Kafa mı buluyorlar?

15 Temmuz kanlı darbe girişiminin 4. yılında düzenlenen etkinliklere ve televizyonlardaki tartışmalara, değerlendirmelere vaktim elverdiğinde bakmaya çalıştım.

Olayı hala kavrayamayanlar yine ekranların en önemli konukları idi.

Olayı saptırmak isteyenler yine itibar görüyordu…

Şehitlere rahmet, gazilere sağlık ve afiyet diliyorum.

Bizler için şehit ve gazi oldular. Demokrasiyi yaşattılar. Minnet ve şükran duygularımız hiç eksilmez.

Şu asla akıldan çıkarılmamalıdır, bu darbenin başarısız olmasında birinci faktör Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın halka seslenip sokakları hareketlendirmesi ve darbecilere rağmen İstanbul’a gelerek mücadeleyi bizzat yönetmesidir.

Türk milleti tüm vilayetlerde Cumhurbaşkanı’nın çağrısına uymuş, darbecilere canı pahasına karşı koymuştur.

Darbeyi püskürten ve başarısız kılan Cumhurbaşkanının önderliğinde milletimizin azim ve kararlılığıdır.

Hiç kimsenin zerre kadar kuşkusu olmasın ki, bu ülke topraklarında hiç kimse artık darbe rüyaları görmeyecek, darbe mikrobunu yaşatamayacaktır.

Türk siyaseti o gece muazzam bir dirayet göstermiştir. MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli, hem Başbakan Binali Yıldırım’ı, hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı arayarak darbeyi hiçbir şekilde kabul etmediklerini, mücadele edeceklerini bildirmiştir.

Devlet Bahçeli, daha darbecilerin ilk uçakları, helikopterleri havalanmışken parti genel merkezine gelerek darbe karşıtı temaslarını yapmış, açıklamalarını kamuoyu ile paylaşmıştır.

Darbe lehine açıklama yapan bir siyasetçinin bulunmaması bile önemlidir.

TBMM, bombalar altında çalışmıştır. Gazi Meclis’in yiğit mensupları o gece sabaha kadar milletin özgürlük ve bağımsızlığı için canlarını hiçe sayarak o çatı altında görevlerini ifa etmişlerdir. Darbeyi reddetmişlerdir.

Basının o geceye ilişkin tutum ve davranışı takdire şayandır. Darbeyi onaylayan tek bir yayın organı ve gazeteci çıkmamıştır. FETÖ’nün kendi yayınlarını zaten vatandaşlarımız dikkate bile almamıştır.

Yenikapı mitingi Türk siyasetinin haysiyeti açısından muhteşem bir buluşmadır. Tüm siyasi Partilerimiz ve liderleri orada olmuştur.

Her ne kadar akabinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, muhtemelen sonradan tutuklanan FETÖ’cü danışmanlarının etkisi ile darbe girişimini “tiyatro” olarak niteleme hatasına düşmüşse de günümüzde bu yaklaşımı terketmiştir.

Darbenin başarısız olmasında elbette emir komuta zinciri içinde yapılmamış olması, TSK içinden çıkan FETÖ’cü  klik tarafından sevk ve idare çabasının etkisi büyüktür.

Bu nedenle de ordu mensuplarının çok büyük bir kısmı darbenin başarısız olması için mücadele vermiştir.

Polisimiz bu süreçte darbe karşıtı bir yaklaşım sergilemiş ve mücadelenin içinde olmuştur.

Hem TSK’dan, hem de Polis teşkilatımızdan şehitlerimiz vardır.

Bütün bunlar gururla, minnetle hatırlayacağımız hususlardır.

Ancak hiç kimsenin, aradan geçen yıllara sığınarak gerçekleri tahrif etmek gibi, hafızalarımızda alay etmek gibi bir hakkı olamaz.

Hiç kimsenin bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nın darbenin önlenmesindeki rolünü, etkisini gözlerden uzaklaştırmak gibi bir tutum ve davranışı kabul edilemez.

Şayet o gün ülkenin lideri Recep Tayyip Erdoğan değil de bir başka isim olsaydı, hiçbir şey bu gün göründüğü gibi olmazdı.

Biraz hakkaniyet, biraz saygı…

Tüm yazılarını göster