Asrın felaketinden sonra olası Marmara depremine ilişkin endişeler her geçen gün artıyor. İstanbul’da olası depremden en çok etkileneceği belirtilen yerlerin başında ise Fatih geliyor. Tarihi sur içindeki yapı stoğunun yüzde 92’si 2000 yılından önce inşa edilen binalardan oluşurken, tarihi sit alanı özelliğindeki bölgede kentsel dönüşümün hızlıca hayata geçirilmesi gerekiyor. İmar artışının mümkün olmadığı Fatih’in Belediye Başkanı, eski TOKİ Başkanı Mehmet Ergün Turan ise karşılaştıkları sıkıntıları anlatırken, “Tarihi ilçede kat sınırlaması söz konusu. Göreve geldikten sonra plan notu getirdik. Böylelikle, ilk kez insanlar evlerini yenileyip yapmaya başladılar. Plan notunda ‘kata kat imkanı’ yani ilave kat vermeden mevcut konutun kat oranı kadar yapım izni tanınmıştı. Bu sayede Fatih’te son iki yılda bin 500 bağımsız bölümü kapsayan 200’e yakın bina yıkılıp yenilendi. 6 bin kişilik nüfus yenilenmiş konutlarına yerleşti. Ne yazık ki depremden 15 gün önce Şehir Plancıları Odası plan notunu mahkemeye taşıdı. İdari Mahkeme’yi kazandık ancak İstinaf Mahkemesi’nde plan notu iptal edildi. Yani iptal kararıyla Fatih’te şu an bir insan gelip de, ‘Ben yasal evimi yıkıp aynısını yapacağım’ dese biz ona ruhsat veremiyoruz” dedi.
Akıllarda tek soru! İstanbul depreme hazır mı?
İmar artışının mümkün olmadığı Fatih’in Belediye Başkanı Turan “Tarihi ilçede kat sınırlaması söz konusu. ‘Kata kat imkanı’ sağlayan plan notu getirdik. Depremden 15 gün önce bu çözüm mahkemeye taşındı. Fatih’te şu an bir insan gelip de, ‘Ben yasal evimi yıkıp aynısını yapacağım’ dese biz ona ruhsat veremiyoruz” dedi. Milliyet'ten Mert İnan'ın haberi...
FATİH’TEKİ YAPI STOĞUNUN DURUMU NEDİR?
Fatih, İstanbul’daki en eski ilçe, daha doğrusu binlerce yıl İstanbul olarak anılan yer Suriçi bölgesi. Yapı stoğu açısından bakıldığında birçok ilçedeki yapı stoğu gibi 60’lı, 70’li, 80’li yıllarda yapılan betonarme yapılar ağırlıkta. Bağcılar Bayrampaşa, Bahçelievler ile benzer betonarme yapı stoğuna sahibiz. İlçemizdeki yapı stoğunun yüzde 92’si 2000 yılı öncesi yapılmış binalardan oluşuyor. Yüzde 8 civarındaki yapı ise 2000 sonrası yapılan binalar.
DEPREM AÇISINDAN EN RİSKLİ İLÇELERİN BAŞINDA GELDİĞİ BELİRTİLEN FATİH’TE KENTSEL AÇISINDAN ÖNCELİĞİNİZ NEDİR?
Fatih açısından yanlış bilinen doğrular arasında zemin konusu geliyor. Zemin açısından belli bölgeler hariç Fatih zemin olarak iyi bir alanı kapsıyor. Şu an bulunduğumuz dere yatağı olan kesim ve ilçenin denize bakan kısımlardaki belli bölgeler dışında zemin açısından avantajlıyız. Bir diğer avantaj ise Fatih’in birçok semtinde örneğin Şehremini’nin arka sokakları, Mevlanakapı, Silivrikapı’da binalar 3-4 katı geçmiyor. Az katlı yapıların sağlam olduklarını söylemiyorum ve muhtemelen test edilse mevcut yönetmeliklere göre eksiklikler tespit edilir. Ancak yüksek katlı eski yapılara oranla üç katlı yapıların olması kötünün iyisi denecek, deprem riski açısından bir avantaj. Birinci önceliğimiz ise Fatih’te 2000 yılı öncesi yapılan binaların yenilenmesi. Fatih aynı zamanda kenstel arkeolojik sit alanı. Kazdığınız yerden tarih fışkırıyor. Bir şey yapmaya kalktığınızda, kazdığınız yerin altından tarihi buluntular çıktığında yıktığınız evinizi bile yapamama noktasına gelme gibi durumlar da söz konusu.
KENTSEL DÖNÜŞÜM DENİNCE ADA BAZLI DÖNÜŞÜMÜ MÜ YERİNDE DÖNÜŞÜMÜ MÜ UYGUN GÖRÜYORSUNUZ?
En sık karşılaştığım soru, “Başkanım siz TOKİ başkanıydınız, konutları tek tek yenilemek yerine neden bunları ada bazlı dönüşüme almıyorsunuz?” oluyor. Ada bazlı dönüşümde iki ayrıntı var. İlki finans kaynaklı sorunlar. İkinci ve daha önemlisi Fatih’te ada bazlı düzenleme yaptığınızda, konutların arka bahçelerinin kazılması gerekiyor. Daha önce kazılmamış bir yeri kazdığımızda tarihi eser çıkarsa o adada bir şey yapma imkanımız olmayabilir, insanlar mevcut haklarını kaybedebilir. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde bu durum yaşandı. Yeni blok yapılacak alanda arkeolojik kalıntılar çıktığı için yedi yıldır kazı yapılıyor. Bu nedenle parsel bazlı dönüşümle eski yapıyı yıkıp, yerinde yenisini yapmak risk taşımıyor. Ada bazlı dönüşümde diyelim ki, tarihi esere denk geldiniz, sürecin aşılması 3-4 yıllık süreyi buluyor. Vakit kaybetmek istemiyoruz. Bugün Londra ve Viyana’da tarihi, yan yana dizili evler vardır. Kimse “Evleri yıkalım arka bahçeleri birleştirelim” diyor mu? Kimse bu kentlerde çıkıp, “Binaları yıkalım, altına otopark yapalım, ada bazlı alan toplayalım” diye düşünmez. Fatih’te vatandaşlarımızın mağdur olmaması için önceliğimiz yerinde parsel bazlı dönüşüm. Ancak Silivrikapı veya Mevlanakapı gibi semtlerde ada bazlı dönüşüm üzerinde neler yapılabileceğini düşünüyoruz.