Menzil’de kardeş kavgası mahkemeye taşındı: Elhüseyni ailesi Çorum’daki dergâh için karşı karşıya geldi!
Menzil Cemaati’nde miras kavgası büyüyor. Elhüseyni kardeşler arasındaki çekişme, Çorum’daki dergâh binası için açılan boşaltma davasıyla yargıya taşındı. Davayı açan Mübarek ve Fettah Elhüseyni’ye bağlı şirket, binanın boşaltılmasını isterken; dernek tarafı binanın “vakıf malı” olduğunu savundu, Devrim Kanunları gündeme geldi.
Menzil Cemaati’nin üç lideri arasında süren miras ve mülkiyet anlaşmazlığı, bu kez Çorum’daki dergâh binası üzerinden mahkemeye taşındı.
DERGAH İÇİN “BOŞALTIN” DAVASI AÇILDI
Büyük kardeş Saki Elhüseyni’ye bağlı grubun kullandığı dergâh binası için, diğer kardeşler Mübarek ve Fettah Elhüseyni’nin ortak olduğu Erol İnşaat tarafından Çorum İcra Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldı.
İKİ ŞİRKETE İKİ AYRI DAVA BİRLEŞTİRİLDİ
Dosya, iki ayrı davanın birleştirilmesinden oluşuyor:
İlki, Erol Ticaret’in, binayı kullanan “Çorum Semerkand Gönülleri Derneği”ne karşı açtığı boşaltma davası
İkincisi ise binayı daha önce kiralayan ve kira ödemelerini aksatan MNG Organizasyon adlı şirkete açılan alacak davası
MNG Organizasyon’un da yine Mübarek ve Fettah Elhüseyni’yle bağlantılı olduğu ifade ediliyor.
DERNEK: BİNANIN SAHİBİ TÜM MÜSLÜMANLAR
21 Mart’ta görülen duruşmada, davalı dernek tarafı mahkemeye, binanın “bir vakıf binası” olduğunu, ibadet ve sohbet amacıyla kullanıldığını, mülkiyetin tüm Müslümanlara ait olduğunu ifade etti. Savunmada bina, cami veya okul gibi görülen kamusal bir alan olarak tanımlandı.
DEVRİM KANUNLARIYLA SAVUNMA
Davacı taraf, dernek savunmasına sert tepki gösterdi. “Bu tür ifadeler, tarikat ve cemaatlerin yasaklandığı 677 sayılı Devrim Kanunu’na aykırıdır” denildi. Mahkemeye sunulan beyanlarda, dernek tarafının ifadeleri “tehlikeli ve örgütsel bir yapı” örneği olarak gösterildi.
CEMAATTE PROPAGANDA SAVAŞI BAŞLADI
Dava, Menzil Cemaati içerisinde yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Saki Elhüseyni’ye bağlı çevreler, Mübarek ve Fettah Elhüseyni’nin Devrim Kanunu’na sarılarak cemaatin maneviyatını zedelediğini öne sürdü. Sosyal medyada ve dergâh çevresinde, “Tasavvuf öğretemez kişiler” şeklindeki propaganda yoğunlaşmaya başladı.