Yapay Zekâ Bağımlılığı Eleştirel Düşünmeyi Zayıflatıyor mu?

Mahmut Özer mahmutozer2002@yahoo.com

Yapay zekânın yaygın kullanımının yol açtığı sorunlar artık yavaş yavaş daha belirgin olmaya başladı. Bu sorunların uzun vadede en maliyetlisi yapay zekâ bağımlılığının bilişsel beceriler üzerindeki olumsuz etkileri ile ilişkili olanıdır. Özellikle üretken yapay zekânın bilişsel yük oluşturan çoğu görevi üzerine alması, bireye bu kapsamda özgürlük veriyormuş gibi görünse de uzun vadede eleştirel düşünmenin belkemiği olan bilgiyi analiz etme, değerlendirme ve çıkarım yapabilme becerilerini zayıflattığına yönelik kaygılar giderek artmaktadır. Günlük yaşamda ve mesleki yetkinliklerde en önemli bilişsel beceri olan eleştirel düşünme becerisi uzun vadede bu ilişkiden kalıcı yara alabilir.

Zaten bu kapsamda yapılan son çalışmalar da özellikle üretken yapay zekâ araçlarının bilişsel yükleri azaltırken eleştirel düşünmeyi zayıflattığı, öğrenmeyi yüzeysel bir düzeye indirdiği için öğrenilene yönelik hafızayı olumsuz etkilediği ve tembelliği artırdığına yönelik uyarılar içermektedir. Dolayısıyla, bu uygulamalara aşırı güven ve bağımlılık ilişkisinin uzun vadede bireylerin bağımsız kişisel gelişimlerinde çok farklı olumsuzluklara yol açabileceği kaygıları artmaktadır. Özellikle bu araçlara en fazla maruz kalan öğrencilerin bu olumsuz etkilerle büyümeleri bağımsız problem çözebilme ve zorluklara karşı dayanıklılıklarını artırma becerilerinde önemli zafiyetler oluşturabilir.

Bu nedenle bu sorunlarla ilgili çalışmaları yakından takip etmek ve tartışmaları canlı tutmak gerekmektedir. Bu kapsamda yeni bir çalışma, YZ araçlarının kullanımı ile eleştirel düşünme becerileri arasındaki ilişkiyi, bilişsel yük boşaltımı (cognitive offloading) olgusunu aracı bir değişken olarak kullanarak incelemektedir (Michael Gerlich, AI Tools in Society: Impacts on Cognitive Offloading and the Future of Critical Thinking, Societies 2025, 15:6). Yazarın da ifade ettiği gibi bilişsel yük boşaltımı, bireylerin zihinsel görevleri dışsal araçlara devretmesi ve böylece derinlemesine düşünmeye daha az katılım göstermesi durumu olarak tanımlanmaktadır. Özellikle üretken yapay zekânın öne çıkan iddiası da zaten insandan bu yükleri alarak yanıtların insan yerine kendisi tarafından sağlanmasıdır. Böylece bu yüklerden kurtulan insan için açığa çıkan zamanı daha verimli ve faydalı işler için kullanabilme fırsatı ortaya çıkmaktadır. Bilindiği gibi yapay zekânın ekonomik getirileri ile ilgili yapılan projeksiyonlarda açığa çıkan bu zaman fazlasının diğer faydalı işlerde kullanılmasının sağlayacağı yeni ekonomik getiriler önemli bir yer tutmaktadır.

Çalışmanın bulguları, yapay zekâ araçlarının yoğun kullanımının eleştirel düşünme becerilerinde azalmaya yol açtığını ve bilişsel boşaltımın bu ilişki içinde anlamlı bir rol oynadığını göstermektedir. Ayrıca, yapay zekâ araçlarının kullanımındaki artışın eleştirel düşünme puanlarındaki düşüşle nicel olarak ilişkili olduğuna işaret etmektedir. Bu araçlara aşırı güven bilişsel boşaltımı artırarak bireylerin işlenen bilgiyle derinlemesine etkileşim kurmalarını engellemektedir. Kısaca çalışmanın ortaya koyduğu bulgular, yapay zekâ araçlarına aşırı güvenin bilişsel görevleri bu araçlara devretme olasılığının arttığına ve bu süreçte de artan bilişsel boşaltımın eleştirel düşünme becerilerini zayıflattığına işaret etmektedir. Dolayısıyla, eleştirel düşünmeyi azaltan ve bağımlılığı artıran kuvvetli bir çevrim ortaya çıkmaktadır. Bu çalışma bu çevrimde bilişsel boşaltımın kritik rolüne vurguda bulunmaktadır. Diğer taraftan bu araçlara daha yaşlı katılımcılara göre daha yüksek düzeyde bağımlılık gösteren genç katılımcıların eleştirel düşünme değerlendirmelerinde daha düşük puan almış olmaları uzun vadede yüzleşeceğimiz önemli sorunlara şimdiden ciddi bir erken uyarı sağlamaktadır. Ayrıca, çalışmada daha yüksek eğitim düzeyine sahip katılımcıların halen daha yüksek eleştirel düşünme becerisi sergilemeleri de bu olumsuz etkiye karşı eğitim seviyesinin daha yüksek olmasının kritik olduğuna işaret etmektedir.

Yapay zekâ araçlarının eleştirel düşünmeyi ve dolayısıyla bağımsız problem çözebilme yeteneğini geliştirme yerine baskılaması ve zayıflatması gençlerin gelişimini olumsuz etkileyerek uzun vadede ülkeler açısından çok ciddi sorunlar oluşturabilir. Diğer taraftan, bu uygulamaların içeriklerine böylesine aşırı güven ve sıklıkla bu kaynaklara başvuru yapılması sadece bilişsel açıdan sorunlara yol açmayacaktır. Ayrıca, eleştirel düşüncenin zayıflaması yapay zekâ uygulamaları ile üretilen içeriğin doğruluğunu sorgulamayı da zayıflatacaktır. Böylece, bu uygulamalar tarafından din, kültür, cinsiyet ve ırka dayalı üretilen yanlı içerikler sorgulanmadan ve dolayısıyla ayıklanmadan yayılacaktır. Böylece sosyolojideki eşitsizlikler çok daha derinleşip kalıcı olacaktır. Diğer taraftan bu uygulamaların sıklıkla gösterdikleri halüsinatif davranışlarla üretilen doğru olmayan bilgiler sanki doğruymuş gibi çevrime girebilecektir. Böylece yanlış bilgilerin yayılımı artabilecektir. Kısaca, eleştirel düşünmenin yapay zekâ uygulamaları ile zayıflatılması domino etkisi ile zincirleme çok boyutlu başka sorunları tetikleyebilecektir.

Ayrıca, bu çalışmanın ortaya koyduğu gibi üretken yapay zekâ uygulamaları ile bilişsel boşaltımın artması teoride bireylerin daha karmaşık, faydalı ve yaratıcı faaliyetlere odaklanmasına vakit ve imkân verme iddiası, bu iddianın ortaya çıkma sürecinde eleştirel düşünmenin zayıflaması nedeniyle zaafa uğrayabilir. Çünkü yapay zekâ ile bu sık kullanma ve aşırı güvenle ortaya çıkan bu bağımlılık yazarın da vurguladığı gibi uzun süreli hafızanın ve genel bilişsel sağlığın bozulmasına neden olabilir. Bu nedenle, bu artan zamanın yaratıcı ve faydalı karmaşık problemlere odaklanılması ile ortaya çıkması beklenen ekonomik getiri de ortaya çıkmayabilir.

Dolayısıyla burada cevap aranması gereken kritik sorular, yapay zekâ uygulamaları kullanılırken diğer maliyetlerinin yanında bilişsel maliyet üzerinden eleştirel düşünmeye olumsuz etki nasıl azaltılabilir ve böylece üretilen zaman fazlası nasıl daha karmaşık ve faydalı problemlerin çözümünde kullanılabilir? Bir taraftan eğitim sistemlerinin eleştirel düşünmeyi geliştirmesi beklenirken bu araçların eğitim sistemine girmesiyle eleştirel düşünmesin zayıflaması ile nasıl mücadele edilecektir?  Öncelikle eğitim sistemlerinde yapay zekâ ile ilgili etik ve sorumlu kullanmayı odağına alan güçlü bir okuryazarlık eğitimine ihtiyaç vardır. Yapay zekânın imkânları her geçen gün dramatik bir şekilde arttığı ve yol açtığı komplikasyonlar yeni yeni ortaya çıktığı için tüm bu gelişmelere dayalı bir şekilde okuryazarlığın güncellenmesine yönelik eğitimlerin sürekli olması gerekmektedir. Eğitim sistemine yapay zekâ uygulamalarının entegrasyonunda öğrencilerin bilişsel çaba ve katılımını artırma odak noktasını oluşturmalıdır. Eleştirel düşünme, problem çözme ve bağımsız öğrenmeyi etkin katılımla teşvik eden eğitim müdahaleleri yapılmalıdır.

Tüm yazılarını göster