Şara'ya verdiği tavsiye neydi? Türkiye'nin yeminli düşmanları dikkat! Fidan'dan ezber bozan analiz
Hakan Fidan, Suriye’de Beşar Esad rejiminin devrilmesiyle başlayan yeni dönemi değerlendirdi. Financial Times, Ankara’nın, Esad sonrası Suriye’yi istikrara kavuşturmada kilit bir rol üstlendiğini yazdı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İngiliz Financial Times gazetesine verdiği röportajda, Suriye’deki gelişmeler, İsrail’in saldırıları, ABD’nin politikaları ve terör örgütü YPG/SDG ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. 6 Mart 2025’te Takvim’de yayımlanan habere göre, Fidan, Suriye’nin yeni lideri Ahmed el Şara ile 2017’de yaptığı bir görüşmeyi anımsatarak, Türkiye’nin bölgedeki rolünü ve stratejisini detaylandırdı. ABD Başkanı Donald Trump’ın hamlelerini Avrupa güvenliği için bir uyarı olarak nitelendiren Bakan, YPG/SDG’nin çekilmemesi halinde askeri harekâtın kaçınılmaz olabileceğini vurguladı. İşte Fidan’ın açıklamalarının detaylı özeti:
Suriye’de Yeni Dönem ve Türkiye’nin Rolü
Fidan, Suriye’de Beşar Esad rejiminin devrilmesiyle başlayan yeni dönemi değerlendirdi. Financial Times, Ankara’nın, Esad sonrası Suriye’yi istikrara kavuşturmada kilit bir rol üstlendiğini yazdı. Fidan, Şam’daki yeni yönetimle yakın iş birliği içinde olduklarını belirtirken, Ahmed el Şara liderliğindeki Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) Esad’ı deviren operasyonlarından Türkiye’nin haberdar olmadığını söyledi; ancak gazete, böyle bir hamlenin Ankara’sız gerçekleşemeyeceğini öne sürdü. Bakan, 2017’de Şara ile gizli bir görüşmede, HTŞ’nin El Kaide ve DEAŞ ile bağlarını kesmesi gerektiğini tavsiye ettiğini ve Şara’nın bu yolda ilerlediğini ifade etti. Şara’nın İdlib’deki yönetim deneyimiyle, savaşın ötesinde bir vizyon kazandığını da ekledi.
Türkiye’nin Suriye politikası, bölgedeki muhalefeti desteklemekten yeni yönetime rehberlik etmeye evrilmiş görünüyor. Fidan, Şara’nın “toplumu daha iyi kavradığını” ve Suriye’nin komşuları için tehdit olmaktan çıkması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Şam’a “YPG/SDG sorununu çözmesi için şans verdiklerini” söyleyerek, bu sürecin barışçıl bir geçişle sonuçlanmasını umduğunu belirtti. Ancak bu şansın tükenmesi durumunda Türkiye’nin askeri adımlar atacağının sinyalini verdi.
Trump, Avrupa ve Güvenlik Dinamikleri
Fidan, ABD Başkanı Donald Trump’ın politikalarını Avrupa güvenliği bağlamında ele aldı. Trump’ın Suriye’deki gelişmelere dair “Türkiye’nin dostça olmayan bir ele geçirme yaptığı” iddiasını yalanlayan Bakan, bu hamlelerin “Suriye halkının iradesinin bir zaferi” olduğunu savundu. Trump’ın eylemlerini, “Avrupa’nın birleşip kendi ağırlık merkezini oluşturması için bir uyarı” olarak nitelendirdi ve “Cin şişeden çıktı, geri dönüş yok” diyerek, NATO’nun dağılması halinde Türkiye’nin yeni bir Avrupa güvenlik mimarisinde yer almak istediğini ifade etti.
Trump’ın ilk döneminde Suriye’den asker çekme tehdidinde bulunduğunu hatırlatan Fidan, bu politikanın ABD içinde dirençle karşılandığını belirtti. Mart 2025 itibarıyla Suriye’de hâlâ yaklaşık 2.000 ABD askeri bulunuyor ve Trump’ın bu askerleri çekip çekmeyeceği belirsizliğini koruyor. Bakan, “Trump çekilse bile, Suriye’nin komşuları olarak DEAŞ’la mücadele edebiliriz” diyerek, Türkiye’nin bölgesel bir güvenlik platformu oluşturabileceğini savundu. Bu, ABD’nin YPG/SDG desteğine alternatif bir vizyon sunuyor.
YPG/SDG’ye Sert Mesaj ve İsrail Eleştirisi
Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG/SDG’ye net bir ültimatom veren Fidan, bu yapının Suriyeli olmayan teröristlerini ülkeden çıkarması gerektiğini vurguladı. “Bu insanlar Türkiye’nin yeminli düşmanı” diyerek, yaklaşık 2.000’i PKK’dan, 5.000’e yakını ise Suriye’deki bağlı gruplardan oluşan teröristlerin varlığına dikkat çekti. Eğer Şam bu sorunu çözmezse, Türkiye’nin askeri harekât başlatabileceğini açıkça ifade etti. Ayrıca, SDG kontrolündeki DEAŞ kamplarını ve hapishanelerini devralma önerisiyle, istihbarat ve hava gücüne dayalı bir çözüm sundu.
Fidan, İsrail’in Esad’ın devrilmesi sonrası Suriye’ye yönelik saldırılarını da sert bir dille eleştirdi. “İsrail’in topraklara yönelik saldırıları açık bir provokasyon” diyerek, Tel Aviv’in her Arap ve Müslüman ülkeyi tehdit olarak gördüğünü ve komşularını zayıf tutma stratejisinin sürdürülemez olduğunu belirtti. Bu, Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğüne verdiği önemi ve İsrail’in bölgedeki hamlelerine karşı duruşunu yansıtıyor.
Financial Times, Fidan’ı eski bir asker ve MİT Başkanı olarak tanımlarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en güvendiği isimlerden biri olduğunu yazdı. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sırasında “gemiyi terk etmeyen” bir lider olarak öne çıkan Fidan’ın, Erdoğan’ın potansiyel halefi olarak görüldüğü de not edildi. Bu röportaj, Türkiye’nin Suriye’deki yeni yönetimi destekleme, YPG/SDG ile mücadele ve Avrupa güvenliğinde aktif rol alma stratejisini gözler önüne seriyor.
X’te “Fidan’dan YPG’ye rest” gibi yorumlar, haberin kamuoyundaki yankısını gösteriyor. Türkiye’nin bölgedeki ağırlığı, bu açıklamalarla bir kez daha perçinlenmiş oldu.