler 200-300 yıldır tarihe meydan okuyor.
Derin vadiler arasında yamaçlara kurulu çok katlı tarihi taş evlerden oluşan köyler sadece tarih sevenleri değil, sinemacıları, belgeselcileri ve fotoğrafçıları da ağırlıyor.
Bitlis’te Ne Yenir?
Bitlik yöresine ait lezzetler ise şu şekildedir;
Büryan
Siirt'in meşhur lezzetleri arasında olan büryanı Bitlis’te ayırlan özellerinden biri kuzu etinin tandırma pişmesidir. Özellikle yöre halkı tarafından Ramazan ayında sıklıkla tüketilmektedir.
Neredeyse her yörede kendine has bir tarzda yapılan köfte Bitlis’te yöreye ait baharatlar kullanılarak yapılıyor. Ayrıca Bitlis köftesi kızartılarak değil, haşlanarak pişiriliyor.
Katıklı Dolma
Kabak ve kıymayı buluşturan bu dolma üzerine sarımsaklı yoğurt dökülerek servis ediliyor.
Halise
Görünüş itibari ile keşkeğe benzeyen bu yemeğin içeriği biraz daha farklıdır. Aşurelik buğday, nohut ve et ile yapılan yemeğin üzerine eritilmiş tereyağ dökülerek servis ediliyor.
Ciğer Taplaması
Bitlis’in en meşhur et yemeklerinden olan ciğer taplama koyun ciğeri ve köftelik bulgur ile yapılıyor.
Bitlis’te 5 minare nerede?
Türkülere konu olan Bitlis’in 5 minaresi herkes tarafından merak ediliyor.
Yöre halkı tarafından da o kadar benimsenmiş ki Bitlis’te 5 minareli bir cami bulunmamasına rağmen şehirde türküye atıfta bulunularak; Beşminare camii, beşminare kafeler, restoranlar, parklar gibi pek çok yer var.
Fakat işin aslı şu ki; Bitlis’te 5 minare’ efsanesinde sözü edilen 5 minare tek bir camiye yani tek bir mekana ait değildir.
5 minare olayının aslı ise şu şekildedir;
1916’daki Rus işgali sırasında Bitlis’ten kaçan bir baba-oğul, savaş sonrası şehre geri dönerler. Şehrin girişindeki tepeye geldiklerinde baba oğlunu şehre gönderir. Oğlu geri döndüğünde şehirde her yerin yıkılıp virane olduğunu, kimsenin canlı kalmadığını, sadece beş tane minarenin ayakta olduğunu söyleyince, baba büyük bir üzüntüyle yere çöker ve ağıt yakar;
“Bitlis’te beş minare beri gel oğlan beri gel,
Yüreğim dolu yare, beri gel oğlan beri gel.”
Hikayede geçen 5 minareden 4’ü Şerefiye Camisi, Ulu Cami, Gökmeydan Camisi ve Meydan Camisi’ne ait. 5. caminin hangisi olduğu ise bilinmiyor.