MİLLETVEKİLİ ÇELEBİ VE PARTİ TERCİHİ…

Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’yi uzaktan yakından hiç görmedim, tanışmadım.

Genç bir subay iken Ergenekon ve Balyoz davalarından yargılandığını, sıkıntılar yaşadığını bilirim.

Bu dönem içinde cezaevinde evlendiğinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun nikah şahidi olduğunu, daha sonra milletvekili seçildiğini ancak Muharrem İnce ile birlikte hareket ederek CHP’den ayrılıp Memleket Partisi kurucusu, yöneticisi olduğunu ve istifa sürecini de medyadan takip ettim.

Sayın Çelebi ile ilgili yazılıp çizilirken hala Teğmen Çelebi vs. ifadeleri kullanılıyor. Muhtemelen bir psikolojik baskı yapılıyor. “Teğmenken milletvekili oldun, bize borçlusun”, “Zaten bilgisi, deneyimi yoktu, seçtirilmesi yanlıştı” gibi…

Bu ülkede genç yaşında milletvekili olan pek çok insan var. Her birinin kendisine göre özelliği, niteliği mevcut. Hepsinin arkasında bir tercih edilme sebebi bulunuyor. Üstelik gençlerin oylarını alacak, akabinde temsilci olduklarında da borçlu çıkaracak, böylesi üstenci bir tavrı hiç hoş ve doğru bulmak mümkün değil.

CHP, Milletvekili Çelebi’yi aday gösterdi ve onun mağduriyeti üzerinden Atatürkçü, vatansever kesimden muazzam oy aldı. Çelebi ile aldığı oylarla seçtirdiği milletvekillerini götürüp HDP’ye payanda olsunlar, PKK ile kucaklaşsınlar diye almadı oyları…

Milletvekili Çelebi CHP’den ayrılırken de, Memleket Partisi’nden ayrıldıktan sonra da çok önemli bazı hususlara işaret ediyordu. CHP’nin kuruluş değerlerinden, Kuvva ruhundan uzaklaştığını, artık Türkiye çıkarlarının değil, başkalarının arzularının peşinden koştuğunu belirtiyordu…

Meselenin çok açık, net olduğu bir iklimde CHP’nin siyasal oportünizminin Türkiye’nin birlik ve dirliğini tehdit boyutuna vardığını idrak edenlerden birisi olarak Milletvekili Çelebi’nin sergilediği duruş elbette ki takdire şayandır.

Büyük bir cesaretle önce CHP’den ayrılmıştır, akabinde kurucusu olduğu Memleket Partisi’nden. Memleket Partisi’ne giderken yalnız da gitmemişti. Yanında başka milletvekilleri de vardı ve ortak bir deklarasyon ile ayrılış gerekçelerini duyurmuşlardı.

Aylardan beri cevabını beklediği sorular vardı. Soruların tamamı da devletin birliği ve bütünlüğü üzerine uyarılar yapıyor ve CHP cenahından Atatürk ve Türkiye aleyhtarı çıkışlar için açıklama bekliyordu…

CHP bu soruları cevaplamak yerine, HDP ile daha fazla görünür ilişkilere girdi. Öyle ki bu girdiği ilişkiler ittifak ortağı İYİ Parti’de bile rahatsızlık yaratmaya başladı. Hatta tüm ülkeyi rahatsız edecek adımları hızlandırdı.

Konuyu “Tayyip Erdoğan gitsin de nasıl giderse gitsin” noktasına taşıdı. Bu tehlikeli adımlar zaten Milletvekili Çelebi’nin önceden görüp, CHP ile bağını sonlandırdığı adımlar idi.

Muazzam bir linç kampanyası başlatıldı. Sosyal medya üzerinden hücumlar artık “Seni biz seçtirdik!” demeye kadar geldi. Mehmet Ali Çelebi yüzünü ve yüreğini kullanarak daha kimleri seçtirdiklerinden ise zerre bahsedilmiyor…

Bu ülkede bir milletvekili ilk kez partisinden ayrılmış ve bir başka partiye geçmiş değildir. Her partiden ayrılanlar oluyor, başka partilere geçiyorlar. Onlarla ilgili yapılmayanlar neden Mehmet Ali Çelebi için yapılıyor?

Sadece sorduğu sorular nedeniyle…

Soruları cevaplamaktansa Milletvekili Çelebi’yi linç etmek işlerine geliyor.

Soruları cevaplamaya kalkışırlarsa HDP, PKK ve diğer karanlık yapılarla irtibatlarla ilişkiler açığa çıkacak…

Soruları gözden düşürmek, gündemden düşürmek ancak Milletvekili Çelebi’nin duruşunu tartışmaya açmakla mümkün…

Tüm yazılarını göster