Bir komplo teorisi de benden... (2)

İlhami Işık SuperHaber'e yazdı: Bu kavga dünya siyasetini de derinden etkileyecek bir kavga.  Sadece yıllardır CIA takibinde olan Suudili gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın neden ABD veya Avrupa'da bulunan Suud Konsolosluklarından birine değil de Türkiye'ye yönlendirildiğini anlamak bile yeterli. 

İlhami Işık
İlhami Işık
Ortalık toz duman,

Derin bir şaşkınlık, 

Kimileri içinse hazin bir hayal kırıklığı... 

Nasıl olur da ABD Suriye'den çekilir (!)

Ya da çekilme kararı alır...

Garipsiyorum böyle düşünenleri. 

Daha doğrusu hayretle karşılıyorum! 

Yaşadığımız çağı anlamamak bu olsa gerek.

Özelikle de "Soğuk Savaş"ın bitmesinden sonra uzun erimli stratejilerinin bir anlamının kalmadığını anlayamamak bana tuhaf geliyor ve anlamak istemiyorum artık! 

Her gün köşelerinde büyük büyük analiz kasanları ve televizyonlarda kibir abidelerinin içi boş, sadece hamaset ve cahilce kokan yorumlarını,

Sadece Suriye'de yaşanan  son 7 yıla bakmış olsalardı, bugün olup biten hiç bir şeyin sürpriz olmadığını rahatça görebilirlerdi. 

Sadece Obama'nın "kimyasal silah kırmızı çizgimizdir "sözünün dumanı tüterken, 

Kimyasal silah kullanılması sonrasında hiç bir şey yapmaması bile yeterli bir anlama olurdu.

Başdüşman İran ile girilen ilişkileri saymıyorum. 

Ya da yüz binlerce insanın ölümünden sorumlu Esad'ın hala iktidar da olmasının gerekçesini de yazma ihtiyacı duymuyorum. 

Artık serbest piyasa ekonomisi gibi her saat veya her gün değişen dengeler ve ilişkiler zinciri gibi geçmişte kalıcı ve hedefi belli stratejilerin yerini "serbest stratejiler dönemi "aldığını görmemek demektir. 

Artık; 

Kalıcı dostluklar, 

Kalıcı düşmanlıklar, 

Kalıcı müttefikler dönemi sona ermiştir. 

Durum budur... 

Ve öğrenmek isteyenler için son derece berrak bir fotoğraftır aslında. 

Bu giriş bölümünden sonra. 

Komplo teorimize devam edebiliriz galiba. 

Arap Baharı'nın Suriye'de boğulması, 

Baharın başlangıç noktası olan Tunus'ta efsanevî lider Gannuşi'nin çabaları sonucu boğulmaktan kurtulması dışında, 

Bütün coğrafya da karşı devrim başarılı bir şekilde yürüdü.

Mısır'da darbe oldu. 

Yemen iç savaşla yok oluyor. 

Türkiye 5 yıldır iç boğuşmalarla ve yapılan darbenin yenilgisi ile uğraşıyor. 

Orta Doğu'da artık hak, hukuk ve adalet sözü bir trajediyi hatırlatıyor. 
 
Yalnız bir şey doğru gitmiyor. 

Sünni yayılmanın önünü kesmek için oluşturulan Şii barikat, artık bir barikat olmaktan çıkıyor ve bütün bölgeyi kasıp kavuran bir egemenlik alanına dönüşüyor. 

Bu durum ABD'nin tekrar Suriye'ye dönmesine neden oluyor.

Önce bölge ülkelerini davet ediyor. 

Olumlu cevap almayınca da, 

PYD/YPG üzerinden Suriye'ye giriş yapıyor. 

Bu anlattığım durum sadece ABD'nin bir kesimi için kabul gören bir strateji. 

Ve ABD'de köklü geleneğinin hakimi olan "silah ve petrol sermayesinin"düşündüğü bir strateji değildi. 

Onlar açısından, 

Sünni yayılma hala ciddi bir tehlike ve uzun yıllar da öyle devam edecek bir tehlike.

İşte bura da kantarın topuzu elden kaçıyor. 

Ve kavga daha da aleni hale geliyor. 

Ve 

ABD'de devletçikler savaşı başlıyor. 

Nasıl olur demeyin, 

Biz hiç de yabancısı değiliz "devlet içerisinde devletçiklere"

1990'ları hatırlayanlar çok iyi bilirler: 

Resmi devlet düzeni dışında, 

Devletçik örgütlenmelerini.

Cumhurbaşkanı, 

Başbakanı, 

Ve meclisi olmasına rağmen, 

Birden fazla kendini devletin sahibi gören devletçikler... 

Jandarmanın bir devleti, 

Polisin bir devleti, 

MİT'in bir devleti, 

Deniz Kuvvetlerinin bir devleti, 

Daha da ileri gideyim, 

Medyanın bir devleti vardı 1990'ların Türkiye'sinde.

Bizim bir zamanlar yaşadığımız kabusu bugün ABD yaşıyor ve daha da yaşayacak gibi. 

Bu kavga dünya siyasetini de derinden etkileyecek bir kavga. 

Sadece yıllardır CIA takibinde olan Suudili gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın neden ABD veya Avrupa'da bulunan Suud Konsolosluklarından birine değil de Türkiye'ye yönlendirildiğini anlamak bile yeterli. 

Daha açık bir ifade ile;

Trump tarafından başdüşman olarak ilan edilen İran karşısında Suudi Arabistan'ın zayıf düşürülmesi izah edilebilecek bir durum mu? 

Tabii ki hayır! 

Siz Şii yayılmacılığını bir ölümcül tehlike görüyorsanız Suudi Arabistan'nın zayıflamasını istemezsiniz. 

Ya da birileri gerçekten Şii tehlikeyi ölümcül görmüyorsa ABD'de...

Evet esas soru bu,

Devam edeceğim bir daha ki yazıda...

Diğer Yazıları