TBMM Başkanı Kurtulmuş: Terörsüz Türkiye istikametindeki adımlar atıldı, Türkiye bu belayı tarihin çöplüğüne atmış olacak
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "bir eli silahta, bir eli sandıkta olmaz. Terörle irtibatlı bir siyasete, dünyanın hiçbir yerinde müsaade edilmez. Terörsüz Türkiye istikametindeki adımlar atıldı, Türkiye bu belayı tarihin çöplüğüne atmış olacak" dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, medya kuruluşlarının Genel Yayın Yönetmenleriyle iftar programında bir araya geldi.
Terörsüz Türkiye hedefi ile ilgili konuşan Kurtulmuş "TBMM, Türkiye'nin bütün sorunlarının çözüm yeridir. Dolayısıyla mesele TBMM'deki siyasi partilerin ortak tavrıyla çözümlenecekti. Gerektiğinde gerektiği zaman biz de devreye girerek bu konuyla ilgili meselenin şeffaf, açık, samimi bir şekilde yürütülmesini sağlayacağız. Sonuçta Meclis de üzerine düşen sorunluluğu yerine getirecek" dedi.
İSTİKAMET TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Terörsüz Türkiye hedefiyle ilgili konuşan Kurtulmuş, şunları söyledi:
"40 yıldır başımıza bela olan, 40 bini aşkın insanımızın hayattan koparılmasına neden olan terör belasının Türkiye'nin gündeminden kaldırılması, hatta Orta Doğu'nun gündeminden kaldırılması ve Türkiye'de birliğin, beraberliğin, iç kalenin tahkim edilmesiyle birlikte geniş coğrafyamızda da birlik ve beraberliğin sağlanması zorunludur, akıl bunu gerektirir.
Bunun için de her zaman söylediğimiz şey, bir eli silahta, bir eli sandıkta olmaz. Terörle irtibatlı bir siyasete, dünyanın hiçbir yerinde müsaade edilmez. Terörsüz Türkiye istikametindeki adımlar atıldı, İmralı'dan çağrı da geldi. PKK'yla irtibatlı, iltisaklı diğer örgütlerin de tamamen silah bırakmasıyla birlikte Türkiye bu belayı tarihin çöplüğüne atmış olacak."
"TÜRKİYE BEDELİ ÖDENMİŞ OLGUN BİR DEMOKRASİYE SAHİPTİR"
Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Çok önemli bir gelişme de Suriye'de gerçekleşen yeni durumdur, çatışmasızlık halidir. Suriye'de tavrımızı, ilkelerimizi ortaya koyduk. Suriye'nin toprak bütünlüğü, Suriye'de hiçbir terör örgütünün, silahlı örgütün kalmaması, bunların bir tek ulusal silahlı kuvvetler çatısı altında ortaya konulması ve herkesi kapsayan bir sistemin, yeni bir yönetimin kurulması. Bu temel taleplerimizdi, zaten Suriye'nin yeni yönetimine de sürekli bu tavsiyelerde bulunuyoruz, bu beklentilerimizi ortaya koyuyoruz.
Bu süreçte Suriye politikasında devre dışı kaldığını hisseden bazı aktörler bazı provokasyonlara girişebilirler, bunlara karşı da dikkatli olmak mecburiyetindeyiz. Ümit ediyorum, Suriye söylediğimiz üç temel prensip çerçevesinde çok kısa süre içerisinde derlenip toparlanır ve yoluna devam eder. Avrupalı muhataplarımıza da bu süreç içerisinde hep şunu söylüyoruz. Suriye'nin kurumsal yapısının güçlendirilmesi, bu çerçevede devletin bütün kurumlarının yeniden gözden geçirilmesi ve özellikle ambargoların bir an evvel kaldırılarak Suriye'nin yeniden inşası en önemli önceliklerden birisidir.
Artık ambargonun devam etmemesi gerekir. Yakılmış, yıkılmış şehirler var, altyapının yeniden oluşturulması var. Suriye'nin kurumsal yapısının güçlenmesi için katkıda bulunulması lazım. Suriyeli kardeşlerimize yapacağımız en büyük katkı, onlara demokratik rehberlik yapmaktır. Türkiye bedeli ödenmiş çok güçlü, olgun bir demokrasiye sahiptir, bu tecrübemizi Suriyeli dostlarımızın da istifadesine sunmak Türkiye'nin vazifesidir."
"TBMM, TÜRKİYE'NİN BÜTÜN SORUNLARININ ÇÖZÜM YERİDİR"
Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili soruları yanıtlayan Numan Kurtulmuş, "Bu sürece kadar, işin başından itibaren aslında mesele açık, şeffaf bir şekilde yürütülmüştür. İmralı'ya giden heyet önce başta aynı heyet, sonra genişleyerek gitti. Bu görüşmeleri yaptıktan sonra önce Meclis Başkanı olarak beni ziyaret ederek başladılar ne yapacaklarını ne konuşacaklarını, nasıl bir yol haritası izleyeceklerini anlattılar, biz de onlara bu konuyla ilgili genel çerçevemizi anlattık.
Ondan sonra partileri ziyaret ettiler, şimdi bu hafta içerisinde tekrar partileri ziyaret edecekler. Dolayısıyla İmralı'da ne konuşuldu, neler oldu, bu süreci anlatacaklar. Tabi ki Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye'nin bütün sorunlarının çözüm yeridir. Dolayısıyla mesele, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki siyasi partilerin ortak tavrıyla çözümlenecektir. Gerektiğinde gerektiği zaman biz de devreye girerek bu konuyla ilgili meselenin şeffaf, açık, samimi bir şekilde yürütülmesini sağlayacağız. Sonuçta Meclis de üzerine düşen sorunluluğu yerine getirecek" dedi.
"TÜRKİYE'NİN BİR ANAYASA DEĞİŞTİRME İHTİYACI VAR"
'Terörsüz Türkiye görüşmelerinin sonlandırılmasıyla beraber gerçekten sivil bir anayasaya ulaşabileceğimizi düşünüyor musunuz?' sorusunu yanıtlayan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Düşünüyorum ve inanıyorum. Bunun da bir fantezi olmadığını, Türkiye demokrasisi için bir zorunluluk olduğu kanaatindeyim. Bu tartışmalar aslında, ilk tur da gayet olumlu bir şekilde sonuçlandı, 14 partinin hepsiyle görüştüm, grubu bulunan partilere ben ziyarete gittim, grubu olmayan partileri davet ettim. Grubu olmayan bir parti hariç bütün partiler bu görüşmelere geldiler, eleştirilerini yaptılar, hatta kamuoyunda yaptıkları eleştirileri Meclis Başkanı olarak bana da söylediler. Ama hepsi ortak olarak şunu söyledi. 'Biz bu çalışmalara katkı sunmak isteriz' O günkü siyasi şartlar içerisinde olumlu bir atmosfer oluşmuştu, sonra araya başka şeyler girdi.
Açıkçası geçtiğimiz 2024 yılı Ekim ayından itibaren bir yıllık programı da yapmıştım. 12 ay boyunca neler yapılacak bunların programını çıkarmıştım. Bunu sadece Meclis'in, partilerin değil, işte üniversitelerin, hukuk camiasının, bütün sivil toplum kuruluşlarının da devreye sokulacağı bir tartışma ortamını takvimlendirmiştik ve Ekim 2025'te de Meclis'te yasalaşmak üzere süreci belli bir noktaya taşıyacaktık. Biraz tehir oldu, ama sonuçta Türkiye'nin bu ihtiyacı devam ediyor. Bir de şunu söyleyeyim. Bu, benim şahsi görüşüm olduğu için ben anayasanın değiştirilmesini istediğim için olan bir durum değil. Sürece başlamadan evvel partilerin hepsinin seçim beyannamelerini ve parti programlarını inceledim. İstisnasız hepsinde ya yeni anayasa tabiri var ya da anayasada köklü değişiklik teklifi var. Dolayısıyla Türkiye'nin bir anayasa değiştirme ihtiyacı var ki partiler bunu millete teklif ettiler.
Anayasanın önce niteliğiyle ilgili tartışmalar, sonra içeriğiyle ilgili tartışmalar yapılacaktır, en nihayetinde de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ortak bir yöntem geliştirilecektir. Hatta partilere şunu da teklif ettik. Yöntemi ben belirlemeyeyim, sizler yöntem teklif edin, bu teklif ettiğiniz yöntemler içerisinde en uygun olan yöntemi bularak Meclis'te müzakereyi öyle başlatalım. Bu görüşmelere zamanlamasını tespit ederek tekrar başlarız ve ümit ederim ki Türkiye bir anayasa yapma sürecine girer. Burada ısrarla vurgulamak istediğim şey şudur. Özellikle İmralı süreciyle yeni anayasa çalışmalarının birbiriyle bağlantısı yoktur. Daha İmralı sürecinin ilk adımı dahi atılmamışken, ondan bir sene, hatta 1.5 sene evvel anayasa meselesini Meclis'in 28. Dönemi'nin açıldığı ilk günden itibaren gündeme getirmeye başladık, dolayısıyla ikisi birbirinden ayrı konulardır, ikisini karıştırmamak lazım."