17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü nedir?

17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele günü nedir? 22 Aralık 1992 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından Yoksullukla Mücadele Günü ilan edilen 17 Ekim tüm dünyada büyük ilgi görüyor. Vatandaşlar tarafından internette bu gün hakkında araştırma yapılıyor. Dünya Yoksullukla Mücadele günü nedir, ne zaman kutlanır ve sözleri nelerdir gibi konulara sıkça yanıt aranıyor. Biz de bu konuyu sizler için araştırdık. Peki 17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü nedir? Dünya Yoksullukla Mücadele Günü sözleri!

17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü nedir? BM tarafından ilan edilen ve bu sene 18'ncisi kutlanan Dünya Yoksullukla Mücadele Günü vatandaşlar tarafından araştırılmaya devam ediyor. Biz de bu konuyu sizler için inceledik ve haberimize taşıdık. Dünya Yoksullukla Mücadele Günü nedir? Ne zaman kutlanı? Dünya Yoksullukla Mücadele Günü sözleri! Detaylar haberimizde...

DÜNYA YOKSULLUKLA MÜCADELE GÜNÜ NEDİR?

Tüm dünyanın mücadele ettiği başlıca sorun olarak kabul edilen yoksulluğun sebepleri, çeşitleri ve mücadele yöntemleri uluslararası siyasi, ekonomik ve toplumsal sorunların ortak konusudur. Amaçlarından biri yoksullukla mücadele olan Birleşmiş Milletler (BM) de 22 Aralık 1992 tarihinde 17 Ekim’i Dünya Yoksullukla Mücadele günü olarak ilan etmiştir. 25 yıldır yoksulluk sorununa daha fazla dikkat çekip daha fazla aktörün çözümde yer almasını sağlamak için farklı aktivite ve uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Her yıl bir tema belirlenip bu başlığa göre yoksullukla mücadelede bireylerin ve toplumların farkındalığı artırılmaya çalışılmaktadır. Dünya Yoksullukla Mücadele Günü’nün 25. yılında “Yoksulluğu Sonlandırma Çağrısına Bir Cevap: Barışçı ve Kapsayıcı Toplumlara Doğru Bir Patika” teması belirlenmiştir.

Bu konuda birçok ülkede yoksullukla mücadeleyi merkeze alan programlar yapılmaktadır. Yoksullukla mücadele yalnızca yoksul ülke ve toplumların değil gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin de öncelikli konuları arasındadır. BM 25 Eylül 2015’te gerçekleşen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ndeki 17 maddenin ilk sırasına “2030 yılında yoksulluğu bitirmek” ilkesini yerleştirmiştir.1 Nerede yaşandığına bakılmaksızın her türlü yoksullukla mücadele etme vurgusunun sebebi bu sorunun ancak tüm ülke ve toplumların katkılarıyla çözülebilir olmasındandır. Özellikle yoksul ülkelerdeki insanların artan taleplerinin diğer ülke toplumları için güvenlik riskine dönüşmesi bu sorunu tüm devletlerin ortak meselesi haline getirmektedir.

Türkiye’de ise 2002-2017 döneminde yoksullukla mücadelede ciddi bir yol katedilmiştir. BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nde hedef yıl olarak belirlenen 2030’da Türkiye’nin geçmiş performansının başarı düzeyini artırması yoksulluk yaklaşımında bir paradigma değişikliğini beraberinde getirecektir. Ekonomik bazlı ölçütlerin yanı sıra eğitim, sağlık, sosyal yaşama katılım gibi göstergelerin de yoksulluk ölçümünde yer alması Türkiye’nin bu konuyu göreli yoksulluk sorunu olarak kabul etmesinin bir sonucu olacaktır.

DÜNYA YOKSULLUKLA MÜCADELE GÜNÜ SÖZLERİ!

İnsan Hakları Günü, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin kabul edildiği gün olan 10 Aralık 1948'den bu yana her 10 Aralık'ta kutlanan gündür.

Tarihi
II. Dünya Savaşı'ndan sonra dünyadaki devletler bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleştiler. İnsan Hakları Bildirisi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu tarafından Haziran 1948'de hazırlandı ve 10 Aralık 1948'de Genel Kurulun Paris'te yapılan oturumunda kabul edildi. Oturumda, 6 sosyalist ülke bu ilkelerin bazılarının "Burjuva sınıfından olan insanların sınıf çıkarını koruduğu ve işçi sınıfının egemen sınıflarla uzlaşmak zorunda bırakacağı" gerekçesiyle çekimser kaldı. Bildiri, bu çekimser ülkeler ile Suudi Arabistan ve Güney Afrika Birliği dışında kalan ülkelerin oylarıyla kabul edildi.

Eleştiriler
Marksizm
Çeşitli marksist düşünürler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 1. maddesinde bulunan “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar.” ve 17. maddesinde bulunan “Kimse mülkiyetinden keyfi olarak yoksun bırakılamaz.” cümlelerine atıfta bulunarak; her insanın ekonomik olarak eşit doğmadığını ve bundan yoksun bir durumun özgürlük ve hak sayılamayacağını, dolayısıyla bu durumun bir kandırmaca olduğunu ve burjuva sınıfının mülksüzleştirilmesi gerektiğini savunan marksist görüşün bu bahsi geçen cümlelerle mücadele etmesi gerektiğini vurgularlar. Bu görüşü savunanlara göre; kapitalizm koşullarında bu kavramların içi boştur ve sadece göstermeliktir. Dolayısıyla dünyaya egemen olan emperyalizm ve sınıflı toplumlara sahip devletler, bir taraftan ne kadar insan haklarına saygılı olduğunu belirterek kitleleri insan haklarından yana olduğuna inandırmaya çalışırken, diğer taraftan yoksulluk verici politikalarına, gözaltında kayıplara, hak ve özgürlük taleplerine saldırılarına vb. devam ederler. Bununla birlikte özellikle Maoist görüşü referans alan bazı düşünürler ise, ezilenlerin şiddetini meşru görmeyen bir insan hakları kavramının burjuva çerçevesinde durduğunu iddia etmektedirler. Zira marksist olduğunu belirten Küba Devrimi lideri Fidel Castro konu hakkında şu görüşleri beyan etmiştir;

“Bizler çoğu kez insan hakları üzerine konuşuyoruz. Ama aynı zamanda insanların hakları üzerine de konuşmalıyız. Diğerleri lüks otomobillere binebilsin diye neden bazı insanlar çıplak ayaklarıyla yürümek zorunda? Diğerleri 70 yıl yaşasın diye neden bazı insanlar 35 yıl yaşamak zorunda?Diğerleri müthiş derecede zengin olsun diye neden bazıları berbat bir şekilde yoksul olmak zorunda? Ben, bir parça ekmeğe bile sahip olamayan dünya çocuklarının adına konuşuyorum.”

Maduro'dan Türkiye duyurusu: Dostum Erdoğan'a selamımı iletiyorum! Türkiye’nin ilk nükleer güç santralinde çalışmalar devam ediyor! Kocaeli'de TEM'de beyaz eşya yüklü TIR yandı
Sonraki Haber