Bu ahlaksızlarla nasıl mücadele edeceğiz!

Sevda Noyan noyansevda@gmail.com

Sözde muhalif olma adına nefretlerini kendilerince yakaladıkları her fırsatta kusan hasta bir güruh ile birlikte yaşıyoruz maalesef…

Daha öncelerde de denedikleri bir girişimi ısıtıp ısıtıp yeniden önümüze getiriyorlar...

Neden mi bahsediyorum, intihar eden üniversite öğrencisi Sibel Ünli'den...

Gencecik yaşta verdiği bu yanlış karar ile ailesine acı veren Sibel, sözde parasızlıktan canına kast etmişmiş... Bu, gerçeklerden uzak olan, sığ ve vicdansızlık boyutundaki suçlamalarla, iktidara saldırma gafletinde bulunanlar acaba gece nasıl rahatça uyuyabiliyorlar çok merak ediyorum!

Sibel'in babası yaptığı açıklama ile kızının vefatından, kendi öfkeleri için çıkar devşiren ahmaklara seslendi, kızının rahatsızlığını ve intihar nedeninin maddi geçimsizlik olmadığını anlattı… Bu “aklıeveller”(!) bu açıklamayı bile dikkate almadan nefret kusmaya devam ettiler...

Allah, iktidarlara muhalafetin bile onurlu ve vicdanlısını versin...

İntihar aklın devreden çıkması ile alınan bir karar. Kimse kolay bir şekilde bunu yapamaz, çünkü fıtrata aykırı bir mücadele… Maddi sorunlarla ilgili olmaz diyemeyiz amma velakin bu ülkede yaşanan tüm intiharların faturasını ekonomik sıkıntılara bağlamak ve buradan sanki büyük bir açık yakalamışcasına sevinç naraları atmak, en hafifinden, insanlık dışı bir yaklaşım...

Yaşayana bile gereken saygıyı göstermeyen, gözlerini nefret bürümüş insanların ölüye mi saygısı olacak? Nerede bu hassasiyet!!!

Bu konuda ahkam kesenlerden biri de Şahan Gökbakan olmuş, yani namı değer Recep İvedik… Bizim ünlülerimiz de bir garip maalesef… Milyonlarca para kazanan Şahan Gökbakan, Cem Yılmaz gibi bir çok oyuncu, ses sanatçısı ve ünlünün yardım ve hayırlarla ilgili bir oluşumları var mı?

Benim bildiğim, sivil toplum örgütü olarak çalışan yalnızca Haluk Levent, Fulden Uras ve Gamze Özçelik var… Onlardan Rabbim razı olsun…

Bir çok ünlü mutlaka münferit yardımlarda ve hayır işlerlerinde bulunuyordur, bundan kuşkum yok… Ben yalnızca, her fırsatta iktidara fatura çıkarma hastalığına tutulmuş ünlülerin, kendi ellerini taşın altına ne kadar soktuklarını veya neden sokmadıklarını soruyorum....

Bu ülkenin sorumluluğunu taşımak sadece iktidara mı ait?

Yapılacak bu kadar iş varken, bu çok konuşan “lâf ebesi” tayfası acaba nasıl bir olumlu katkıda bulunuyorlar?

Ne demiş atalarımız, “Laf ile peynir gemisi yürümez!”.

Hadi yapın koca koca kampanyalar, ihtiyaç sahiplerini sevindirin… Böyece kendi reklamınızı da yapar,  manevi bir tatmin de yaşamış olursunuz! Kesinlikle iyi hissedeceğinizin garantisini veriyorum....

DÜNÜN FIKRASI FATİH PORTAKAL

Fatih Portakal'ın sosyal medyaya düşen 2-3 dakikalık konuşmasını dinledim, zaten daha uzun süre tahammül edemiyorum....

Efendim, zat, halt ederek Türkiye'yi “emperyalist bir güç” olmakla suçlamış!

Fıkra desen fıkra değil, haber desen haber değil, yorum desen yorum değil… Kısacası her zamanki gibi şaklabanlık yapmış…

Ey Fatih Portakal, çok uzağa gitmene gerek yok, haberi sunduğun stüdyoda şöyle kafanı kaldırsan ve televizyonun logosuna bir baksan, yaptığın konuşmanın ne kadar saçma olduğunu hemen anlayacak, dünyanın canına okuyan en büyük emperyalist güç olan ABD'nin medya silahı olarak kullanılan Fox televizyonunun logosunu görüp tövbe istiğfar edeceksin ama malaesef Rabbimizin de dediği gibi “Onların gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar”…

Böylesi bir körlük ve sağırlık içindeki yaşantınızda başarılar dilerim..

NOT: Cezayir büyükelçisi olarak atanan, Belçika eski milletvekili Mahinur Özdemir kardeşime başarılar diliyorum… Bu tür zamanlarda kalbimi ılık bir sevinç sarıyor… Dedesi yıllar önce Belçikaya giderken acaba torununun bir gün böylesi bir başarıya erişeceğini hayal ediyor muydu? Ailesi için ne güzel bir iftihar vesilesi… Mahinur’un başarısında büyük payı olan eşi sevgili kardeşim Rahmi'yi de unutmayarak tebriklerimi sunuyorum...

Tüm yazılarını göster