MADALYONUN İKİ YÜZÜ DİPLOMASİ VE İSTİHBARATIN AKTÖRÜ: HAKAN FİDAN

Ceyhun Bozkurt oceyhunb@gmail.com

Genellikle Savunma Sanayii ve bağlantılı olarak ordumuzun artan gücü için kullandığımız bir ifadedir: “Diplomaside de elimizi güçlendirmekte.”

Görünmezliklerinden, isimsiz kahraman olarak adlandırmamızdan dolayı mıdır bilemedim, istihbaratın bu konudaki rolü genelde ikinci planda kalır. Ama aslında bilgi her şeyin ötesindedir. Hatta hemen hemen her konunun temeli istihbarat, yani bilgiye ulaşmak, bilginin analizini yapmak, yeniden bilgi ve bu çalışmalar neticesinde strateji üretmektir.

Bu nedenledir ki MİT, Türk istihbaratının yeniden organizasyonu ve 2010’lu yıllardan itibaren geliştirdiği “dış istihbarat analizi” çalışmaları sonrasında, Dışişleri Bakanlığı’nın, diplomatlarımızın elini epey güçlendirdi.

Türk istihbaratının son 13 yılda geçirdiği ciddi evrim ve hatta yapılanlar düşünüldüğünde gerçekleştirilen devrimin bir numaralı mimarı kimdir derseniz, herkesin aklına tek bir isim gelmekte: Hakan Fidan.

Elbette bunda Recep Tayyip Erdoğan’ın önce Başbakan, ardından da Cumhurbaşkanı olarak Hakan Fidan’a verdiği desteğin etkisi yadsınamaz. Çünkü böyle bir değişim, eğer arkanızda güçlü bir siyasi irade yoksa başarılamayabilirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteğiyle gerçekleşen bu devrim neticesinde MİT sadece sınırlarımızdan birkaç yüz km ötede değil, küresel ölçekte etkili bir istihbarat servisi haline geldi.

Bu devrimin mimarı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türkiye Yüzyılı’nın ilk kabinesi olarak tanımlanan kabinesinde toplamda 8 yıl 6 ay 11 gün bakanlık görevini yürüterek Tevfik Rüştü Aras’tan sonra Türkiye’nin en uzun süreli ikinci Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Mevlüt Çavuşoğlu’nun yerine Dışişleri Bakanı olarak getirildi. Mevlüt Çavuşoğlu, çok zor bir dönemde Türk diplomasisini tarihe geçecek politikalarla yönetti. Bu süreçte Türkiye, daha bağımsız manevra alanları kazanmak için ciddi çaba gösterdi. Kolay değildi. Bir tarafta müttefiklerle ciddi sorunlar, diğer tarafta içte ve dışta terör saldırıları, tarihimizin en büyük ihanetlerinden FETÖ’nün 15 Temmuz kalkışması, Rusya-Ukrayna savaşı vs. gibi olaylar yaşananların sadece birkaç tanesi. Bu açıdan Çavuşoğlu sonrası, ABD’nin eski Ankara Büyükelçilerinden ve tecrübeli diplomatlarından James Jeffrey’in tabiriyle daha 2013 yılında “Yeni Ortadoğu’nun yüzü. Onunla işbirliği yapmalıyız çünkü işleri halledebiliyor” tanımını yapmıştı. Ama Jeffrey şu eki yapmayı ihmal etmemişti: “Ancak ABD'nin gözü kapalı dostu olduğunu da düşünmemeliyiz çünkü değil.”

“Kozmik Mesele-Devlet ve İstihbarat Metodolojisine Giriş” kitabının yazarı Gürsel Dönmez’in aktardığı gibi diplomasi ve istihbarat bir madalyonun iki yüzü gibidir. (Bkz. Gürsel Dönmez, “Kozmik Mesele-Devlet ve İstihbarat Metodolojisine Giriş”, Ötüken Yayınları, Genişletilmiş Özel Baskı, İstanbul, 2019, s. 238)

Dünyanın içinde bulunduğu büyük değişim döneminde Türk istihbaratının dümeninde 13 yıl oturan Hakan Fidan’ın diplomasinin bir numaralı ismi olarak atanması, Türkiye Cumhuriyeti açısından büyük avantaj.

Şimdi Hakan Fidan’ın önünde çok önemli dosyalar var. Ama Hakan Fidan’ın bu konulardaki önceki görevi, Bakanlığındaki en önemli avantajı olacak. Çünkü MİT Başkanlığı döneminde yapılan çalışmalar, Fidan’ı hem dünyada hem de bölgemizde döneminin en önemli figürlerinden biri yaptı. Taze Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, NATO, ABD ve Avrupa ülkeleri ile sorunlar-ilişkiler, Suriye sorununun çözümü, Ortadoğu, Güney Kafkasya, Türk dünyası, Afrika gibi konulara ve alanlara son derece hakim. Ayrıca bölgemizde Rusya’nın etkili olduğu alanlarda Türk istihbaratının da aktif olarak bulunması dolayısıyla Rus dış politikasında da bilgi ve birikimi yadsınamaz. Zaten Rus muhataplarıyla sürekli iletişimdeydi. Dolayısıyla da Rusya’nın Ukrayna savaşı dahil tüm dış politikalarında karşısına oturabilecek bir isim Fidan.

Zaten önündeki dosyalar da ağırlıklı olarak bu konular olacak.

Hakan Fidan’ın, aktardığımız başlıklarda, mevcut politikaların oluşturulmasında etkili olan birkaç isimden biri olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Türk devletinin bağımsızlık eğilimli dış politikasının daha ileri mevziler kazanabileceğini düşünüyoruz.

Şimdiden ülkemize hayırlı olsun…

Tüm yazılarını göster