80'lerin en iyi korku filmleri: Bu filmleri izlemeden ölmeyin

20- Gremlins (Gremlinler) - 1984

Noel klasiğiyle kara komediyi birleştiren Gremlins, kağıt üzerinde karmaşık gözüken ancak Joe Dante'nin becerikli yönetmenliği ile çok beğenilen bir yapım oldu.

Özet:

Rand Peltzer (Hoyt Axton), hiçbir icatı olmayan başarısız bir mucittir. Yılbaşında ailesine hediye olarak Gizmo adında şirin küçük bir yaratığı getirir.

Sevimli yaratıkla ilgili 3 önemli kural vardır. Geceyarısından sonra yemek verilmemeli, direk güneş ışığına maruz bırakılmamalı ve birkaç damladan fazla su içmemelidir. Bu kurallardan herhangi birine uyulmazsa korkunç sonuçlar beklemektedir.

19- Basket Case - 1982

Genç bir adam olan Duane Bradley, elinde eski bir hasır sepet ile birlikte New York’ta bir otele yerleşir. Sepeti soranlara içinde eşyalarının olduğunu söyleyen Duane, aslında oldukça deforme olmuş siyam ikizini taşımaktadır. Duane’un amacı, kendisini siyam ikizinden ayıran doktorları bulup onlardan intikam almaktır.

17- Child’s Play (Çocuk Oyunu) - 1988

Seri katil olan Brad Dourif, peşine düşüne polislerden kurtulmak için bir oyuncuk bebek fabrikasına sığınır fakat kurtulamaz ve polis tarafından öldürülür. Brad, ölmeden önce vodoo büyüsü ile lanetlenerek ruhu bir oyuncak bebeğe aktarılmıştır. Catherine Hicks, oğlu Alex Vincent için Chuckie lakaplı oyuncak bebeği satın alır. Kısa süre sonra birkaç cinayet işlenmeye başlar ve tüm deliller cinayetleri Alex’in işlediği üzerinedir. Brad’i öldüren polis, cinayetleri Alex’in işlediğine inanmaz ve olayı araştırmaya başlar. Yaşananların ardında bambaşka bir gerçek vardır.

16- Fright Night (Komşum Bir Vampir) - 1985

Charley Webster, gece vakitlerinde korku filmleri izlemekten zevk alan genç bir lise öğrencisidir. Bir gece Charley film izlerken yeni taşınan komşularının garip hareketlerini farkeder ve hayal gücü de sürekli korku filmleriyle beslenen Charley, onların birer vampir olduğunu düşünmeye başlar. Çok sevdiği korku filmlerinden birinin içine düşmüşçesine korku duymaya başlayan Charley, hayatta kalmak için artık kendini korumaya almalıdır.

15- The Howling (Çığlık) - 1981

Bir seri katilin kurbanı olmaktan zor kurtulan başarılı TV spikeri Karen Write, doktorun önerisi ile ormanlık bir alanda yerleşik bir kamp niteliğindeki rehabilitasyon merkezine gider. Aslında kampın sakinleri tuhaf bir koloninin üyeleri gibi davranmaktadır. Çok geçmeden Karen, yağmurdan kaçarken doluya tutulduğunun farkına varır.

14- Creepshow - 1982

Creepshow, birbirinden farklı korku hikayelerini konu ediyor. Korku filmi Creepshow'un uyarlaması olan yapım The Walking Dead'in yapımcısı Greg Nicotero tarafından ekrana taşınıyor. Antoloji türündeki yapımın her bölümü farklı bir yönetmen tarafından çekiliyor.

13- Hellraiser (Hellraiser: Şeytan Pusuda Bekliyor) - 1987

Berduş bir gezgin olan Frank Cotton Kuzey Afrika’da bir yerde, eski çağlardan kalma gizemli bir akıl küpünü satın alır. Küpün, doğru biçimde oynandığı takdirde, cennetin ve sonsuz zevkin kapılarını açacağına dair bir rivayet bulunmaktadır. Küpü, tam bir izbe durumundaki evinin çatı katında kurcalayn Frank, başka bir boyutun kapılarını açmayı başarır...

12- Friday The 13th (13.Cuma) -1980

Dönemine göre çok başarılı efektleriyle ve minimal senaryosuyla bir türe öncelik etmiştir. Teen-slasher türünün gelişiminde büyük etkiye sahiptir.

'Gençler sırayla, korkunç derecede yaratıcı şekilde cinayete kurban gitmektedir' türünün en başarılı yapımıdır.

11- Re-Animator - 1985

HP Lovecraft'ın kısa öyküsünden uyarlanan yapıp ilk zombi/vücut korku filmidir ve dönemin vahşet dolu filmlerine göre bile sınırları zorlamıştır.

Özet:

Başarılı bir tıp öğrencisi ve bir hastanede asistan olarak görev yapmakta olan Dan, dekanın kızı Megan'la birlikte güzel bir hayat sürmektedir. Bir gün ev arkadaşı ilanıyla Herbert West isimli birisi ilgilenir. West, ölenleri hayata döndürme üzerine deneyler yapan İsviçreli garip bir bilimadamıdır.West'i evine kabul eden Dan, bu adamın evinin bodrumunda deneyler yapmasına izin verir. Megan'la sahip oldukları ölü kedileri üzerinde deney yapan West'in daha büyük deneklere ihtiyacı vardır. West'in çalışmalarından çok etkilenen Dan, yardım etmeyi kabul ettiğinde başına geleceklerden habersizdir.

10- An American Werewolf In London (Kurt Adam Londra'da) - 1981

Amerika'dan gelen iki genç öğrenci, İngiltere kırsalında ne olduğunu anlamadıkları bir yaratığın saldırısına uğrar. Arkadaşını bu saldırı sonucu kaybeden David ise hayatta kaldığına pişman olacaktır. Çünkü, lânet artık onun da kanına girmiştir.

9- Poltergeist (Kötü Ruh) - 1982

Doğaüstü bir varlık tarafından taciz edilen bir aile hakkındaki bu perili ev hikayesi Tobe Hooper tarafından yönetildi ancak tam bir Steven Spielberg filmidir. (Senaristliğini yaptı)

Özet:

Freeling ailesi oturdukları evin eski bir mezarlığın üzerine inşa edildiğinin hiç de farkında değillerdir. Bu bir süreliğine sorun değildir; ancak ne zaman ki hayaletler bu evin sakinlerini rahatsız etmeye başlar, işte o zaman bu mezarlık meselesi büyük bir sorun haline gelir. İşin kötüsü küçük kızları Annie de hayaletler tarafından başka bir boyuta kaçırılmıştır. Anne ve baba kızlarını kurtarmak için elinden geleni yapacaklardır. Bunun için de metafiziksel kimi yöntemlere başvuracaklardır. Hayaletlerin küçük kızı kaçırmaları ise amaçsız bir hareketin tezahürü değildir.

8- Tenebrae (Ölümün Sesi) - 1982

Ünlü bir yazarın son kitabı için İtalya'ya gitmesiyle birlikte bir cinayet zinciri başlar. Güzel kadınları usturayla öldüren kadın, makdüllerin ağzına yazarın best-seller romanı 'Tenebre'nin yapraklarını sıkıştırmaktadır. Başta yazar Peter Neal olmak üzere herkes bu katilin hedefi halindedir. Katil geride hiçbir iz bırakmamakta, her seferinde kaçmayı başarmaktadır ve polisin elinden bir şey gelmemektedir. Peki katil ya da gerçekte kimdir?

7- Videodrome (Ekrandaki Dehşet) - 1983

Videodrome 1983'te ilk kez piyasaya sürüldüğünde bir gişe bombasıydı. Aslında, TV şiddetinin toplumu nasıl duyarsızlaştırdığına dair düşünceler de dahil olmak üzere, Videodrome şimdi 40 yıl öncesine göre daha güncel olabilir.

Max Renn, genelde cinsellik içeren, bel altı basit ve ucuz hikayeleri kovalayan bir televizyon yöneticisidir. Rating oranlarını yükseltemek arzusu ile bir çare ararken enteresan bir korsan yayın dikkatini çeker. Videodrome isimli underground yayın, ilk başta gerçek cinayetlere yer veren bir 'snuff' tv havasındadır. Videodrome’u keşfettikçe altüst edici görüntüler, teknolojiye tapınma, sado-mazoşizm ve cinsellik içerikli yayınlar Max’ın profesyonel ilgisinin kişisel merakına yenik düşmesine sebep olur. Çok geçmeden perde arkasındaki garip ve tehlikeli karakterlerle tanışır.

6- The Fog (Sis) - 1980

Kuzey Kaliforniya'da bir sahil kasabasında yüzyıllar önce kasaba sakinleri tarafından içinde ganimetlerle birlikte sisin içinde kaybedilerek ve kayalıklarda parçalanarak batırılmıştır. Yüzyıllar sonra gemide can veren denizciler intikam için geri gelmişlerdir. Sisin içerisinden gelen hayaletler, haksızlığı cezalandırmak için kasaba sakinlerinin peşine düşerler. Amerikan B-filmlerinin efsane yönetmenlerinden olan John Carpenter'ın yönetmenliğini yaptığı film, korku filmi sevenler tarafından kültleştirilmiştir.

5- The Fly (Sinek) - 1986

80'lerden çıkmış en iğrenç filmlerden biri. The Fly temelde sizi Jeff Goldblum'un bir buçuk saatten fazla vücüdunda yaşadığı bozulmaları izlemeye zorluyor diyebiliriz.

Karizmatik ve çılgın bilim adamı Seth Brundle, gazeteci Veronica Quaife'ye yaptığı ışınlanma makinesini gösterir. Genç kadın Brundle'ın ilk defa bir canlıyı ışınlamayı başardığı zafer anına şahit olur. Ancak ışınlanma modülüne Brundle ile birlikte girmiş olan küçücük bir sinek, herkesin gözünden kaçmıştır.

Brundle'ın moleküler yapısının bir sineğinkiyle birbirine karışmış olduğu anlaşıldığında, iki sevgilinin gözleri önünde gerçekleşen acı verici trasformasyon süreci, zamana karşı bir yarışa dönüşür.

4- Evil Dead 2: Dead By Dawn (Vahşet) - 1987

Sam Raimi'nin The Evil Dead'i tabandan korku filmi yapımının altın standartlarından biri olsa da, seriyle ilişkilendirdiğiniz çılgınlığın çoğu aslında bu devam filmi ile başladı.

Ash, koluna bantlanmış bir elektrikli testere ile ilk kez sloganlar atan bir baş belası haline geldi. Yani, temelde, orijinali bu kadar akılda kalıcı kılan her şey on kat artırıldı. Bu nedenle, Evil Dead 2, orijinali gerçekten geride bırakan nadir devam filmlerinden biridir.

3- A Nightmare On Elm Street (Elm Sokağında Kabus) - 1984

Los Angeles’taki bir mahallede gençler tuhaf bir şekilde ölmeye başlarlar. Parmaklarında jilet keskinliğinde bıçaklar olan korkunç bir adamın bulunduğu kabuslar uyurken canlarını almaktadır. Rüyalardaki bu hayalet, yıllar önce çocuklarını öldürdüğü aileler tarafından linç edilen sapık Fred Krueger’dan başkası değildir. Freddy her nasılsa şimdi geri dönmüş, yeni yetmeleri bir bir rüyalarında öldürerek intikam almaktadır. Eğer Freddy peşinizdeyse tek çare uykuya direnmekte midir? Yoksa onunla kendi kabusunda yüzleşmekte mi?

2- The Thing (Şey) - 1982

The Thing , şimdiye kadar yapılmış en iyi özel efekt filmi. John Carpenter'ın bilim kurgu korku şaheseri ortaya çıktıktan kırk yıl sonra bile, hiçbir şey onun yaratıcılığını yeniden yakalayamadı.

Film 1982'de gösterime girdiğinde bomba gibi patladı.

Kuzey kutbunun buz tutmuş topraklarında bir kurdun peşinden koşan Norveçli bilim insanları Amerikan Antartik araştırma üssüne kadar gelmişler fakat burada esrarengiz bir şekilde can vermişlerdir. Neler olduğunu anlayabilmek için dışarı çıkan Amerikan bilim adamları Norveç araştırma üssüne gidip esrarengiz olayı çözmeye karar verirler

1- The Shining (Cinnet) - 1980

Gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri olan The Shining o kadar çekici bir şekilde esrarengiz ki, yıllardır hala üzerine belgeseller çekiliyor.

Stanley Kubrick, hayaletli bir otelde ailesini avlayan bir baba hakkındaki bir Stephen King romanını uyarlamak için sözde imza atmış olabilir, ancak yarattığı şey bunun çok ötesine geçiyor, soykırım ve vatansever imgelerin yanı sıra Nietzsche'nin ebedi tekerrür kavramına başvuruyor.

Özet:

Jack Torrance (Jack Nicholson) Colorado dağlarındaki Overlook Otelinde kış bakıcısı olmayı kabul eder.Otel kışın kapalı olduğundan Jack ve ailesi uzun bir süre boyunca mekanda yanlız kalacaklardır.Medyum yetenekleri olan Torrance'ların küçük oğlu Danny (Danny Lloyd), otelde bazı kötü ruhların olduğunu hissetmeye başlar.Jack, yıllar önce karısı ve iki kızını öldüren otelin eski kış bakıcısı Bay Grady Philip Stone'nin hayaletiyle tanıştığında işler iyice değişmeye başlar.Danny, babasının bu ruhlar tarafından kontrol edildiğini ve babasının giderek çıldırdığını görmektedir.