Bir garip aşk bestesi... Soner Yalçın ve Ali Rıza Demircan'ın övgü dolu ilişkisi
Bir zamanlar laik–İslamcı kamplaşmasının iki ucunda duran Soner Yalçın ile Ali Rıza Demircan, son aylarda şaşırtıcı biçimde birbirine yakınlaştı. Demircan, Yalçın'ın İBB operasyonunun medya ayağı kapsamında gözaltına alınmasına tepki gösterip “dürüst gazeteci” diyerek övdü; Yalçın da Hürrem Elmasçı mahlasıyla Demircan’a methiyeler düzdü. İşte bir garip aşk hikayesi...
Tarih 28 Temmuz 2025…
İLK ADIM: ODATV DE OLSA TEŞEKKÜR ETMELİYİZ
OdaTV, orman yangınları ile mücadele sırasında TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un etkinliklere katılmasını eleştirmişti.
Bu haber, Ali Rıza Demircan’ın genel yayın yönetmenliğini yaptığı Mirat Haber tarafından “dürüst gazetecilik” örneği olarak gösterildi.
Demircan, “OdaTV de olsa teşekkür etmeliyiz” diyerek medyadaki alışılmış kalıpları bir kenara bıraktı.
Ancak bu garip jest, birçok kişi tarafından “ideolojik değil, stratejik bir hamle” olarak değerlendirildi.
İKİNCİ PERDE: YALNIZCA SONER YALÇIN’A DEĞİL, BİZE DE GÖZALTI
6 Kasım sabahı Soner Yalçın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik operasyonun medya ayağı kapsamında gözaltına alındı.
Ali Rıza Demircan’a ait Mirat Haber sitesi, “Neden 06:30’da gözaltı, Soner Yalçın davet edilemez miydi?” başlıklı bir haber yayınlayarak“Yapılan gözaltı işlemi yalnızca Soner Yalçın’a değil Ali Rıza Demircan’a da yapılmıştır. Şiddetle kınıyoruz” ifadelerini kullandı.
İlahiyatçı kimliğiyle tanınan Demircan’ın, bir gazeteciye bu denli sahip çıkması, medyada “ani bir sevgi patlaması mı, yoksa yeni bir ittifak denemesi mi?” sorularını gündeme getirdi.
SONER YALÇIN'DAN “DUVARLARI YIKMA” YAZISI
Gözaltıdan bir gün sonra Soner Yalçın, OdaTV’deki “Hürrem Elmasçı” köşesinde Ali Rıza Demircan’a uzun bir teşekkür yazısı kaleme aldı.
Ancak yazı, teşekkürden çok bir övgü manifestosuna dönüştü.
Demircan’ın Erdoğan’la geçmişine, boğazdaki Oba Restaurant’ta düzenlenen nişanına,
Sezen Aksu’nun sahne aldığı yıllara kadar uzanan biyografik detaylarla doluydu.
Yalçın, bir dönem “gerici medya” dediği ismi adeta rehabilite eden bir portre çizdi.
BİRİ “DÜRÜST GAZETECİLİK” DEDİ, DİĞERİ “DOSTLUK” YAZDI...
Demircan’ın “OdaTV de olsa teşekkür etmeliyiz” çıkışı, Yalçın’ın “mahalle duvarlarını yıkma cesareti” vurgusuyla birleşince, ortaya ideolojik değil, manidar bir yakınlaşma çıktı.
Laik medyada “yumuşama” olarak yorumlanan bu diyalog, kulislerde daha çok konjonktürel çıkar ortaklığı olarak değerlendiriliyor.