SEÇİM SONUÇLARINI NASIL OKUMALI?

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Hayırlı olsun. Büyük bir felaketin ardından ha ertelendi, ha ertelenir düşünceleriyle girilen seçim atmosferi nihayete ermiş görünüyor.

Pek çok partili ve bileşenli masa umulanı vermedi. Yazdıkları üç bin küsür maddelik mutabakat metni de artık hiçbir değeri kalmayan belgeler arasında.

Ancak esas önemlisi “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” olarak ifade edilen ama şu ana kadar ne ifade edilmek istendiğini bilmediğimiz yapı da bir dahaki seçime kadar gündemden düştü…

Milletimiz aksine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine devam dedi. Muhtemeldir ki sistemde revizyonlara da gidilir ama şu an için böyle devam edeceği ortaya çıktı.

Bir masa etrafına pek çok partiyi almakla, birbirine benzemezleri toplamakla millette büyük bir heyecan dalgası olmayacağını, teveccüh yaratılmayacağını da uygulamalı bir şekilde görmüş olduk. Aksine bu kadar parçalı yapının istikrasızlık getireceği, çatışmalar yaratacağı düşüncesi ağır bastı.

Bu konuda da yine uygulamalı örnekler ortaya çıkıp dereyi görmeden paçayı sıvayanların kavgaları ayyuka çıkınca tereddütler redde dönüştü…

Pandemi, ekonomik kriz akabinde deprem afetiyle birlikte AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanı’nın enkaz altında kalacağını iddia edenler o kadar hadsizlikler yapıyordu ki, şimdi hepsi enkaz olmaya razı olsalar iyi ama çöp oldular…

AK Parti 21 yıllık iktidarına, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak devam edeceği gibi Cumhur ittifakı da TBMM’de çoğunluğu elde ederek çok güçlü bir şekilde yol almakta…

Siyaset terziliği ile bir yere kadar. Kesip biçerek bu işler olmuyor. Hele kamuoyu yoklamaları adı verilen manipülasyon aygıtları ile hiç de netice alınmıyor.

2018 seçimlerinde yapılan algı oyunları bir eski bakanı o kadar etkilemişti ki MHP’nin yüzde beşi aşması halinde Ankara Tandoğan Meydanı’nda (haşa huzurdan) anıracağını söylemişti. Dediğini yaptı mı yapmadı bilmem, bildiğim MHP yüzde onu aşmıştı…

Bu kez de yine MHP için benzer oranlar telaffuz ediliyor, hatta TBMM’de grup oluşturacak kadar sayı bile esirgeniyordu… Şişirilen partiler MHP’nin altında kalırken MHP yine yüzde onu aştı ve daha fazla sayıda milletvekili ile TBMM’de temsil edilecek…

Masanın altındakileri zaman zaman üste çıkardılar, onların bölücü emellerinin kuvvetle dillendirilmesine katkıda bulundular.

Zannettiler ki bunları söyleyince herkes etraflarında kenetlenir…

Milletin kazanımlarını tam bağımsız Türkiye arzusunu hafife aldılar. Bu ülkenin evlatlarının başarılarını sırf AK Parti desteğiyle ortaya çıktı diye küçümsediler. Milli savunma hamlesini tehdit eder yaklaşımlar sergilediler… Tüm bunları da batı desteği için, PKK’nın sivil uzantılarına şirin görünmek için yaptılar…

Kasetler, manipülasyonlar, iftiralar, masalar derken siyasette seviyeyi bir hayli düşürerek yol almaya uğraşanlar artık şunu kabul etmeliler ki, hiçbir şekilde dedikleri olmuyor…

Hatta Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olunabiliyor.

İşte CHP’nin hali ortada.

Dört partiyi müttefik olarak, birinin de genel başkanını adayı olarak listelerine aldı; çıkardığı milletvekili sayısı itibariyle önceki seçimin gerisine düştü. Parlamentoya taşımak zorunda kaldığı kişiler de cabası. Ancak dört partinin kendi oylarına katkısı konusunda şimdi kamuoyuna nasıl bir açıklama yapacaklardır, bilemiyorum.

Bir yıldan fazla oldu, televizyon ekranlarında demiştim ki “İster Cumhurbaşkanı adayı olsun, isterse olmasın önümüzdeki seçimler Sayın Kılıçdaroğlu’nun son seçimleri olacaktır.”

Aday oldu, kaybetti, partisine de kaybettirdi.

Dolayısıyla 14 Mayıs’a kadar onbir kez olan “yenilmiş de yenilmiş…” silsilesine şimdi duble yenilgi ilave ederek 13’e çıkardı…

Bundan sonra hiçbir şey CHP’de Sayın Kılıçdaroğlu’nun sorgusuz sualsiz devamını temin edemez…

“Kazanamayacak aday” parantezi açanların neticelerden çok da üzüntü duyduğunu düşünmüyorum.

“Kazanacak aday” parantezindekinin hesabının ise şimdi daha haklı ve kuvvetli olarak Kılıçdaroğlu’ndan kurtulmak ve CHP Genel Başkanlık koltuğuna oturmak olacağını söylemek abartı olmasa gerek.

Son olarak bahar gelecek ama kaybetmeyi alışkanlık haline getiren Sayın Kılıçdaroğlu’dan kurtulmak için CHP’ye gelecek.

Muhtemelen Sayın Kılıçdaroğlu’nun siyasi jübilesi CHP için iyi olacak…

Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler.

 

Diğer Yazıları