Taşradaki derin çürümüşlük... İsmail Kılıçarslan asıl görmezden gelinen o büyük tehlikeyi yazdı
Bolu'da meydana gelen otel yangınının ardından, yazar İsmail Kılıçarslan sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşım yaptı.
Kılıçarslan, taşrada nüfusu 500 binden az olan yerleşim yerlerinde sıkça rastlanan bir "çok zengin" adam modeline dikkat çekerek, bu kişilerin belediye başkanlarından valilere, emniyetten yargıya kadar her dönem güçlü ilişkiler kurarak kendilerini hukukun üzerinde gördüklerini belirtti.
Bolu'daki Yangın Sonrası İsmail Kılıçarslan'dan Dikkat Çeken Mesaj
Taşrada, bilhassa merkez nufüsu 500 binden az olan yerlerde yaşayan memur, bürokrat, yerel yönetim çalışanları bu söylediklerime hak vereceklerdir.
— ismail kılıçarslan (@kilicarslan_is) January 23, 2025
Taşrada "çok zengin" bir adam modeli vardır. Belediye başkanıyla, valilerle, kaymakamlarla, emniyetle, yargı bürokrasisiyle arası…
Kılıçarslan paylaşımında, ruhsat alımlarından yargı kararlarına kadar çeşitli konularda kendilerine özel imtiyazlar talep eden bu kişilerin, "bizim oğlan bir kavgaya karışmış, hallederiz", "dereye biraz kimyasal karışmış ama fabrikada 500 kişi çalışıyor" gibi yaklaşımlarla hem çevreyi hem de toplumsal adaleti tehdit ettiğini vurguladı. Kamu gücünü kendi lehlerine kullanarak bütün denetim mekanizmalarından muaf olduklarına inandıklarını ifade etti.
Bu modeldeki kişilerin sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasal güce de sahip olduğunu belirten Kılıçarslan, yerel siyaseti finansal olarak destekleyerek karar alma mekanizmalarında söz sahibi olduklarını dile getirdi. Yerel medya üzerinde de etkili olan bu kişiler, kendi lehlerine haberler yaptırıp kamuoyunu şekillendirme yeteneğine sahipler. Kamu görevlilerini ise merkezi bağlantılarıyla baskı altına alarak istedikleri yönde hareket ettirdiklerini öne sürdü.
Kılıçarslan, bu durumun zamanla büyük felaketlere yol açabileceğine dikkat çekerek, Bolu'daki yangının yanı sıra Maraş'taki kolonu kesilmiş binalar, Kırklareli'nde dere yatağına yapılan bungalovlar ve Malatya'da su dolu araziler üzerine inşa edilen binaların bunun en çarpıcı örnekleri arasında yer aldığını söyledi. Tüm bu olayların, denetimsizlik ve hukukun göz ardı edilmesinin acı sonuçları olarak karşımıza çıktığını belirtti.
Ülkenin çözmesi gereken en büyük sorunlardan birinin bu keyfi düzen olduğunu ifade eden Kılıçarslan, hukukun üstünlüğünün sağlanması, kamu gücünün herkese eşit şekilde dağıtılması ve denetim mekanizmalarının bağımsız çalışmasının bu yapının ortadan kalkması için önemli adımlar olacağını vurguladı.