Güzellik sırlarımı veriyorum: Pahalı kremler değil, ucuz petrol ürünü!
Yüzüme bakanlar bazen cildin ne kadar parlak ve pürüzsüz olduğuna şaşırır. Bilmezler ki bu parlak yüzün ardında 20 küsür yıllık bir savaş var. Doğuştan iktiyosis hastasıyım – annem anlatır, doğduğumda vücudum balık pulu gibiymiş, akşama kadar kaşınmaktan ağlarmışım. Zamanla hafifledi tabii, okul falan derken normale döndük. Ama son 20 yılda efsane geri geldi işte. Bu sefer sedef de var, atopik dermatit de, eksfoliasyon da dediler. Tam bir kombinasyon!
Hastalığın mantığı şöyle: Önce vücutta mısır patlağı gibi kırmızı noktalar, sonra büyüyüp yayılıyorlar. Kaşıntı, yanma derken can havliyle ne krem bulursam sürüyorum. Ama o, kara batak kuşu gibi – bir kayboluyor, bir ortaya çıkıyor. Günlük tutsam görürdüm, sanki kış ve bahar başlarında daha sık ziyarete geliyor.
Cilt Doktorlarının Hepsi Benim Tanıdık
Türkiye'den gitmediğim cilt doktoru kalmadı. Rahmetli Kolsuz Agop bile Cerrahpaşa Çiltiye'de yattığım bir ay boyunca benimle ilgilendi. Kan tahlillerinde hiçbir şey çıkmadı ama sürekli kullanmam için antihistaminik ve psikolojik ilaçlar da verdiler. Kremler, yağlar, jeller, termal sular, kortizon, antibiyotikli merhemler derken en son A vitamini türevi bir ilaca başladım. Her ay karaciğer testi yaptırıyorum – yan etkisi yüksek bir ilaç çünkü.
İlk başlarda muazzam iyi geldi. Atak matak kalmadı, cildim ışıldamaya başladı. Sonra koltuk altı ve kasıklarda tekrar kızarıklıklar... Yine kremler, kortizon, pişik kremleri, bol kaşınma seansları, uykusuz geceler...
Trabzon'da Güneş Kazası
A vitamini ilacının bir özelliği var: İnsanı güneş ışığına aşırı duyarlı hale getiriyor. 14 Haziran'da Trabzon Kent Konseyi'ne davet edildim, iklim değişikliği konuşması yapacağım. Doğu Karadeniz'in burnumuzun küçülüp rengimizin koyulaşacak olmasından bahsettim. En çok ilgi çeken kısım buydu tabii! Konuşma yetmedi, dışarıda röportaj istediler. "Güneşte duramam, gölgeye gidelim" dedim. "Yok parçalı çıkar, sadece bir soru" dedi meydancı arkadaş.
Sonuç: Yarım saat güneşin altında kaldım. Biri gitti öteki geldi.
Hayatımda böyle kırmızı, iltihaplı bir yüz görmemiştim. Tıraş olduktan sonra büyüyen sakalım bile acı veriyordu. Yastık bile işkence ediyordu. Türkiye'nin en iyi cilt hocalarından birine koştum. "Güneş!" dedi. "Yüzüne sadece saf vazelin süreceksin!"
Vazelin olarak bildiğimiz Petrolatum veya Petroleum Jelly Devrimi
Ben şok! Türkiye'den, yurtdışından hassas ciltler için ne kadar krem varsa bir araba parası vererek almışım. Bir onu sürüyorum, bir bunu... Doktorum vazelin ve güneş kreminden başka her şeyi yasakladı.
Kontrole gittim: "Güneş kremi sürdün mü?" "Evet." "Hani yüzün beyaz değil?" Mineralli güneş kremlerinden nefret ediyorum ya, hortlak gibi boyuyorlar. Yüzüm zaten domates gibi kırmızı, bir de kireçle badana mı yapacağız? Ama kaçış yok. Hoca dedi ki: "Dışarı çıkmasan da güneş ışınları her yerde, güneş kremi şart!"
Birkaç ay evden çıkmadım. Eşim perdeleri açtıkça ben kapattım. "Öff boğuldum!" deyip isyan ediyordu. Yurtdışına gitti, rahatladım! Eve kapanıp kitap yazdım, uluslararası makaleleri takip ettim.
Sonuç: Evet, yüze en iyi gelen ve en ucuz nemlendirici gerçekten vazelinmiş!
İpek Böceği Mucizesi
Yüzüm yavaş yavaş düzeldi ama koltuk altı ve kasıklar bir türlü geçmedi. Doktorumdan gizli pişik kremleri kullandım. Terliyor, kaşınıyor, gece yanıyorum. Paramı bu sefer organik pamuklu iç çamaşırlarına harcadım.
Kardeşim ipek iç çamaşır önerdi. "Tövbe tövbe!" deyip başımdan savdım ama işkence devam edince denemeye karar verdim. Nano teknoloji ile üretilmiş saf ipek... Broşürde "vücut ısısı" yazmışlar. "Ya bu adamlar daha sıcaklıkla ısı arasındaki farkı bilmiyor" deyip vazgeçtim.
Kardeşim ısrar edince epey pahalı olan bu donu aldım. Web sitesi bir tuhaftı – ödeme yapmayı beceremedim. Şirket aradı: "Dene, beğenmezsen..." Şimdi bir tane daha alayım diyorum.
XXL aldım ama daracıktı. Giyer giymez... Terleme ve kaşıntı kesildi! Hâlâ şaşkınım. Tek korkum: Elle, düşük sıcaklıkta yıkanması gereken bu ürünü temizliği çok seven eşim fena halde haşlayacak.
Özetle: Sağlıklı cildinizin kıymetini bilin. Doktorunuzun sözünden çıkmayın. Pahalı kremlerden vazeline, pamuktan ipeğe uzanan yolculuğumda öğrendiğim en önemli şey: Bazen en basit çözümler en iyileridir.