6 yıl boyunca devam etmiş! Ekrem İmamoğlu’nun kasası konuştu: Para trafiğini belgeleriyle anlattı
Ekrem İmamoğlu’nun “kasası” olarak bilinen Adem Soytekin, ikinci kez tutuklandıktan sonra savcılığa kapsamlı bir ifade verdi. Soytekin, 2019’dan bu yana İBB merkezli kurulan rüşvet ve yolsuzluk sisteminin işleyişini, nakit akışını ve “havuz” hesaplarını belgeleriyle anlattı. Rüşvet olarak alınan daireleri ve çekleri tek tek savcılığa bildiren Soytekin, “İmamoğlu’nun kurduğu sistem 2025’e kadar profesyonelce yürütüldü” dedi.
Ekrem İmamoğlu’nun “kasası” olarak anılan sıvacı Adem Soytekin, ikinci kez tutuklanmasının ardından savcılığa kapsamlı bir ifade verdi. Soytekin, İBB eksenli yolsuzluk sisteminin nasıl işlediğini, rüşvet trafiğini ve nakit akışını belgeleriyle anlattı.
2019’DAN 2025’E UZANAN “HAVUZ” SİSTEMI
Soytekin ifadesinde, sistemin Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde kurulduğunu ve 2019’dan itibaren İBB’ye taşındığını belirtti. Müteahhitlerden alınan daire, çek, EFT ve nakit ödemelerin “havuz” sistemiyle toplandığını anlattı.
Her altı ayda bir Fatih Keleş ve Tuncay Yılmaz ile hesap yapıldığını kaydeden Soytekin, “Ekrem İmamoğlu’nun bilgisi dahilinde yürüyen bir para trafiği vardı” dedi.

“RÜŞVET OLARAK ALINAN DAİRELERI SAVCILIĞA BİLDİRDİM”
Adem Soytekin, ifadesinde Beylikdüzü dönemine ilişkin çarpıcı detaylar da paylaştı:
“11. Mahalle’de 4 daireyi, İmamoğlu’nun talimatıyla belirlenen kişilere devrettim. Bunların karşılığında para almadım. Daireler, ihalelere girmemeleri için bazı kişilere verildi. Ekrem İmamoğlu’nun rüşvet olarak veya zorla müteahhitlerden aldığı daireleri Cumhuriyet Başsavcılığına tek tek bildirdim.”
Soytekin ayrıca, müteahhitlerin daire verdikleri halde belediyedeki işlerinin yapılmadığı gerekçesiyle tepki gösterdiklerini de aktardı.
İBB DÖNEMİNDE SİSTEM BÜYÜDÜ: NAKİT, ÇEK VE EFT İLE RÜŞVET
2019 sonrasında sistemin profesyonelleştiğini anlatan Soytekin, artık daire yerine nakit, çek ve EFT yöntemiyle rüşvet dağıtıldığını söyledi:
“Bu paralar bana genellikle Fatih Keleş’in abisi Zafer Keleş veya yeğeni Murat Keleş tarafından getiriliyordu. Bazen ofisime gelip elden teslim ediyorlardı.”
Soytekin, 2020 sonunda adının basında geçmesiyle sistemden çıkarıldığını ve yerine yeni isimlerin geçtiğini belirtti.

RÜŞVETİN “RESMİLEŞTİRİLMESİ”: FATURA VE BANKA HAREKETLERİ
Adem Soytekin, rüşvet trafiğinin nasıl “yasal” gösterildiğini de anlattı:
“2022’de Murat Gülibrahimoğlu’nun talebiyle fatura kesmeden yapılan işlerin KDV’sini yansıtma faturası olarak kestim. Paralar resmi hesaptan bana geldi, çekip nakit olarak geri verdim.”
Bu işlemlerin BDDK raporlarına yansıdığını ve dekontların savcılığa sunulduğunu belirtti.
BETON, HAFRİYAT VE MICIR TİCARETİYLE YENİ GELİR KAPISI
Soytekin, 2021’de özel uçakla yapılan bir seyahatte İstanbul’daki hafriyat döküm alanlarından çıkan taşların mıcır olarak satılması planının gündeme geldiğini söyledi:
“Valilik protokolü var, mecbur bizden alacaksın’ denildi. Böylece yeni bir gelir kapısı oluşturulmuştu.”
Bu kapsamda hafriyat, beton ve mıcır ticareti üzerinden büyük bir para akışının sağlandığı öne sürüldü.
“1.2 MİLYON DOLAR ALACAKLIYDIM”
Soytekin, son hesaplaşmada Fatih Keleş ve Mehmet Pehlivan ile bir araya geldiğini, bu süreçte 1.2 milyon dolar alacaklı çıktığını, 430 bin dolarının kendisine ödendiğini ifade etti.
Tüm banka dekontlarını, tapu devirlerini, çekleri ve yansıtma faturaları savcılığa teslim ettiğini vurguladı.
RÜŞVET AĞINDAKİ KİLİT İSİMLER
İfade tutanaklarına göre sistemde rol alan bazı isimler şöyle sıralandı:
-
Fatih Keleş: Rüşvet tahsilatı ve para akışını yöneten isim
-
Tuncay Yılmaz: Hesapları tutan, ödemeleri takip eden kişi
-
Murat Gülibrahimoğlu: Fatura ve vergi kalkanı sağlayan aracı
-
Hüseyin Köksal & Murat Kapki: Reklam ve pazarlama üzerinden para trafiğini kontrol eden isimler
-
Emrah Bağdatlı: Yeni dönemde öne çıkan “paravan iş adamı”
"PAZARLIK BİTMİŞ OLUYORDU”
Soytekin son ifadesinde, “Ben devreye girdiğimde rüşvet pazarlıkları çoktan bitmiş oluyordu. Ekrem İmamoğlu’nun kurduğu havuzdaki gayrimenkulleri ve çekleri devralma sürecinde görev yapıyordum” sözleriyle kendisini savundu.