ABD varlıklarından koşar adım uzaklaşma dönemi başladı! Dolar düşüyor, ABD 10 yıllık tahvil faizi artıyor
ABD Başkanı Trump, aldığı ya da almadığı tüm kararlarla Amerika’yı yeniden mükemmel yapma çalışmalarında çuvalladı. Atılan adımlar, ülkelere diz çöktürmek yerine bir araya getirmeye başladı. Başta Çin olmak üzere karşı ataklar geldi. Yasaklamalar ABD ekonomisinde can yakıcı sonuçlar yarattı. Hepsinden önemlisi artık ABD ekonomisine eskisi kadar güven duyulmuyor. Bunu da altının kırdığı rekorlarda görüyoruz. İşte detaylar...
ABD’de karamsar hava hakim. Bu psikolojiyi gece geç saatlerde konuşan FED Başkanı Powell da düzeltmedi. Powell, piyasaların imdadına yetişemedi. Powell, ABD ekonomisinin ilk çeyrekte yavaşladığını söylemesi ve tarifelerin büyüme ile enflasyonu olumsuz etkileyebileceğini vurgulaması piyasalarda var olan olumsuz havayı daha da pekiştirdi. Her ne kadar Powell politika değişikliği için (faiz indirimi) daha fazla netlik gerektiğini belirtse de, piyasalar (vadeli faiz kontratları) yılın geriye kalan kısmında FED'den yaklaşık 90 baz puan faiz indirimi beklemeye devam ediyor.
Bütün bu olup biten karmaşanın arasında, riskten kaçan yatırımcıların sığındığı altının ons fiyatı 3,340 dolar seviyesine yükselerek rekorunu bir adım daha yukarı taşıdı. Kıbrıs İktisat Bankası, “Mevcut belirsizlik ortamında yönün hâlen daha yukarı olduğunu düşünürken, uzun pozisyonlarımızı da korumaya devam ettiğimizin altını çizmek isteriz. Altın, 2025 yılında şimdiye kadar yaklaşık %26 değer kazanırken, 25 kez de rekor kırdığını not edelim. Türk insanın bir numaralı yatırım aracı olan gram altın dört bin TL seviyesini aştı. Gram altın için tek yönünü mütemadiyen yukarı olduğu yönünde yorumumuzu okurlarımız hatırlayacaklardır. Altın, güvenli liman edası ile tabana yayılan bir şekilde, merkez bankalarından kurumsal ve bireysel yatırımcılara kadar geniş bir yelpazede alımlara sahne olmaya devam ederken, altın gümüş rasyosu ise altın lehine son beş yılın zirvesinde işlem görüyor. Gümüş uzun pozisyonlarımızı da korumaya devam ederken, ilave alıma 35 dolar seviyesinin geçilmesi durumunda başlayacağız” yorumu geldi.
DOLAR ARTIK ENDİŞE KAYNAĞI
Yıllardır küresel güvenli liman olma işlevi üstlenen doların son dönemde yatırımcılar için bir endişe kaynağına dönüştüğü görülüyor. Ocak ortasından bu yana dolar (DXY), büyük para birimlerine karşı sepet bazında %10 değer kaybetti. Aynı dönemde ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin de yükseliyor olması, ABD’ye karşı güven erozyonu ya da daha basit bir yaklaşımla yatırımcıların sistemik risk korkusuyla hareket ederek ABD varlıklarından koşar adım uzaklaştığına işaret etti.
FİNANSAL DEPREM Mİ GELİYOR?
ABD ekonomisinin büyüklüğü ve derin sermaye piyasaları sayesinde dolar yıllardır rezerv para olarak benzersiz bir konuma sahipken, Trump yönetiminin dengesiz maliye politikaları, büyük bütçe açıkları ve hukukî kurumlara yönelik saldırıları bu güveni aşındırmaya başladı. Ekonomist Emre Değirmencioğlu, “Yatırımcılar Amerikan tahvillerini terk etmeye devam etmesi durumunda, ABD'nin borçlanma maliyetlerinin daha da artacağı ve 36 trilyon dolar borcun kamu maliyesine daha da büyük bir darbe vuracak. Bu da hâliyle sadece Amerikan ekonomisi için değil, birçok ülkenin dış ticaretini hâlâ dolar cinsinden yürütüyor olmasından hareketle tüm dünya için bir tür “finansal depreme” yol açabileceğinden endişe ediyoruz” diye yazdı.
Trump, aslında doların çok da güçlü olmasını istemiyor. Çünkü, ihracat yapması, 38 trilyon doları geçen dış borcunu finanse etmesi gerekiyor. Değirmencioğlu, bu konuda önemli bir yorum yaparak, “Trump bir iş insanı, hatta bir 'tüccar' olduğu görüşünden hareketle, doların hâlâ küresel sistemdeki liderliğini korumasının önüne geçmeyeceğini, piyasalarda var olan satış baskısının ise bir noktada yerini sakinleşme eğilimine terk edeceğini düşünüyoruz. Aksi takdirde, bugüne kadar bir avantaj olan dolar hakimiyeti, ABD'nin en büyük kırılganlığına dönüşebilir” dedi.