Terör her yerde…

Maalesef, bombalar patlıyor, insanlar hayatlarını kaybediyor, yaralanıyor; korku ve dehşet dünya yüzünde yayılıyor…

Londra’da da karşımıza çıkabiliyor, Tanran’da da… Paris’te de oluyor, Kerbela’da da…

Artık insanlar için kesinlikle güvenli olarak değerlendirebileceğimiz bir tek yer bile yok…

Hep söylediğimiz gibi, terörizm insanlığa karşı suçtur ve teröristlere yönelik değerlendirmeler de bu çerçevede olmalıdır.

Kimi teröristlerin iyi, kimilerinin ehven, kimilerinin kötü gibi değerlendirmelere tabi tutulması terörizmle mücadeleyi zaafa uğratır.

İyisi yoktur. Haklısı yoktur.

Hepsi sonuçta masum ve sıradan insanları kurban edebilmekte sakınca görmeyen gözü dönmüş yapılardır…

Terörün örtülü bir güç ve baskı aracı olarak kullanınımını tercih eden ülkelerin de zaman zaman terörün hedefi haline gelebildiği de açıktır.

Türkiye’ye yönelik bölücü emeller besleyen, yıllardır dünyanın şahit olduğu en vahşi ve kanlı terör faaliyetlerini icra eden PKK ve türevlerine karşı batı ülkelerinin ve özellikle ABD’nin Suriye politikaları ile birleştirmek suretiyle açıktan destek verir hale gelmesi ise gerçekten büyük bir sorumsuzluk ve bölgenin içinde bulunduğu sorunları DEAŞ sonrasında da devam ettirecek bir hadisedir.

Türkiye en baştan itibaren bu konuda her platformda uyarılarını yapmış ancak gelişmelere mani olamamıştır.

Şimdi ise karışıklığı kendisi açısından fırsata çevirmek isteyen Barzani bir oldubitti referandum ile bağımsız bir devlet için düğmeye basmıştır.

Dünyadan gelen tepkiler ise olumlu olmamakla birlikte son derece cılız ve adeta yapılmasına göz yumulacak gibi bir havada kendini göstermektedir.

Türkiye dışında pek çok ülkenin karnından konuştuğunu ve olaylara ilişkin kamuoyuna açıkladıkları görüşleri ile gerçek duruşları arasında fark olduğunu da bilmemiz gerekmektedir.

Irak’ın toprak bütünlüğünün kaybolması, yeni yeni küçük uydu devletçiklerin oluşumu yeni ve güçlü terörist yapılanmalara ivme kazandırır. DEAŞ tesfiye edilirken bu kez de devlet destekli yeni örgütler dünyanın başına bela olur.

Katar meselesinde İhvan’la ilişkileri gerekçe gösterilerek ülkenin adeta boğulmasını isteyenlerin dünyanın en kanlı terör örgütü olarak tescillenmiş PKK’ya müsamaha eğilimleri terör konusundaki aymazlığın ve standartsızlığın bir yansımasıdır.

Bu gün DEAŞ’ı en fazla kullanan örgüt PKK’dır. Onlar sayesinde güçlenmekte, teknik altyapı ve silah ekipmanları ve eğitim konusunda son derece yüksek bir ilgi ve ortam içine girebilmektedir. Kendisini büyüten, varlığı ile güçlendiren bir örgütün bitmesinin kendileri için de bitişi getirceğini göremeyecek mi PKK canileri de, ilişkinin geçici ve konjonktürel olduğu açıklaması ile yetinilip gerçeklerin üzerine üzerine gitmekten kaçınılıyor…

Dünyamız herhangi bir terör yapılanmasına müsamaha gösterilmemesi gerçeğini şu bir haftalık süreçte pek çok ülke içinde ve olayla bir kez daha yaşamıştır, görmüştür. Artık Batı’nın da bunu idrak etmesi elzemdir.

Tüm yazılarını göster