Türkiye'nin basketbol şut makinesi Passist Pro dünya markası olmayı hedefliyor

Özellikle ABD'de rağbet gören şut makinesi, yerli bir girişimci tarafından Passist Pro markası ve "Türkiye’nin Şut Makinesi" mottosuyla geliştirilerek iç pazara ve Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Ortadoğu bölgelerinde satışa sunuldu.

Teknik özellikleri ve yazılım altyapısıyla ABD ve Çin’de üretilen örneklere nazaran çok daha güçlü bir duruşa sahip Passist Pro, 15 farklı nokta ve üç farklı mesafe aralığına belirlenen sürat ve sıklıkta pas dağıtabiliyor, hareketli sporcuyu takip sensörleri sayesinde takip edip bulunduğu konuma top fırlatabiliyor ve dijital yazılım altyapısı ile şut istatistiklerini detaylı şekilde tutup raporlayabiliyor.

Elektrik bağlantısı ya da aküyle çalışma seçeneklerinin yanı sıra mobil uygulama desteğine de sahip şut makinesi, yerli üretimin sağladığı fiyat avantajının yanı sıra bu cihazdan tedarik eden alıcılarının en temel problemi olan servis ve yedek parça desteği de sağlamasıyla, tüm basketbol çevreleri için büyük bir fırsat ve avantaj arz ediyor.

Genç girişimci Oğuzhan Molu ve ekibi tarafından geliştirilen Passist Pro, ihtiyaçlara göre dizayn edilmiş üç farklı tipte üretiliyor.

Saatte 1400 şut atma imkanı tanıyan şut makinesini milli basketbolcular ve Süper Lig düzeyindeki kulüpler ile test edip ilk siparişleri almaya başlayan girişim, yatırım ve hibe desteğiyle büyüyerek bu alanda dünya çapında bir marka olmayı hedefliyor.

ŞUT MAKİNELERİ İHTİYAÇ HALİNE GELDİ

Firmanın kurucusu ve CEO’su Oğuzhan Molu, gördükleri ilgi ve takdirden duydukları memnuniyeti dile getirdi.

"All-Star’daki üçlük yarışmasını bir pivot olan Karl-Anthony Towns’ın kazandığı, Kristaps Porzingis, Kevin Durant, Giannis Antetokounmpo, Nikola Jokic, Joel Embiid gibi boyları 2.10 – 2.22 aralığında seyreden oyuncular bile bugün üç sayı tehdidine sahip olduğu bir devirde yaşıyoruz.

NBA’in şut profilini resmeden görselleştirilmiş istatistik şemaları da şutların neredeyse tamamının boyalı alan ya da üç sayı çizgisinin gerisinden atıldığını gösteriyor. Şut kabiliyetinin geldiği bu nokta beşeri olarak şut koçlarının önünü açarken, ekipman olarak da şut makinelerini bir lüks değil, ihtiyaç haline getirdi.”