AHAD BEY’İN İSTİFASI VE İYİ PARTİ…

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Ahad Andican Bey, aslında partisi ile aynı düşünmediğini 29 Mayıs günü attığı tweetlerle Kemal Kılıçdaroğlu’na destek anlamı taşıyan cümleleri ile göstermişti.

Partisini bir nevi uyarmış ve ittifakın sarsılmaması, Kemal Kılıçdaroğlu’nun üzülmemesi yolunda ikaz etmişti.

Okuduğum zaman ayrılık rüzgârlarının estiğini ama ne zaman gerçekleşeceğini kestiremediğimi belirtmeliyim.

Çünkü, İYİ Parti’de bazı isimlerin abartılı, aşırı nezaketsiz bir şekilde Meral Akşener’in istifasını istediği, değişim arzuladığı bir süreçte, Ahad Bey’in kendi genel başkanına değil de Kemal Kılıçdaroğlu’na sahip çıkması, hatta başta genel başkanı olmak üzere partisini parlamentoya taşımak için 15 milletvekili ödünç veren bu kişiye karşı saygılı, vefalı olmaya çağırması önemli idi.

Nitekim bu gün Ahad Bey, partisi ile artık yollarını ayırdığını, partisiz muhalefeti tercih ettiğini söyledi: “… Ne yazık ki bugün geldiğimiz noktada İYİ Parti yönetimi ile siyasal ve yapısal açıdan uyumlu bir çalışma yürütme imkanı kalmamış durumdadır. Diğer taraftan oy için devletin tüm kurum ve kaynaklarını insafsızca kullanmaktan, din suistimali yapmaktan, vatandaşlık satmaktan, cumhuriyet düşmanlarını Meclis'e taşımaktan, yalan sloganlar ve montaj videolarla halkı aldatmaktan çekinmeyen bu zihniyet küçük bir farkla da olsa seçimleri kazanmıştır ve iktidarını sürdürmektedir. Bu nedenle 'partisiz muhalefet' saflarına katılmış bulunuyorum.”

 

Ahad Bey’e cevap hemşehrisi Buğra Kavuncu’dan geldi. Kavuncu, Ahad Bey’in kendilerini yoran bir yüke dönüştüğünü belirtti…

Görünen o ki, partide yükler de, yorgunlar da artıyor…

Bu istifaların devam gelir mi, diye soruluyor.

Gelir elbette. Hem de çığa dönüşür.

Yedi kocalı Hürmüz gibi bir koalisyon vaadi ile girilen bir seçim, parayla satıldığı söylenen adaylıklar, partinin önemli isimlerinin tasfiyesi, mağlubiyet ile birlikte içerdeki tüm kavgaları gün yüzüne çıkardı.

Ne olacaktı ki başka?

Rahmetli Demirel’in ifadesiyle: “Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz. Her şey neticesi ile ölçülür…”

Sonuçta, herkes görüyor ki, ortada ciddi bir yenilgi var, başarısızlık var.

Bu gün yenilenler cephesinde pek çok mazeret üretiliyor.

Ancak irili ufaklı on yedi partiyi biraraya getiren, her birini önceden veya seçim sonrasında olmak taltif eden bir anlayışın aradaki bunca oy farkına rağmen yenilmediğini söylemek akılla mantıkla bağdaşmıyor.

Ahad Bey’de seçim sonuçlarını yenilgi olarak görmeyenlerden, bununla birlikte istifa ettiği partisini kaybedenler arasında görenlerden.

Her ne kadar niyetinin partisiz muhalefet olduğunu açıklasa da, yatırımını Kemal Kılıçdaroğlu’na ve CHP’ye yapıyor.

İkinci tur seçim sonuçlarının ortaya çıkışından itibaren ortaya koyduğu tavır Ahad Bey’in CHP ile daha iyi anlaşabildiğini gösteriyor.

Tahminim o ki, çok da bağımsız kalmayacak. Hatta ilk CHP Kurultayı’nda Kemal Bey’in listelerinde kendisine yer bulacak…

Girdiği PKK/HDP/YSP flörtlerinden sonra CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun da Ahad Bey’in azıcık düzeltici milliyetçilik ve Atatürkçülük aşılarına ihtiyacı var.

Keza Aytun Çıray’ı da ilk Kurultay’da CHP’de Kemal Bey’in yanında görürsek şaşırmayalım.

Ancak İYİ Parti’den zaten uzaklaşsın istenen isimlerin değil de, şimdi lazım olan bazılarının ayrılmaları ve CHP dışında tercihlere yönelmeleri de muhtemeldir ki, bu da kimseyi sarsmasın…

 

Diğer Yazıları