Ali Koç seçim kararı almayacağını açıkladı: "Görevimizin başındayız, mücadeleye devam edeceğiz"

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Yüksek Divan Kurulu toplantısında açıklamalarda bulunuyor. Ali Koç, baskılara rağmen seçime gitmeyeceklerini, görevlerine devam edeceklerini açıkladı.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Yüksek Divan Kurulu toplantısında açıklamalarda bulunuyor. Ali Koç, baskılara rağmen seçime gitmeyeceklerini, görevlerine devam edeceklerini açıkladı.

İşte Ali Koç'un açıklamaları:

Mutluyduk, psikolojik avantaj elimizdeydi. 11 puandan 3 puana inmiştik. Kalan fikstürde inancımız bu puan farkının da kapanacağı yönündeydi. Full motivasyonla bu toplantıya hazırlanıyorduk. Hafta sonu 5 müsabakamız vardı. Hepsi final etap turlarıydı. Kadın basketbolda şampiyon olduk. Hiç kimsenin öngöremediği, beklemediği, ne yazık ki geçmiş yıllarda da, sadece bizim dönemimizde değil, hiç beklenmedik rakiplere karşı hem de kendi stadımızda kaybettiğimiz puanlarla şampiyonluk şansımızı sekteye uğrattık. Haklı olarak bir anda bütün camianın haleti ruhiyesi değişti, karamsarlaştı. Çok üzüldük. Birçoğunuz haklı olarak öfkelendiniz. Bizler de aynı derece üzgün durumdayız. Bizim üzülüp şikayet etme lüksümüz yok. Bu sıkıntıları gidermek zorundayız. Yaşadığınız hayal kırıklıklarını çok çok iyi biliyoruz. Biz de, yönetim kurulu da aynı duyguları yaşıyoruz.

İzahatı son derece zor bir beraberlikle geldiğimiz nokta, maalesef geldiğimiz nokta bizi çok dezavantajlı bir duruma düştü. Rakamlarla, tablolarla sizi ikna etmeyeceğim. Siz gönül koydunuz, ben de gönülden konuşacağım. Bize sabreden, istikrardan yana olanlara teşekkür ediyorum. Geçen sene renkli, çetin, yeri geldi mi gergin bir kongre yaşadık. Bir kez daha Fenerbahçe demokrasisinin ne kadar değerli olduğunu herkese gösterdik. Bu kongrede camiamız bizi 3 yıl için göreve getirdi. Camiamızın uzun süredir beklediği şampiyonluk özlemini gidermek için çok daha programlı ve tecrübelerle çalışmalarımızı kongreden önce başlattık. Seçilelim, sonra bakalım demedik. O dönemde seçilme garantimiz yoktu. Futbol tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı 5 teknik direktöründen biri olan, başarıları ortada olan Mourinho'yu hem başkan sayın Aziz Yıldırım hem de biz istedik. Netice itibarıyla kim kazanırsa kazansın gelecekti. Camiamız tarafından coşkuyla, sevinçle, umutla, motivasyonla karşılandı. Tüm dünyada yankı uyandıran bir transfer oldu.

Mourinho ile hedefimiz sadece bugünü değil geleceği de planlamak ve teknik açıdan istikrar sağlamaktı hedefimiz. Sizin beğenmeme, eleştirme lüksünüz var. Biz de 99 puan alan İsmail Hoca'yı da eleştiren bir camiayız. Son yıllarda aldığımız puanlar, şampiyon olduğumuz yılların üstünde. Bu yıl da öyle olacak. Hocamızın istediği transferler ile sürece erken başladık. Transfer planlamamızın çoğunu yaz kampı başlamadan bitirdik. Bunun da maliyeti oluyor. Bu sefer de biraz pahalıya olmakla birlikte planlamamızı yaptık. Çok daha cesur bir planlama yaptık. Neticesinde Fenerbahçe tarihinin futbolcu açısından en değerli kadrosunu ve doğal olarak da en yüksek bütçeli takımını kurduk. Kaliteli, deneyimli, mücadele gücü yüksek, hem Türkiye'de hem Avrupa'da kaliteli bir takım kurduğumuzu düşünüyorduk. Spor kamuoyu da bunu ifade ediyordu.

"TEK SORUMLUSU BENİM"

Ben hiç kimseyi mazeret göstermedim. Başarısızlık varsa, hayal kırıklığı varsa tek sorumlusu başkandır dedim. Bu sorumluluğu, yükü, hakaretleri, iftiraların altında ezilmedim, kimseyi de mazeret olarak kullanmadım. Bu da böyle devam edecektir.

Şunu söyleyebilirim; futbol yapılanması açısından bence ben ve arkadaşlarım, takdir sizlerindir, elimizden gelenin, elimizdeki maddi güçle yapabileceğimizin en iyisini yaptık. Futbol, planla ve doğru kadro mühendisliğiyle, büyük yatırımlarla değil mücadeleyle, adaletle ve bazen de şansla yazılan bir hikayedir.

"AKLIN MANTIĞIN ALGILAYAMACAĞI ŞEYLER OLUYOR"

Kayseri maçıyla ilgili demin bir eleştiri yapıldı. 82. dakikada şöyle böyle yaptık diye. İnanın herhalde Fenerbahçeliyim diyenlerin yüzde 95'i, biz de dahil aynı eleştiriyi yaptık. Bazen futbolda aklın mantığın algılayamayacağı şeyler oluyor. İnişler çıkışlar olmasına rağmen takımımızı şampiyonluğun en güçlü adayı olarak konumlandırdık. Devre arasında Fenerbahçe tarihinin en başarılı ara transferini geçirdik. Yatırımlarımızı artırdık. Talisca, Skriniar ve Diego Carlos'u aldık. Bize göre güçlü olan yapımızı daha da sağlam bir zemine oturttuk. Kalite, mücadele gücü açısından doğru yolda olduğumuzun göstergesiydi. Yeri geldi hepimizi çıldırtacak kalitede futbol vardı ama o maçları da kazandık.

Tabii ki ikincilik hiçbirimizi kesmiyor. Yıllardır hep yarışın içindeyiz, tepeye oynuyoruz ama bir şekilde ikincilikle yetinmek zorunda kalıyoruz. Sadece sahada değil, sistemle de mücadele etmeye devam ettik. Bu mücadele sadece bizim için değil, tüm takımlar açısından fayda sağlayacak kazanımlar elde ettik. Yıllarca bu sistem, bizden önce de hakkımızı yedi, sesimizi kısmaya çalıştı, bu sezon mücadelemizi çatışmayla değil haklılıkla, hukukla mücadele ettik. Yıllarca değiştirilmeyen o yapı, çatırdamaya başladı. Kolay kolay yerlerinden edilmeyecek başta bir önceki TFF başkanı, yönetim kurulu, özgül ağırlığı yüksek hakemler, gözlemcileri, TFF profesyonelleri ve kurullarda görev yapan isimler futboldan silinmiştir.

Bu mücadele hem zor oldu hem pahalıya mal oldu. Riyad konusu... Sadece bize yazıldı. Küçük bir örnek. TFF ile görüş ayrılığı, yeri geldiğinde çatışma olduğunda bir siyasi elimizden tutup TFF ile aramızı yapmaya çalışmadı. Yıllar sonra ilk kez bir derbiye yabancı hakem atandıysa, ligin ikinci yarısında yabancı VAR hakemleri atandıysa, sistemin mecbur kaldığı bir geri adımdır.

Yabancı hakemle devam edilmemesi hatalı bir karardır. TFF'ye ilettik. Kamuoyu bunu satın almış, derbiden sonra kamuoyu hakemin ne kadar başarılı olduğu konuşulmuş, bu kritik maçta hakem konuşulmamış, Türk hakemler korunmuş. Bu hakemler uçağa binip gidiyor, yorumcuların ağzında ciklet olma durumu yok. Adam gördüğünü çalıyor. Yeri geldi yabancı VAR'lar aleyhimize hata yaptı, sesimizi çıkarmadık. Hakem hata yapmaz diye bir şey yok, bizim için niyet önemliydi. Çok önemli bir milattı. TFF'nin bu karardan dönmesine ne anlam verebildik, ne anlayabildik, hatalı bulduk. Beşiktaş, Trabzonspor ve Samsunspor da yabancı hakem talep etti. Buna devam etmemek kafamızda büyük soru işareti bıraktı.

"GÖREVİMİZİN BAŞINDAYIZ, HİÇBİR YERE GİTMİYORUZ"

Biz yönetim kurulu olarak görevimizin başındayız ve mücadelemize devam edeceğiz! Fenerbahçemiz her krizde kongre tartışmalarına sürüklenecek, sosyal medyadaki algılarla başkan değiştirecek bir kurum değildir hiçbir zaman da olmamalıdır!

Bu sezon yaşananları adil futbol için bir milat olarak görüyoruz. Biz yalnızca kendi hakkımız için değil Türk futbolu için mücadele ettik, etmeye devam edeceğiz. Bu süreç hiç kolay değil. Sizler için kıymeti harbiyesi olmayabilir. Bu gelecek için yapılan bir mücadeledir. Uzun ve zorlu bir yoldur bu. Daha güçlü ve daha bilinçli, kararlı yapmaya devam edeceğiz.

Uğruna mücadele verdiğimiz adil rekabet iklimine daha yolumuz var. Bugün geldiğimiz noktada çok ağır bir sorumluluğun yüküyle karşınızda duruyoruz. Camiamızın taleplerini hep dikkate aldık. Yönetim zaafiyet içerisinde algısını kabul etmediğimizi ifade etmek istiyorum.

Eğer biz bu kapıyı açarsak başka kulüpler de gördüğünüz Allah'a çok şükür biz de yaşanmıyor denen şeyler bizim kulübümüzde de yaşanacaktır.

"BİZİM İÇİMİZ ACIMIYOR MU!"

Bizim içimiz acımıyor mu! Bu kadar mücadele, uğraş, savaş, kendi camiamızın belli yerleri tarafından hakaretler, iftiralar... En kolayı yeter artık deyip gitmek. Aziz Başkan da çok sağlam durdu. Biz bu kapıyı açarsak, kudretli Fenerbahçe yönetimlerini unutun derim size!

Henüz yapacak işlerimiz var! Tamamlanacak yolumuz var. Çektiğimiz bütün cefanın, tüm sıkıntının, finansal açıdan 1-2 ay içerisinde üstesinden gelmeye, bundan dolayı bambaşka projeleri, bambaşka.... Açın kapıyı duysun herkes! Açın kapıyı duysun herkes!

Yüzmüşüz ucuna gelmişiz, güven oyu diyen güven oyu desin, biz yönetimle göreve devam edeceğiz kulübümüz için!

"BURAYA GETİRENE KADAR CANIMIZ ÇIKTI!"

Kulübümüze çağ atlatacak projeleri yarım bırakacak lüksün değiliz. Buraya getirene kadar canımız çıktı. Bu borç seviyesine inene kadar 1 kuruş hisse satmadık. Kendi imkanlarımızla gemiyi yüzdürdük, mali bağımsızlık için büyük fedakarlıklar yaptık. Bir sonraki buluşmada, yeni tesisteki buluşmada, hep beraber inşallah, Fenerbahçe Spor Kulübü kimseye muhtaç kalmayacaktır!

Üzüldük, yıprandık, hayal kırıklıkları yaşattık. İnancımızdan hiçbir şey kaybetmedik. 2 sene sonra 'iyi ki bu adamlar tırsmadılar, kaçmadılar, kaldılar' diyeceksiniz!

"DESTEK VERECEĞİNİZ KİŞİLERİ İYİ TARTIN"

Sosyal medyadaki gençlere sesleniyorum; dinamik bir ülkede yaşıyoruz. Gündem 1 gün sonra değişebiliyor. Bazen takip etmekte de sıkıntı yaşayabiliyoruz. Gençler, özellikle sosyal medyadaki gençler, Fenerbahçe için birilerine destek vermek hakkınızdır. Destek vereceğiniz kişileri iyi inceleyin, iyi tartın. Onların ilkelerini iyi anlayın. Sizden önce de bir hayatları vardı. Ona göre karar verin.

İki hedefimiz vardı; finansal bağımsızlık ve sportif başarı. Bu projeleri anlattılar, Divan Kurulu'nu geçiştirmek için diyebilirsiniz. Ben size ne yalan söyledim ne günü kurtarmak için gündem değiştirmedim. Belki bir nebze öyle yapsaydık daha farklı şeyler olabilirdi ama ilkesel duruşumuzdan taviz vermedik. Sportif başarı dediğimizde, futbol dışında tartışacak bir şey yok. İçeride dışarıda başarılar elde ettik. Futbolda ise tabloyu değiştirmek için her şeyi yaptık. Henüz istediğimiz hedeflere ulaşamadık. Bu seneki futbol tasarruflarımız, yatırımlarımızla ilgili 'şunu yanlış yaptınız' dediğiniz şeyi duymak istiyorum, söyleyin. Fenerbahçe futbol tarihi açısından cesurca davranılan bir seneydi. Biz havlu atmadık. Biz mücadeleye devam edeceğiz. Finansal bağımsızlık hedefimize ulaştık. 7 senede en büyük mahcubiyetimiz futbol tarafı. Unutmayın ki bu sıkıntılı dönemleri ilk defa yaşıyoruz. Diğer kulüpler yaşadı. Biz bu sene buhran döneminden kurtulmayı planlıyorduk. Bazıları mucizelere kaldı diyebilir, doğru söylüyorsunuz.

"BANKALAR BİRLİĞİ'NDEN ÇIKIYORUZ"

En büyük hedefimiz olan finansal bağımsızlık, en sessiz ama en zorlu mücadelemizdi. Kulübümüzü ayakta tutan bu konuda çok önemli bir eşiğe geldik. İnşallah yaz aylarında Fenerbahçe, finansal olarak kendi ayakları üzerinde duracak. Eylül ayındaki mali genel kurulda Bankalar Birliği'nden çıkışımızı duyuracağız. Niye kurtulmalıyız? 3 milyar 628 milyon TL, Bankalar Birliği anlaşmasından sonra ödeme yapmışız. Kulübün bu kadar geliri buraya giderken, bu kulüp nasıl tarihin en büyük yatırımını yapıyor diye merak etmiş mi o arkadaşlar. 3 milyar 628 milyonun sadece 140 milyonu ana paraya gitti. 3.5 milyar faiz ödedik. Biz bu anlaşmayı yaparken faizler yüzde 9.5'tu, değişken faiz yüzde 52'ye kadar çıktı, bugün yüzde 49.5. Biz bu işten çıkıyoruz, bu Fenerbahçe camiasının büyük bir zaferidir.

"GEREKİRSE BAŞKA STATTA OYNAYACAĞIZ"

Önümüzdeki mayıs sonu (2026) başlayacağız yeni stadyuma. Gerekirse sezonun ilk yarısını başka bir stadyumda oynayacağız. Hamdi Bey, 4 ay diyor, ben 6 ay diyorum. Ne olur olmaz. Böyle bir şeye sahip olmak için bu fedakarlığı yapmak zorundayız.

Altyapı projemizin maliyeti 60 milyon dolar. Futbolu bir yere taşıyacağız, Dereağzı tamamen futbol dışı branşlar için kullanılacak. Eskidi, yorgun. Faz faz, voleybol ile ilgili tesiste başlayacağız. 4-5 bin kişilik voleybol salonu da yapacağız.

"MOURINHO VE FUTBOLCULARLA KONUŞTUM"

Samandıra'ya gittim hocayla ve futbolcularla konuştum. Biz yönetim olarak takımın başını dik tutarız, destek veririz. Kadroyu biz yapmadık, yapmayız. Futbolcularımıza inanıyoruz, destekliyoruz.

Hoca konusunda istikrardan yanayız. Jose Mourinho ile iki sene kontrat yaptık. Bunu da ifade etmek istiyorum.

Geçmiş yönetimler de hisse sattı. Hisseyi biz satınca olay oluyor. Bir de hisseyi ben almışım! Yahu ben öyle gizli saklı bir işi, 60 bin üyesi olan, 30-35 milyon taraftarı olan Fenerbahçe'den gizli yapıp gece yatağa girince uyuyabileceğimi mi sanıyorsunuz! Niye gizli yapayım! Madalyonun diğer yüzü, Trump'ın borsaları alt üst ettiği, ülke realitesinde ekonominin siyasetten negatif etkilendiği bir ortamda bu satışı yapmak, hem de Citybank üzerinden yaptılar demek bir yüzü, öbür yüzü paranoya... Biz bu hisse satışını futbolcu transferi için yapmadık, kulübün geleceği için yaptık.

Her kulüp başkanı, Cumhurbaşkanıza gider. Ali Koç gidince olay! Camiamızı şu konuda tenkit ediyorum, bana değil Fenerbahçe başkanına aşağılıkça dil uzatanlara niye tepki vermiyorsunuz! Bırakacağım gün bunları anlatacağım, yıllardır içimde tutuyorum. Bu da gidişat değil. Kaç kulüp Cumhurbaşkanımızı ziyaret etti, biz edince niye problem, soruyorum! Arazi işlerimiz var, vergi işlerimiz var, ecrimisiller var, Vakıflar ile var, Milli Emlak ile var.

"BEĞENMESİNİZ DE SAYGI DUYMAK DURUMUNDASINIZ!"

Ben dayanırım! Sonuna kadar dayanırım! Her seferinde böylesini bulamazsınız. Aziz Başkan'a da son dönemde çirkin saldırılar yapılmıştı. Beğenseniz de beğenmeseniz de mevkiye saygı duymak durumundasınız. Bizi kim yönetiyorsa desteklemek durumundayız. Ültimatomlar vermek burada, Fenerbahçe dinamiklerini bilmiyorsanız şöyle böyle olur demek... Ders alacağım bir şey varsa alırız, katılmıyorsam katılmıyorum derim.

"MOURINHO, BURASI BAŞKA YERE BENZEMEZ!"

Kim bilir, önümüzdeki haftalarda neler olacağını... Jose Mourinho'ya buraya ilk geldiğinde 'Burası her yere benzemez', aslında hiçbir yere benzemez. 'Ne kadar büyük hoca olursan ol, bir önceki Portekizli hocamız da aynı hatayı yaptı, ülkeyi iyi tanı, bu sene ne olur bilmiyorum, seneye şampiyon olacağız. Bu sene şampiyon olursan arka arkaya şampiyon oluruz ama bu ülke hiçbir yere benzemez' dedim. O da öğreniyor.

GÜNÜN VİDEOSU

Fatih Altaylı, Linet konserindeki Filistin destekçilerine 'it sürüsü' dedi!

İsrailli şarkıcı Linet’in konserini protesto eden Filistin destekçilerine “it sürüsü” diyerek hakaret eden Fatih Altaylı hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Türkiye genelinde açılacak manevi tazminat davalarından elde edilecek gelirlerin Gazze’ye gönderileceği açıklandı.