Ayşe Barım'ın tahliye edildiğini duyan ünlüler sevinç çığlıkları attı!

Taksim'deki Gezi Parkı odaklı olayların planlayıcılarından biri olduğu iddiasıyla yargılanan menajer Ayşe Barım'ın yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün gerçekleştirildi. Menajer Ayşe Barım hakkında tahliye kararı verildi. Ayşe Barım'a destek için adliyeye gelen ünlüler tahliye kararını duyunca sevinç çığlıkları attı ve gözyaşlarına boğuldu.  İşte tahliye kararının ardından yaşananlar...

1 Ekim 2025 Salı günü İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gerçekleştirilen duruşmada, menajer Ayşe Barım'ın tutukluluk hali sonlandırıldı. Barım, ajansına kayıtlı oyuncuları Gezi Parkı protestolarına yönlendirdiği iddiasıyla "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçlamasıyla 22 yıldan 30 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılanıyordu. Mahkeme, delillerin incelenmesi ve tanık beyanlarının değerlendirilmesi sonucu tahliye kararını verdi.

TAHLİYE KARARININ ARDINDAN SEVİNÇTEN AĞLADILAR

Ayşe Barım'a destek için adliyeye gelen ünlüler tahliye kararını duyunca sevinç çığlıkları attı ve gözyaşlarına boğuldu. 

Duruşmaya, Ayşe Barım'a destek olmak amacıyla Ceyda Düvenci, Nejat İşler ve Bergüzar Korel gibi tanınmış isimler adliyeye geldi. Sanat camiasından gelen bu dayanışma, davanın kamuoyunda geniş yankı uyandırmasına neden oldu. Daha önceki duruşmalarda da Halit Ergenç ve Ezgi Mola gibi oyuncular Barım'ın yanında yer almıştı.

AYŞE BARIM'IN İFADESİ! 'DOKTORUMUN GÖZETİMİNDE AMELİYATLARIMI YAPTIRMAK İSTİYORUM'

Ayşe Barım ifadesinde "Ben bir vatandaş olarak ömrüm boyunca ülkemdeki sorumluluklarımı eksiksiz yerine getirmiş, 19 yaşımdan beri sadece çalışan ve üreten bir kadınım. Hayatım boyunca hiçbir suç işlemedim, herhangi bir soruşturma içerisinde tanık olarak bile yer almadım. Çok ağır suçlamalar ve iddialarla 248 gündür tutukluyum ve her gün defalarca aynı soruları soruyorum kendime. Ben ne yaptım. Neden tutuklandım. Bunların cevabını bilmiyorum, çünkü gerçekten bu suçlamaları kabul etmiyorum ve bunlarla hiçbir ilişkim yok. Şu anda yaşadığım bu haksız süreç beni biraz korkutuyor açıkçası. Adaletin ağırlığına inanmak ve güvenmek istiyorum ama çaresizim, biraz da zorlanıyorum. Çünkü tek başıma bir hücrede gerçekten beyin ve kalp sorunlarıyla savaşıyorum ve anladığım kadarıyla biraz da yorgunum. 30 kilodan fazla kaybettim. Hastaneler, raporlar, bayılmalarım, dilekçeler, itirazlarımız, sunumlarımız. Hiçkimseyi hasta olduğuma tam anlamıyla ikna edemedim. Ben aslında tedaviyi reddetmiyorum, bunu da açıklamak isterim. Bu süreçte Haziran ayından itibaren ciddi bayılmalar başladı, kalp hastalığımla ilgili ve bu bayılmalarla ilgili devlet hastanelerine sevklerim başladı. O kadar zor bir şekilde oralara sevk oldum ki, en az 12 kere çeşitli devlet hastanelerine gittim. En son Çam ve Sakura Hastanesi’nden Bilim Kurulu’na girdim. Bütün MR’larım ve herşeyim var zaten. Neden Adli Tıp Kurumu beni tekrardan bir yere sevk etti, anlamıyorum. Ben tedavi olmak zorundayım. Tüm hastane raporlarımda acilen ameliyat olmam gerektiği yazılı olmasına rağmen bunlar gözardı edildi. Sevk edildiğim devlet hastanelerinde bütün raporlarım tamamlandı. En son sevk edildiğimde damar yolumun açılması gerekiyordu, damar yolunu bulamadılar, bütün kolum mosmor dolaştım. Kendi ameliyatımı kendim yaptırmak istiyorum. İki tane anevrizmamın yanında bir de cezaevinde anevrizmam çıktı. Kendi doktorumun gözetiminde ameliyatlarımı yaptırmak istiyorum. Temel hakkım olan yaşam hakkımı da elimde tutmak istiyorum" demişti.

DAVA HAKKINDA

Ayşe Barım, ID Danışmanlık Limited Şirketi'nin kurucusu ve ortağı olarak sektörde birçok ünlü oyuncunun menajerliğini yapıyor. Soruşturma, 2013 yılında Taksim Gezi Parkı odaklı protestolara ilişkin iddialar üzerine başlatıldı. İddianamede, Barım'ın sanatçıları organize ederek eylemlere katkı sağladığı, medya yoluyla kamuoyunu yönlendirdiği öne sürülüyor. Barım, iddiaları reddederek savunmasında "Benimle ilgili bütün iddialar asılsızdır" demişti.Tutukluluğu, 27 Ocak 2025'te başlamıştı. Cezaevinde geçirdiği süre boyunca sağlık sorunları yaşadığı belirtilen Barım, daha önce avukatları aracılığıyla tahliye talebinde bulunmuştu. Şubat ayında bir sulh ceza hakimliği tahliye kararı verse de savcılığın itirazı üzerine bu karar bozulmuş ve tutukluluk hali devam etmişti. Temmuz ayındaki ilk duruşmada da tahliye talebi reddedilmişti.

SÜREÇTE YAŞANAN TARTIŞMALAR

Davanın seyrinde, Barım için tahliye kararı veren hakim Fatih Kapan hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından inceleme ve soruşturma başlatılmıştı. Kapan, karar sonrası Tüketici Mahkemesi'ne atanmış, ardından emekli olup avukatlığa başlamıştı. Türk Tabipleri Birliği ve İstanbul Tabip Odası, Barım'ın kalp ve beyin damar hastalıkları nedeniyle ani ölüm riski taşıdığını belirterek tahliye çağrısı yapmıştı.

Tahliye kararıyla Barım, adli kontrol şartları altında serbest bırakıldı. Dava dosyası, delillerin tamamlanması ve ek tanıkların dinlenmesi için ileri bir tarihe ertelendi. Süreç, Gezi Parkı soruşturmalarının devam eden yankılarını bir kez daha gündeme getirdi.

Sonraki Haber