Türkiye, 15 Temmuz 2016 gecesi bir darbe girişimiyle yüzleşti. 9 yıl geçti ama o gece şehit düşenlerin acısı hâlâ yüreklerde. Kimi üç oğlunu toprağa verdi, kimi gazilik nişanını gururla taşıyor.
15 Temmuz'un üzerinden 9 yıl geçti: Kimi üç oğlunu şehit verdi, kimi hâlâ oğlunun sesini duymayı bekliyor
15 Temmuz’un üzerinden 9 yıl geçti… O gece vatan için canını siper eden binlerce kahramanın hikâyesi hâlâ yürekleri dağlıyor. Üç oğlunu şehit veren bir anne, mezar başında 'Konuşun benimle' diyerek sabahladı; bir baba, 'Biri morgda, diğeri ameliyathanedeydi' sözleriyle gözyaşlarına boğuldu. Gaziler ise, 'Bizde olan inanç, onlarda yoktu' diyerek o karanlık geceyi unutamıyor. 9 yıldır dinmeyen acı, eksilmeyen gurur…
Anlatılan her bir hikâye, milletin o gece vatan için nasıl kenetlendiğini gözler önüne seriyor.
BİR ANNE, ÜÇ OĞUL, BİR DAMAT: ACIYI MEZAR BAŞINDA UYUYARAK YAŞADI
99 yaşındaki Muzaffer Gülşen, Kızılcahamam’dan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne giden üç oğlunu aynı gece kaybetti. Acısını “gece bile mezara gittim, onlarla konuşuyordum, uyuyakaldım” diyerek anlattı. Hâlâ onların sesini duymak isteyen bir annenin yüreği, geçen 9 yıla rağmen teskin olmadı.
GAZİ DR. HASAN ÖNSOY: “NEREDE ATEŞ EDİYORLAR DEDİ, GENELKURMAY’A KOŞTU”
O gece vücuduna kurşunlar isabet eden Öğretim Görevlisi Dr. Hasan Önsoy, yanındaki Yasin adlı genci hiç unutamadı. “Ateş edilen yöne doğru koştu” dediği o genç gibi binlerce kişi, vatan için korkusuzca direndi. “Vuran asker konuşmadı bile, tek kelime etmeden şarjör değiştirdi” sözleri, gecenin soğuk yüzünü ortaya koydu.
ŞEHİT POLİS YUNUS UĞUR’UN BABASI: MÜRÜVVETİNİ GÖREMEDİM, VATAN SAĞ OLSUN
Ramazan Uğur’un oğlu, 15 Temmuz gecesi Özel Harekat Dairesi’nde şehit düştü. Nikah hazırlığı içindeydi, hayatının baharındaydı. Baba Uğur, "Allah vatanımıza bir daha böyle belalar göstermesin. Ama vatan sağ olsun" diyerek gözyaşlarını bastırdı.
“İKİ ÇOCUĞUMUZ YETİM KALDI” DİYEN ŞEHİT ANNESİ, O GECENİN ACI SAATİNİ HATIRLIYOR
Sıttık Kaşaltı, son kez 03.00 civarı oğluyla konuştu. 6.45'te bomba ile şehit edildi. Kaşaltı, “9 saat bile oğlumun sesini duymadan duramazdım, 9 yıldır hasretim” diyerek yüreğindeki boşluğu anlatıyor. Torunu o gece “babam geldi” diye kapıya koştu ama karşılarında kara haberciler vardı.
“SEN KELİME-İ ŞEHADET GETİR” DİYEN DARBECİ ASKER: GAZİ MUHAMMED MUSA AKKOÇ'UN HATIRASI
Genelkurmay binasında kurşunlara hedef olan Akkoç, vurulan arkadaşının şehit edildikten sonra tekmelendiğine tanık oldu. Kendisine doğrultulan silahla yüz yüze geldiği anı şöyle anlattı: “Yapmayın, hepimizin çoluğu çocuğu var dedim. Dalga geçer gibi ‘sen kelime-i şehadet getir’ dedi.”
“9 YILDIR GAZİLİĞİN NİŞANESİNİ GÖĞSÜMDE TAŞIYORUM”
Musa İlhan, gaziliği bir onur olarak taşıyor: “Keşke şehit olabilseydim” diyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın “Terörsüz Türkiye” hedefini desteklediğini söyleyen İlhan, “Terörden kurtulmuş Türkiye’nin ayak seslerini dünya duyuyor” dedi.
“BİR OĞLUM MORGDA, DİĞERİ AMELİYATHANEDEYDİ” DİYEN BABA, O GECEYİ UNUTAMIYOR
İhsan Ayanoğlu’nun iki oğlu, aynı gece Boğaziçi Köprüsü’nde vuruldu. Biri şehit oldu, diğeri ağır yaralandı. Baba Ayanoğlu, oğlunun telefonunu açan kişinin “amca, telefonun sahibi vuruldu” sözlerini ömür boyu unutamayacak.
ESKİ EMNİYET MÜDÜRÜ KARAASLAN: SİLAH FARKI DEĞİL, İNANÇ FARKIYDI
Mahmut Karaaslan, o gece asıl farkın silah değil, inanç farkı olduğunu söyledi. “Karşımızda tanklar vardı ama bizde milletin inancı vardı” dedi. Darbecilere karşı direnen sivil halkın etkisini vurguladı: “TOMA’mızın tank tarafından sürüklendiği anı unutamıyorum.”