Türkiye’nin en batısında sessiz cennet: Gökçeada
İşte Gökçeada'da görülmesi gereken yerler
Zeytinli Köyü: Taş evler, begonvilli sokaklar ve tarihi kahvehanelerle adanın ruhunu yansıtan bir durak. Madam’ın dibek kahvesi ve Barba Yorgo’nun meyhanesi, köyün yaşayan efsaneleri.
Kaleköy: Antik Kastro’nun izlerini taşıyan bu köy, gün batımında Ege’nin en büyüleyici manzaralarından birini sunuyor. Balık lokantaları ve butik atölyelerle dolu.
Dereköy Çamaşırhaneleri: Bir zamanlar sosyal hayatın merkezi olan taş çamaşırhaneler, adanın geçmişine dokunaklı bir tanıklık sunuyor.
Aya Panayia Kilisesi: 1835’ten beri Çınarlı’da dimdik ayakta duran bu kilise, Rum Ortodoks mirasının zarif bir sembolü.
Eski Bademli (Gliki): Adanın en yüksek köylerinden biri. Çınar gölgesinde kahve içip Ege’yi seyretmek için ideal.
Marmaros Şelalesi: Çam ormanları arasında serin bir sürpriz. Doğa yürüyüşçüleri ve fotoğraf tutkunları için cennet.
Tuz Gölü: Aydıncık Plajı’nın yanı başında, yazın bembeyaz kristallere dönüşen bu göl, doğal spa keyfi sunuyor.
Laz Koyu & Aydıncık Plajı: Rüzgar sörfü tutkunlarının gözdesi Aydıncık ve sakin Laz Koyu, denizin iki farklı yüzü.
Peynir Kayalıkları: Kaşkaval Burnu’nda, deniz ve rüzgarın şekillendirdiği doğa harikası kaya formasyonları.
Yıldız Koyu & Gizli Liman: Şnorkel, dalga sesleri ve doğayla baş başa bir kaçış için adanın en sakin koyları.