Babam ve Oğlum nerede çekildi?
“Babam ve Oğlum”, 2005 yılında vizyona giren ve Çağan Irmak’ın yazıp yönettiği, Türk sinemasının en beğenilen filmlerinden biri. Filmin çekimleri ağırlıklı olarak İzmir’in Seferihisar ilçesi, Balıkesir’in Ayvalık ilçesi ve İstanbul’da gerçekleştirildi.
“Babam ve Oğlum”, 2005 yılında vizyona giren ve Çağan Irmak’ın yazıp yönettiği, Türk sinemasının en beğenilen filmlerinden biri. 12 Eylül Darbesi’nin etkilerini bir baba-oğul hikayesi üzerinden anlatan film, duygusal anlatımı ve güçlü oyuncu kadrosuyla geniş bir izleyici kitlesine ulaştı. Filmin çekim yerleri, hikayenin otantik atmosferini yansıtmasıyla dikkat çekiyor ve seyirciler tarafından merak ediliyor.
Babam ve Oğlum nerede çekildi?
Filmin çekimleri ağırlıklı olarak İzmir’in Seferihisar ilçesi, Balıkesir’in Ayvalık ilçesi ve İstanbul’da gerçekleştirildi. Seferihisar, yönetmen Çağan Irmak’ın memleketi olması nedeniyle özel bir anlam taşıyor. Filmdeki sokak sahnelerinin tamamı Seferihisar’da çekildi; özellikle Irmak’ın çocukluğunda gazoz içtiği bakkal ve babasının sıkça gittiği kahve, hikayeye nostaljik bir doku kattı. Çekimlerde, Seferihisar yollarına toprak dökülerek 1980’ler atmosferi yaratıldı. Hüseyin Efendi’nin çiftlik sahneleri ise Ayvalık’ta, eski bir Rum evinde çekildi. Bu mekan, filmin duygusal derinliğini güçlendiren pastoral bir arka plan sundu. İstanbul’da çekilen sahneler ise daha çok şehir içi mekanlarda geçti ve hikayenin dramatik anlarını destekledi.
Filmin konusu ve kadrosu
“Babam ve Oğlum”, Ege’deki çiftlikten gazetecilik okumak için ayrılan Sadık’ın (Fikret Kuşkan), yıllar sonra oğlu Deniz (Ege Tanman) ile çiftliğe dönüşünü anlatıyor. 12 Eylül Darbesi’nin arka planında, baba Hüseyin Efendi (Çetin Tekindor) ile Sadık arasındaki çatışmayı işleyen film, 3,5 milyon izleyiciye ulaştı. Kadroda Hümeyra, Şerif Sezer, Binnur Kaya ve Yetkin Dikinciler gibi isimler yer aldı. Film, 2006 İstanbul Film Festivali’nde En İyi Film ödülü dahil çok sayıda ödül kazandı.
Çekim yerlerinin etkisi
Seferihisar ve Ayvalık’ın doğal güzellikleri, filmin duygusal tonunu güçlendirdi. Seferihisar’ın sakin sokakları ve Ayvalık’ın taş evleri, 1980’lerin Türkiye’sini yansıtan otantik bir atmosfer yarattı. Bu mekanlar, filmin seyirciler üzerinde bıraktığı etkiyi artırarak hikayeyi unutulmaz kıldı.