Kaşif Kozinoğlu kimdir, neden öldü?
Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’ın tutuklanmasının ardından yaptığı açıklama, gündeme bomba gibi düştü. Özdağ, avukatı aracılığıyla kamuoyuna ilettiği mesajında, “En büyük korkum, rahmetli Kaşif Kozinoğlu gibi bir suikasta kurban gitmek” ifadelerini kullandı. Peki, Kaşif Kozinoğlu kimdir, neden öldü, nasıl suikasta uğradı? İşte, Kaşif Kozinoğlu hakkında merak edilenler!
Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’ın tutuklanmasının ardından yaptığı açıklama, büyük yankı uyandırdı. Özdağ, avukatı aracılığıyla paylaştığı mesajında, "En büyük korkum, merhum Kaşif Kozinoğlu gibi bir suikaste kurban gitmek" şeklinde ifadeler kullandı. Peki, Kaşif Kozinoğlu kimdir, ölümünün ardındaki sır neydi ve nasıl suikasta uğradı? İşte, Kaşif Kozinoğlu hakkında bilinmesi gerekenler!
KAŞİF KOZİNOĞLU KİMDİR?
1955 yılında Trabzon’da doğan Kaşif Kozinoğlu, Türkiye’nin istihbarat dünyasında adeta bir gölge figür olarak anıldı. Milli İstihbarat Teşkilatı’nda (MİT) yıllarca görev alan Kozinoğlu, ülkenin güvenlik politikalarında kritik roller üstlendi. Özellikle Orta Asya ve Kafkaslar’daki faaliyetleriyle tanınan Kozinoğlu, Afganistan’da da önemli operasyonlara imza attı.
Ancak Kozinoğlu’nun ismi, saha başarılarından çok, trajik bir dava ve şüpheli ölümüyle hafızalara kazındı.
KAŞİF KOZİNOĞLU NASIL ÖLDÜ?
2011 yılında Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) kurguladığı iddia edilen Oda TV davasında tutuklanan Kozinoğlu, savunmasını yapmaya hazırlanırken Silivri Cezaevi’nde hayatını kaybetti. Resmi açıklamalara göre ölüm nedeni kalp krizi olarak açıklandı, ancak bu açıklama kamuoyunda derin şüphe uyandırdı.
Kozinoğlu’nun ölümünden hemen önce “Beni susturmak için her şeyi yapabilirler” şeklindeki sözleri, akıllara suikast ihtimalini getirdi. O dönemde ölümüne dair birçok spekülasyon ve iddia gündeme gelse de olay, aydınlatılamayan sırlar arasında kaldı.
Tutuklanmasının ardından Özdağ’ın Kaşif Kozinoğlu’nu anması, hem siyasi hem de toplumsal çevrelerde yankı uyandırdı. Kozinoğlu’nun trajik sonunu hatırlatan bu açıklama, Özdağ’ın adalet sistemine yönelik kaygılarını ve can güvenliğiyle ilgili endişelerini gözler önüne serdi.